Bedava cömertlik
Nur Cihan
 

*Eğer Allah'a (rızası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar.

Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.

TEĞÂBÜN Suresi: 17

*“Yalnız iki kişiye gıpta edilir. Biri, Allâh’ın, mal verip hak yolunda harcamaya muvaffak kıldığı kimse; diğeri de, Allâh’ın, kendisine ilim verip de onunla amel eden ve bunları başkasına öğreten (yâni ilmini infâk eden) kimsedir.”

Hz. Muhammed (s.a.v.)

* “Sen varlığını, malını ve mülkünü güzel bir şekilde infâk et de, bir gönül al! Ki o gönlün duâsı mezarda, o kapkara gecede sana ışık versin, nûr olsun!.”

Hz. Mevlâna Muhammed Celaleddin-i Rûmî (k.s.)

ÇEŞ’N-İ NİYET      -    BEDAVA CÖMERTLİK

Her şeyin niyet  ve o niyete sadakat olduğuna inanan biri olarak niyetsel yazılara devam etmek istedim.Bu,bana alıştığım için kolay geliyor.Unutkanlığımı bildiğimden aklıma geldiğinde her şey ve herkes adına, ne iş yapıyorsam o işin hayrını onlara hediye ediyorum, niyet ediyorum.Çünkü CemAli  için yapabildiğim tek  ve en önemli şeyinde bu olduğuna inanıyorum.
İnsanın kendisine yaptığı;” bu kendini öğrenme yolunda” en büyük yardımcısının, başkaları için iyi dilekler ve niyetlerde bulunması olduğuna da inanıyorum.

Bugün sahip olduğum tüm güzelliklere; vakti ile kendim asla yapamam sanıp, hep başkaları için dilediğim ve onlara yakıştırdığım güzel –mukaddes-temiz niyetlerle gelebildiğimi  tahmin ediyorum. Çünkü negatif ya da pozitif bir dilek bizlere kat kat geriye dönüyor.
İnsan  yaptığı ibadetleri sevap  ve cennet kaygısı ile yapmaktan kurtulmalı. Bu da ancak niyetle olur sanırım.
Yaptığımız bütün ibadetleri - manevi çalışmaları, yaratılmış tüm  ihtiyaç sahiplerine bağışlayabilmeliyiz. Tanımadığımız insanlar için oruç tutmaya niyet etmek, bize kötülük eden için namaz kılmak, her sabah yaptığımız tesbihatı  kafir-müslüman ayırmaksızın tüm  insanlığa hediye edebilmek çok hoş bir şeydir. Pencerenizden yem verdiğiniz kuşlara her gün farklı biri ve   değişik  amaçlarla  niyet ederek yiyecek verebilmek çok güzel bir duygudur. İhtiyaç sahiplerine bir şeyler verirken bunları başkaları adına verebilmek  anlatılmaz bir keyiftir.Sizden başka kimse bilmez ve siz anında neye ve kime niyet ettiğinizi unutursunuz.Konu kapanmıştır.Beklentiler kalmamıştır.

Dua ve niyet ederken: Sıra ile tüm mertebelerdeki insanları anarsınız ve bu alışkanlık size güven verir.Zamanla fark edersiniz ki onlar sizin ayrılmaz parçalarınız, dostlarınız olmuşlardır.Birini niyet ederken unutsanız kalbiniz kalır ve hemen niyeti düzeltirsiniz.
Yeni yeni niyetleriniz gelişir.Ve size özel niyetlerden  hazineniz olur.
Geçmişte ki, şimdi ki ve gelecekteki akrabalarınızı unutmazsınız.Manevi rehberlerin büyüklerini ve onların silsilerlerini anarsınız.İnsan bu niyetlerle her geçen gün zenginleşir.Size ait hiçbir sevap ağırlığı kalmaz ya da siz öyle sanırsınız.Kendinizi şu kadar sayıda şunu okudum, bu kadar sayıda bunu okudum “acaba ne kadar sayıda sevap kazandım “diye kısıtlamazsınız.Çünkü siz artık sevap-cennet-huri biriktiren ;sevap avcı hesapçısı banka   gibi değilsinizdir.Siz geleni dağıtmayı zevk edinmiş bedavadan niyet cömertsinizdir.
Böyle havadan yağan kolay cömertlik herhalde başka bir şeyde de yoktur. Belki de, bu kadar hızla geri dönen yatırım hesabı da yoktur.
Allah’la alışveriş en zevklisidir. Muhatabınız kul olmaz.Kimseye borçlu olmazsınız.Onlar bilmezler ama siz her nefesinizi onlara ödemişsinizdir.Her yaptığınız hareketin iktisabi beden sevabı tüm kainata dağılır.

