Beyninizi Yeniden Yükleyin: Beyni Yenilemenin Bilimsel Sırları
 
 
 

(http://www.dailygalaxy.com/my_weblog/2007/10/need-a-new-brai.html’den çevrilmiştir.)

Çeviren: Esin Tezer

Popüler inanışın aksine yakın zamandaki araştırmalar, beyin maddesini yeniden oluşturmanın muhtemelen yolları olduğunu keşfetmiştir. Örneğin Yaşlanma Jerontolojisi üzerine olan Ulusal Araştırma Merkezi’nde ve Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Okulu’nda hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; hem kalori sınırlandırmasının hem de vitamin, mineral alımıyla beraber aralıklar halinde tutulan orucun hastalığa karşı direnci arttırdığını, yaşam süresini uzattığını ve sap hücrelerdeki nöron üretimini harekete geçirdiğini göstermiştir. Buna ilaveten oruç tutmanın; beyin yaralanmasının ardından yeniden-tellemenin başarılı olması için muhtemel olarak kabiliyeti arttırıp, sinaptik elastikiyeti çoğalttığı gösterilmiştir. Bu faydaların düzenli egzersiz stresinin sonucu olarak, büyük müsküler (adalesel) yenilenme konseptindekine benzer bir şekilde hücresel stres tepkisinden kaynaklandığı gözükmektedir.

Ekstra araştırma, yemek aralarındaki zamanı arttırmanın kronik kalori sınırlandırmasından daha iyi bir seçim olabileceğini ileri sürmektedir. Çünkü cinsiyet hormonlarındaki azalmadan ortaya çıkan sonuç, hem seksüel hem de beyin performansını olumsuz olarak etkileyebilir. Cinsiyet steroid hormonları olan testesteron ve östrojen bol yiyecek temininden pozitif olarak etkilenmektedirler. Bir diğer deyişle; bu şekilde daha zeki olabilirsiniz, fakat diğer dezavantajlarının yanısıra o yatak odanızdaki keyfi olumsuz etkileyebilir.

Ancak kendinizi aç bırakma heveslisi değilseniz, diğer seçenekler de var. Burnham Enstitüsü için Tıp Araştırması’ndan ve Japonya’daki Iwate Üniversitesi’nden gelen yakın zamandaki bir diğer bulgu, Biberiye (romarin) bitkisinin beyindeki serbest radikalle savaşan bir içeriği kapsadığını bildirmektedir. Karnosik asit (CA) olarak bilinen aktif içerik, beyni felç ve Alzheimer gibi olan nöro-dejenerasyondan ve normal yaşlanmanın etkilerinden koruyabilir.

Araştırmacılar bu bitkide izole edilmiş bileşimlerin daha etkili formlarının patentini alsalar da; pek çok yeni ilacın aksine, biberiyeyi yalnızca doğal halinde kullanmak belki de en güvenli, klinik olarak tesirine en katlanılabilir olandır çünkü o beyine etki etmesiyle tanınır ve insanlar tarafından da bin seneden fazladır tüketilmektedir. Bitki, Avrupalı halk tıbbında sinir sistemine yardımcı olması için kullanılmıştır.

Berkeley, California Üniversitesi’nde Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Profesörü olan Bruce N.Ames; günlük aldığı, hücrelerimize güç veren Mitokondriya’nın enerji çıktısını arttıran kimyasallar olan 800 mg’lık Alfa Lipoik Asit ve 2,000 mg’lık Asetil-L-Karnitin’e inanmaktadır.Mitokondriyal bozulma, yaşlanmada ve Alzheimer ve diyabet gibi olan hastalıklarda ana faktördür. Bu takviyeleri alan yaşlı sıçanlar daha fazla enerjiye sahip olmuşlar ve labirentleri daha hızlı koşmuşlardır.

Omega-3’ün cevizlerde ve yağlı balıklarda (somon, sardalya ve göl alabalığı gibi) bulunan yağlı DHA ve EPA asitlerinin Alzheimer hastalığını önlemeye yardımcı oldukları düşünülmektedir.(Bundan başka, depresyonu önlemeye yardım ettikleri  muhtemeldir ve ani kalp krizinden ölmeyi önlemede yardımcı oldukları gösterilmiştir)

Genellikle Köride bulunan Turmerik, kuvvetli antioksidan ve anti-inflamatuvar özellikleriyle bir kimyasal olan Kürkümin’i içermektedir. O,Hindistan’da yaraları iyileştirmeye yardım etmek için bir merhem olarak bile kullanılmıştır. Doğu Asyalılar onu  yerler de. Bu onların Amerika Birleşik Devletleri’yle karşılaştırıldığında çeşitli kanser türlerine ilave olarak Parkinson hastalığı ve Alzheimer hastalığındaki oranlarının neden daha düşük olduğunu açıklayabilir. Eğer Köri favori yemeklerinizin bir parçası değilse, günlük 500 ila 1000 mg. Kürkümin takviyesini deneyebilirsiniz.

Fiziksel egzersiz; stres proteinlerinin ve büyüme faktörlerinin üretimi aracılığıyla beynin yenilenmesini ve kas hücrelerini uyararak nöron yenilenmesinde faydalı etkilere sahip olabilir. Fakat yine de ilave araştırma, egzersizlerin hepsinin aynı değerde olmadığını ileri sürmektedir. İlginç bir şekilde bazı araştırmacılar; angarya olarak nitelendirilen egzersizin nöronal yenilenmeye faydalı olmadığını, fakat tamamen eğlence için yapılmış fiziksel aktivitenin ise aynı zaman harcanmış ve aynı kaloriler yakılmış olsa bile nöronal yenilenmeyle sonuçlandığını keşfetmişlerdir.

Egzersiz de stresi azaltmaya yardımcı olabilir, fakat meditasyon ve yaşam stili değişiklikleri gibi olan herhangi bir stres-azaltıcı aktivite beyine yardım edebilir. Kronik stresin beynin öğrenme, hafıza ve ruhsal durumla alakalı olan kısımlarını küçülttüğüne dair bazı kanıtlar vardır.(O ayrıca yaranın iyileşmesini geciktirir, ateroskleroz-damar sertleşmesini arttırır ve kan basıncını yükseltir.)

Kısa dönem kavramsal ve fiziksel performansın vücut ısısında düşme, azalan kan atış hızı, kan basıncı, azalan glukoz ve insülin seviyeleri yüzünden oruç tutmakla artmadığını söylemeden geçmemeliyiz. Bundan dolayı, oruç tutma devresinde bir maratonu planlamamak veya bir iş toplantısını talep etmemek daha iyidir.

Ölçülü yemek yeme reçetesinin, egzersiz yapmanın ve anti-oksidan bakımından zengin yiyecekleri yemenin sağlıklı yaşam stilinin bir parçası olarak uzun ömrü arttıracağını uzun zamandır biliyoruz; fakat o altın yıllara bunama çeken her 7 kişiden 1 tanesi olmadan ulaşıp, beyinlerimizi beraberimizde götürebileceğimizi bilmek güzel. En iyiyi dileyin ve biraz biberiyeli tavuk yiyin.

 

 
 

İstanbul - 28.03.2008
http://sufizmveinsan.com