Dr.Deepak Chopra’dan muhteşem
bir hikâye dinledim.
Gerçek bir biyolojik örneği
anlatıyordu: metamorfoz (başkalaşım)
Aynen kendi aktarımını paylaşıyorum:
Bir tırtıl bir kurt gibidir, bir kelebekse çok güzel
renkleri olan uçan sihirli bir yaratık.
Zamanı geldiğinde
bir tırtıl daha çok yemeye başlar
ve kendi metabolizmasının ihtiyacı olanından daha
fazlasını tüketir. Böylece tırtılın bedeni ölmeye başlar,
bu bedenin sıvılaşması
şeklinde
olur. Fakat tırtılın bedeninde orada burada birkaç
hücre vardır.
Bilim adamları bu hücrelere “hayalci hücreler”
adını verirler. Bu hücreler aslında yeni bir
gerçekliğin
hayalini kurarlar, farklı bir bilinç seviyesinde
titreşirler.
Tırtılın bedeni bu hücreleri tanıyıp onlara
saldırırlar. Fakat onlar farklı bir seviyede titreştikleri
için bu saldırılardan etkilenmezler. Saldırıcı
hücreler ise kısa zamanda vazgeçerler.
Bu arada hayalci hücreler yine orada burada
kümelenmeye başlarlar.
Daha sonra da bu kümeler birbirleri arasında bir bağlantı
oluştururlar.
Bu hücre bağlantıları
belli bir kritik kitleye, eşiğe
ulaştığında,
sihirli bir
şey
olmaya başlar:
tırtılın bedeninde uyumakta olan bir gen, genetik
kod, uyanır. Bu genetik kod kanatların, yeni bir
kalbin, antenin, bacakların, uçan bir varlığın
metabolik hızı vb. ne dair tüm bilgileri içerir,
hepsi bu kodun içinde gizlidir. Bu gen,
hayalci hücrelerin birbirleriyle kurdukları bağlantı
sayesinde uyanır. Tırtılın bedeninin geri kalan
kısmı ölürken, hayalci hücreler tırtılın ölmekte
olan gövdesini kendilerini besleyecek bir gıda
olarak kullanırlar.
Bu hayalci hücrelerin büyümek ve bağlantı
kurmak için kullandıkları bir kültür ortamı olur.
Ve çok kısa zamanda bir özgürlüğe
doğru
uçmak üzere bir kelebek buradan ortaya çıkarak
uçmaya başlar.
Diyor ki Deepak Chopra, sizler de hayalci hücreler
taşıyorsunuz.
Eski gerçekliğinizi
istemeyip yeni bir gerçeklik isteyen bu hücrelere
sahipsiniz. Kendiniz için bu yeni gerçekliği
hayal etmeye başlayabilirsiniz.
Bilincimizin enerjisini, Dr.Chopra’nın dediği
gibi olumsuz ve gereksiz olana harcamaz ve yeni bir
gerçekliğe
doğru
yoğunlaştırırsak,
kendimizi yeniden yaratmak üzere bir adım
atabiliriz.
Gerisi genlerimizde saklı, aynı metamorfozda olduğu
gibi bu başkalaşımı
hiçbir
şey
durduramaz.
Bir tek engel var: O da kendimiz… |