Siz tüm kainatla birleşirsiniz. Hiç görmeseniz de, bilmeseniz de tüm insanlıkla kendinizi paylaşırsınız.
Bazen niyetler maddeye de dönüşebilir bu da ihsandır herhalde. Ben size geçen nisanda  böyle yaşanmış bir niyetimi yazmak istiyorum.
Umreye gitmiştik. Arkadaşım bir gün evveli bize” ricali gayb erenlerinin zemzem kuyusu başında senede bir kez buluştukları o toplatıyı “okumuştu.

Kabe’deki ilk gece de  zemzem kuyularının ilk açıldığı yere (İbrahim Makamı’nın yanında) yakın oturmuştuk.Ben de kardeşime okuduğumuz o olayı anlatıyordum.Birden arkamızdan kahkaha sesleri geldi.Döndük.Değişik ırklardan dört beş bey vardı.Değişik yaşlardaydılar.Kahkahayı atan en yaşlı olanı Kuzey Afrikalıya benziyordu.Ve biz döner dönmez yatak benzeri bir şeyin içinde dönerek örtüsünü üzerine çekti uyumaya çekildi.
İki gün sonra idi sanırım, tavaf esnasında aklıma bu tavafı ederken sadaka vermem lazım fikri düştü.Bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum ve yanlış tepki alırım diye kimseye sadaka vermeye cesaret edemiyordum.Tavafa devam ederken birden Hacerül Esved hizasına geldiğimde “tak tak” diye bir baston sesi ile irkildim.Hem asanın sesi hem de ilginç bir tarzda, anlayamadığım bir dilde şarkıya benzer dua sesleri geliyordu.Döndüm ve şaşırdım .Kabe’deki ilk gecemizde zemzem kuyularının üstünde uykuya çekilen yaşlı dede değil miydi?.Bana bakmıyordu.Yanıma gelince elini sol cebine soktu ve “1 Riyal “çıkardı iki eli ile parayı açıp bakıp tekrar sağ cebine koydu.Ben de hemen mesajı alıp sadakamı uzattım. Aldı ve tavaftan çıktı.
İki  gün sonra idi sanırım. Bu sefer grup halinde  Umre tavafı yapıyorduk.Ben tavaftaki yaşadığım sadaka olayını paylaşmış ve herkesin de aynı şeyi yaşamasını istemiştim.Ve niyet edip onlara da  sadakalarını hazırlatmıştım.Ama kimse sadakasını  veremiyordu.Çünkü, yanlış kişiye verebileceklerini düşünüp tepki alacaklarından çekiniyorlardı.Tavaf devam ederken aynı hizada gene “tak tak” diye yere vuran kuvvetli asa sesi geldi.Peşinden de aynı nakaratla okuduğu o ilginç dua-şarkı benzeri ezgisi duyuldu.Hepimiz sevinçle anladık ki O Dedemiz gelmiş. Herkes büyük bir neşeyle hazırladığı sadakayı Dede’ye verdi.Ve Dedemiz sadakaları alınca gene ortadan yok oldu.

Tabii Kabe herşeyin canlı cerayan ettiği mucizevi bir yer. Orada rüyalar canlı görülüyor.Ama aslında niyetlerimize inanmamız ve o niyete iman etmemiz de bizi o canlılığa bağlıyor.
Önce niyetlerimizi düzeltebilirsek uzun ama zorlu bir yoldan sonra yavaş yavaş kendimizi de düzeltebiliriz diye umuyoruz. Çünkü insan niyetlerinden zamanla şunu anlıyor. Ben niyetimle kimsenin zerre haberi olmadan kendimi herkesle paylaşıyorum.Bana zulmedenle, en iyi davrananı ayırt etmeden aynı oranda onları düşünüyorum.Ben kendimi düzeltebilirsem herşey zaten benimdir.Ben kendimi düzeltemediğim müddetçe niyetim ve kalbim-imanımda sakattır.Demek  ki kalbim huzura erememiş ve nefsim hala kendisine çalışmayı istemektedir.
Allah, inşallah hepimizi niyetine almış olsun.Ve biz O’nun niyetinde O’nun sevdiklerinden,O’nun seçtiklerinden  olabilelim .Aminnnnnn.

 

 

 
 
13.05.2008
nuralem7@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com