Bir İstanbul Fantezisi
Dr. Turhan Doğan
 

İstanbul muhteşem şehir!

Vikingliler istanbul için bu anlama gelen Miklagaror ismini kullanırlarmış.

Araplar Rūmiyet al-kubra, Romalıların muhteşem şehri tabirini kullanmışlar.

En batıdan en doğuya herkesi büyüleyen imporatorluklar başkenti olmuştur İstanbul. Birçok kralı, padişahı kendine hayran bırakan İstanbul, adeta büyülü bir şehirdir.

Su kenarına kurulmayan nadir şehirlerden biridir.

İstanbulun coğrafyası ve doğası muhteşemdi.. Bunun son demlerine bizde yetiştik. İstanbuldaki evimizin bahçesinde ne eksek biterdi. Kıpkırmızı olan domateslerden, her sene biten şeftali fidanlarına, incir, dut ağaçlarına, sayısız meyva ağacı yeiştirmek mümkündü. Havası bu kadar güzel, toprağı verimli idi İstanbul’un. Artık dört köşe binalardan ne bitkiler nefes alabiliyor, ne de şehrin kendisi.

Tabii ki ben de İstanbul’da büyümüş biri olarak, milyonlarca İstanbul aşıklarından biriyim.

Beyoğlu’nda gezmek, tünelle Karaköy’e inmek, Galata Köprüsü’nü yürüyerek geçmek, Eminönünde balık ekmek yiyip boğazı seyretmek, yürüyerek Mısır çarşısı, tahtakeleye çıkmak, kapalı çarşıdan Beyzazıt’a ulaşmak, Sultan Ahmet’ten yürüyerek Sirkeciye inmek, ve vapurla Kadıköye, Üsküdara, Kanlıcaya geçmek…Bunlar birgün ara ara yaptığım İstanbul’la başbaşa geçirdiğim günlerden bir gündür.

İstanbul 2010’da kültür başkenti olacakmış, Avrupanın.

Benim İstanbul’la ilgili bir fantezim olmuştur hep. İstanbul’un en önemli bölümü kuşkusuz tarihi yarım adadır. Benim hayalim buranın bir Bizans-Osmalı dönemi gibi eski haline dönüştürülmesidir. Bu alan yıkılan bizans surları içini kapsar. 1453’te ki bütün surlar yeniden eski haliyle yeniden yapılsa ve bu asıl sur sınırlarına hiçbir motorlu taşıtın girmesini izin verilmese…Saraçhane’deki kemerlerin içinden geçen her otobüsün eksoz dumanı kemer taşlarına vurdukça içim hep cız eder.. Belli bir tarihten sonra yapılmış yapılar, çakılmış çivilere kadar sökülse…Roma İmparatorluğu (330-395), Bizans İmparatorluğu (395-1204 ve 1261-1453), Latin  İmparatorluğu (1204-1261), ve Osmanlı  İmparatorluğu (1453-1922)’nun bütün havasını bu ada-müze şehirde yaşamak mümkün olsa…Asfaltın, eksoz dumanının olmadığı sokaklar... Tren daha icad olmamışki bu adada… herşey orjinaline sadık kalarak restore edilmiş… 2000 yıllık zaman tüneli gibi…bir tek kralları, padişahları eksik…uydu anteni, saç levha gibi kirliliklerin silindiği bir ada…Sanki Padişahlar çıkacak topkapı sarayından, bu kadar orjinal haline restore edilen şehir…Sokaklarında yürümek bu eski-orijin istanbul’un…

Dedim ya benim ki bir fantezi… Bir İstanbul Fantezisi.. Bu hayal gerçek olsa, Paris kadar ziyaret eden de olacaktır, İstanbul’u. İstanbul İstanbul olacaktır. O zaman dünyanın kültür başkenti olacaktır.

 

 
 
Dr. Turhan Doğan
Gebze - 27.03.2006
turhan-sufizmveinsan@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com