Daha Yol Almam Lazım
Nazım Akpınar
 

Müzik kanallarından birinde gezinirken Türk Pop Müziğimizin güçlü yorumcularından Hande Yener’in son albümünden Kibir isimli şarkısının klibini izleme fırsatı buldum.Şarkı, özellikle ilgi ve dikkâtimi çekmişti.Şöyle diyordu Yener:

   “Yan yan yan yanmam lazım,

     Daha yol almam lazım,

     Kendimden caymam lazım zor…”

Bu dizeler, bana hemen sufizmdeki insanın ruhsal arınma ve gelişme serüvenini hatırlattı. Hazreti Mevlana’nın “Hamdım, piştim, yandım.” sözüyle paralellik olduğunu hemen sezinleyebilmiştim. Evet, insan sonsuzdan gelip sonsuza doğru yol alan bir zaman yolcusu adeta. Ana rahminden çocukluğa, gençliğe, ihtiyarlığa, berzah boyutuna ve de sonsuzluğa doğru uzanan bir yolda ilerliyoruz gündüz gece.Yaşayan her birim, kendi yolu üzere hedefine doğru ilerliyor.Yolculuğu sırasında karşılaşacakları, fıtratında programlanmış.Haniflik fıtratına sahip olan seçkin Vahdet ehli, bu yolda istikamet üzere ilerliyor. Ataları olan Hazreti İbrahim’in ateşle imtihanı, onların ortak kaderi. Kendilerini ister istemez Nemrud’un ateşine atmak durumundalar. Çünkü arınmaları için bu yanma gerekli. Bu ateş aynı zamanda Deccal’ın yalancı cehennemi.Yanmaları lazım.Çok yol almaları, yanmalarıyla doğru orantılı.Yanarak arınmaları için de kendilerinden caymaları lazım İbrahimlerin. Ateş’in şiddeti ve yakıcı olması, benlik dağının eritilmesi için. İnsanın kendinden cayması, izafi benliğinin gerçekte var olmadığını idrak düzeyine gelmesiyle sonuçlanıyor.Bunu başarmak ise gerçekten zor ve büyük bir çaba gerektiriyor.Kısacası Hande Yener, bu dizesiyle bizlere Tasavvuf yolculuğunu özetlemiş diyebilirim.

Dikkâtimi çeken önemli bir ayrıntı da klibin final kısmı.Hande Yener, aynalarla çevrili bir ortamda başladığı şarkısını yine aynı mekânda bitiriyor.Etrafı aynalarla çevrili olduğu için de kendisi aynı anda yüzlerce farklı kişi olarak algılanıyor yansıma özelliği nedeniyle. Sonunda ise özüne doğru secde eder tarzda bir hareketle şarkısını bitiriyor. Bu ayna ve öze doğru secde figürleri bana Tevhid’i hatırlattı.Kendimce şöyle bir sonuca vardım:

Kişinin, izafi benliğinin gerçekte olmadığını fark edebilmesi için nefisle ve tabiatıyla sürekli mücadele etmesi kaçınılmaz ve gerekli. Bu şekilde hareket etmesi,”Yanmam lazım” ifadesiyle sembolleştirilmiş. Safiye bilincine ulaşması bir hayli mesafe alması da gerekiyor.Bu süreç de “Daha yol almam lazım” ifadesiyle bizlere aktarılmış. Bütün bunların gerçekleşmesi için de hakikâte ulaşmada en büyük perde olan Benlikten geçmek gerekiyor. Bu da”Kendimden caymam lazım” sözleriyle özetlenmiş.Bu ruhsal arınmanın sürekli mücahedeyle devam edişi nedeniyle kolay olmadığı ise “Zor” kelimesiyle zihnimize yansıtılmış. Şayet kişi bu mücadeleyi verip benlik perdesini kaldırabilirse kendi özündeki yaratıcı cevhere ulaşıyor ve evrenin yansıtıcı aynalardan ibaret bir hologram görüntüsü olduğu gerçeğini müşahede ediyor.Varlık aynasına yansıyan çoklu görüntü, aslında tek bir varlığın belirişinden ibaret.Sözlerimizi Sezen Aksu’nun bir şarkısından dizelerle noktalayalım:

“Allahım, Allahım,ateşlere yürüyorum.

Allahım acı ile, aşk ile büyüyorum…”

 

 
 
Samsun - 19.06.2007
ahad103@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com