Müzik
kanallarından birinde gezinirken Türk Pop Müziğimizin
güçlü yorumcularından Hande Yener’in son albümünden
Kibir isimli şarkısının klibini izleme fırsatı
buldum.Şarkı, özellikle ilgi ve dikkâtimi çekmişti.Şöyle
diyordu Yener:
“Yan yan yan yanmam lazım,
Daha yol almam lazım,
Kendimden caymam lazım zor…”
Bu
dizeler, bana hemen sufizmdeki insanın ruhsal arınma ve
gelişme serüvenini hatırlattı. Hazreti Mevlana’nın
“Hamdım, piştim, yandım.” sözüyle paralellik olduğunu
hemen sezinleyebilmiştim. Evet, insan sonsuzdan gelip
sonsuza doğru yol alan bir zaman yolcusu adeta. Ana
rahminden çocukluğa, gençliğe, ihtiyarlığa, berzah
boyutuna ve de sonsuzluğa doğru uzanan bir yolda
ilerliyoruz gündüz gece.Yaşayan her birim, kendi yolu
üzere hedefine doğru ilerliyor.Yolculuğu sırasında
karşılaşacakları, fıtratında programlanmış.Haniflik
fıtratına sahip olan seçkin Vahdet ehli, bu yolda
istikamet üzere ilerliyor. Ataları olan Hazreti
İbrahim’in ateşle imtihanı, onların ortak kaderi.
Kendilerini ister istemez Nemrud’un ateşine atmak
durumundalar. Çünkü arınmaları için bu yanma gerekli. Bu
ateş aynı zamanda Deccal’ın yalancı cehennemi.Yanmaları
lazım.Çok yol almaları, yanmalarıyla doğru
orantılı.Yanarak arınmaları için de kendilerinden
caymaları lazım İbrahimlerin. Ateş’in şiddeti ve yakıcı
olması, benlik dağının eritilmesi için. İnsanın
kendinden cayması, izafi benliğinin gerçekte var
olmadığını idrak düzeyine gelmesiyle sonuçlanıyor.Bunu
başarmak ise gerçekten zor ve büyük bir çaba
gerektiriyor.Kısacası Hande Yener, bu dizesiyle bizlere
Tasavvuf yolculuğunu özetlemiş diyebilirim.
Dikkâtimi çeken önemli bir ayrıntı da klibin final
kısmı.Hande Yener, aynalarla çevrili bir ortamda
başladığı şarkısını yine aynı mekânda bitiriyor.Etrafı
aynalarla çevrili olduğu için de kendisi aynı anda
yüzlerce farklı kişi olarak algılanıyor yansıma özelliği
nedeniyle. Sonunda ise özüne doğru secde eder tarzda bir
hareketle şarkısını bitiriyor. Bu ayna ve öze doğru
secde figürleri bana Tevhid’i hatırlattı.Kendimce şöyle
bir sonuca vardım:
Kişinin, izafi benliğinin gerçekte olmadığını fark
edebilmesi için nefisle ve tabiatıyla sürekli mücadele
etmesi kaçınılmaz ve gerekli. Bu şekilde hareket
etmesi,”Yanmam lazım” ifadesiyle sembolleştirilmiş.
Safiye bilincine ulaşması bir hayli mesafe alması da
gerekiyor.Bu süreç de “Daha yol almam lazım” ifadesiyle
bizlere aktarılmış. Bütün bunların gerçekleşmesi için de
hakikâte ulaşmada en büyük perde olan Benlikten geçmek
gerekiyor. Bu da”Kendimden caymam lazım” sözleriyle
özetlenmiş.Bu ruhsal arınmanın sürekli mücahedeyle devam
edişi nedeniyle kolay olmadığı ise “Zor” kelimesiyle
zihnimize yansıtılmış. Şayet kişi bu mücadeleyi verip
benlik perdesini kaldırabilirse kendi özündeki yaratıcı
cevhere ulaşıyor ve evrenin yansıtıcı aynalardan ibaret
bir hologram görüntüsü olduğu gerçeğini müşahede
ediyor.Varlık aynasına yansıyan çoklu görüntü, aslında
tek bir varlığın belirişinden ibaret.Sözlerimizi Sezen
Aksu’nun bir şarkısından dizelerle noktalayalım:
“Allahım, Allahım,ateşlere yürüyorum.
Allahım acı ile, aşk ile büyüyorum…” |