Keşke başka şeyler de isteseydim

Serdar Turgut
serdar.turgut@aksam.com.tr
 

Son günlerde yoğun olarak Einstein, kuantum fiziği ve genel teori, inançlar üzerine düşünmeye çalışıyorum ve okuyorum.

Önceki gün büyük fizikçilerin hayatını konu eden kitapları bulup okumayı kararlaştırdım.

Rana benim kalbimin temiz olduğunu, arzu ettiğim dileklerimin sonunda olduğunu hep söyler. Dün olandan sonra doğrusu ben de inanmaya başladım buna.

Dün Doğuş Otomotion’dan bir davetiye ve yanında çok şık bir hediye geldi. Einstein’ın yaşamını ve bilimini konu alan ‘Subtle is the Lord’ adlı kitabı yollamışlar (yazar Abraham Pais).

Başlıktan anlaşılabileceği üzere bu kitapta, Einstein’ın teorisi ile Yaradan’ı aramak arasında bağlantılar da var.

Son bir-iki gündür yazmaya çalıştığım ve aradığım her şeyi içeren bir kitap bu.

Doğuş Otomotion, kasım ayında ‘Einstein Sergisi’ni açmamış olsaydı bu hediyeyi benim için özel düşündüklerine bile inanabilirdim.

O kadar sevindim ki anlatamam. Zaten bir tek kitap hediyesi beni bu derece heyecanlandırabilir ve sevindirebilir.

Çok konsantre olarak okuyacağım bu kitabı. Gördüğüm kadarıyla bazı bölümleri insanı hayli zorlayacak gibi ama bu teorik fizik, başka ne olmasını bekleyebilirdim değil mi?..

Düşünüyorum da; Einstein’ın üzerinde durduğu ve çözmeye çalıştığı problemlere kafayı takıp fizikçilerin tartıştığı meseleleri azıcık öğrenen bir kadın, türbana ve onu nasıl bağlayacağına hayatının en önemli kararıymış gibi yaklaşabilir miydi?...

Bana mümkün gözükmüyor ama eğitimli bir kafadan olabileceği yolunda bir fikir duyarsam, bunu bu köşede aynen değerlendiririm, söz veriyorum. Çünkü ben öğrenmekten korkmam.

Ancak sakil tavırlı cahillerden bir tanesiyseniz fikrinizi bana aktarmanıza gerek yok. Siz cehaletinizle yaşamanıza devam edin, beni rahatsız etmeyin...

Bu arada Einstein 'kozmik dini duygular bilimsel çalışma için en güçlü ve en yüce dürtülerdir' demiştir.

Bu insanların kozmosu ve Tanrı'yı anlamak için kurdukları sistemleri, işin mantığını anlamaya kalkışmadan din adına bazı işler yapmak hem doğru değildir hem de sadece cehalet ve onunla atbaşı giden barbarlığı yaratır o kadar.

Daha sonra açmayı düşündüğüm fikirlerle doldurduğum bu kısa yazımı Thomas Carlyle’ın ‘Merak tapınmanın temelidir’ lafıyla bitirmek istiyorum.

Hiç merak etmeye gerek duymadan, yaşadığımız dünyanın kozmostaki yeri hakkında hiçbir fikir sahibi olmadan, bu dünya nasıl yaratıldı, dünyanın üstü ile gökyüzündeki sistemler nasıl birbirine bağlanıyor ve gayet tabii ki insanın kozmostaki yeri üzerine hiç düşünmeden dindar olduklarını sananlar, gayet tabii ki başörtüsünü nasıl bağlamanın daha doğru olduğunu günlerce tartışıp bundan mutluluk duyabilir.

Aynı tartışma bana Türkiye'nin durumunu göstererek müthiş bir acı da veriyor.

Bu kadarını da beklemiyordum. Pes doğrusu....

Kaynak; Akşam Gazetesi

 

 

 
 
İstanbul - 01.02.2008
 http://sufizmveinsan.com