Bayramlar sıla-i rahim için çok güzel bir fırsat. Hoş,
çoğunluk tarafından normal tatiller gibi değerlendirilse
de, ben her bayram olduğu gibi bu bayramda da baba
ocağında bulunmak için memlekete gittim.
Özellikle evlatları kendilerinden uzakta olan anne
babaların, bu gibi günlerdeki mutluluğunu görmemeye
imkân yok. Sıla-i rahimin neden bu kadar önemli olduğunu
o mutlu yüzlere bakarak çok kolay anlayabilir insan.
Memleket havası almanın evsahipleri kadar gelenlere de
faydaları var elbette. Normal hayatlarındaki
koşuşturmalardan birkaç günlüğüne de olsa kurtulmak,
insanın üzerindeki negatif enerjiyi alıveriyor. Sanki
başka bir hayat başlamış oluyor.. Kelebek ömrü gibi de
olsa, o anların mutluluğu bambaşka..
Bu bayram haftası yazısında sizlere arefe akşamı
yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Öyle aham şaham
bir şey değil aslında ama ilginç bir tecrübeydi benim
açımdan.
Yatsı namazı için, eve biraz uzak olmasına rağmen merkez
camisine gittik. Küçük bir bahçesi olan, bahçesinde
şadırvanı, asırlık çınar ağaçları ve bir kahvehanesi
olan şirin bir cami burası. Biz de namazlarımızı
kıldıktan sonra 6-7 kişi caminin yanındaki kahvehaneye
oturduk ve elbette olmazsa olmaz çayımızı söyledik.
Oradaki masada konuşulan muhabbetin tadı inanın ayrı.
Yani çok küçük önemsiz bir mesele bile size tatlı
geliyor.
Konuşma arasında aramızda bulunan 75-80 yaşlarındaki bir
amca, eline aldığı sigarayı yakmak için yeni moda sakız
kutularından olguğu belli olan bir kutuyu masaya
çıkarttı. Kutunun kapağını açtığında, içinde koyu renkli
süngerimsi bir madde ile beraber bir demir parçası
olduğunu gördüm. Sadece bu ikisi ile ne yapılacağı
anlamak çok kolay değildi ama yanında 2-3 tane çakmak
taşının da olduğunu görünce “yok artık” dedim içimden.
Evet, evet, bu sevimli amca sigarasını çakmak taşı ile
tutuşturuyordu.
Küçük yaşlarda hatırlıyorum köyümüzde çakmaktaşı çok
bulunurdu ancak ateşi bu taşları kullanarak yakan
birisini ne gördüm ne de duydum.
İki çakmak taşını sürttüğümüzde kıvılcım çıkarttığını
biliyordum ama bunun nasıl olup da sigarayı
tutuşturacağını merakla bekliyordum.
Amca bir eline çakmak taşını aldı ve taşın kenarına
kutudaki süngerimsi maddeden –ki ona kav diyorlarmış ve
olgun ağaçların içlerinden toplanırmış- küçük bir parça
aldı. Ve demir parçası ile çakmak taşına hızla çakmaya
başladı. İkinci veya üçüncü çakışında kav maddesi
yanmıştı.
Tabi bu yanma alev alma şeklinde değil, kor olarak
yanma. İlginç olan kavın hem yavaş yanması hem de kolay
kolay sönmemesi. Dumanından çıkan güzel koku da
cabası...
Abartmak gibi olmasın ama bu olaya o kadar hayret ettim
ki, şaşkınlığımı gizleyemedim. Bir de sevgili amcamız,
kavaktan iyi kav çıkar, bademinki sert olur gibi
uzmanlık konularına girmesin mi? Faltaşı gibi açılmış
gözlerle dinledim onu..
Kavları şimdi nereden topluyorsun diye sorunca, evde 20
senelik stok var dedi gülerek..
Belki de bu bayramla ilgili aklımda kalacak yegâne
olaylardan biriydi bu çakmaktaşı ile sigara tutuşturma
meselesi. Şu satırları yazarken bile yaşadığım olayın
orjinalliği ve güzelliği beni mutlu ediyor.
Sizlerin de bayramını bu güzel anı vesilesi ile kutlamak
istedim. Hayırlı bayramlar... |