Geçen hafta sonu; iki tam gün, reiki (yaşam enerjisi)
seminerine katıldım.
”Re=ilahi, nur, hayat..
Ki=nefesle bağlantılı enerji anlamına geliyormuş.”
Felsefesi ise; anladığım kadarı ile, “evrende her şey
titreşimdir”den yola çıkarak o titreşimle aynı olabilmek
ve o enerjiye kanal olup hem kendini hem de tüm varlığı
her konuda şifalandırmaktır.
Tabii ki benim için niyet önemli olduğundan şöyle bir
niyetle gittim:”Uydum İmama ve Resulümle ve Ali
dostlarımla beraber reiki deneyimlemeye.”
İki gün boyunca da reikide sadece NİYETİN VE
TESLİMİYETİN önemli olduğunu öğrendim. Sadece saf bir
niyet vardı; asla enerjiyi kendi çıkarına
kullanamıyordun. Her şeye bütünün hayrına diyerek niyet
ediyor ve ondan sizin kanalınızla istediğiniz her
nesneye “O- Rahman’ın enerjisini” yansıttığınızı hayal
ediyordunuz ve başka da bir şey yoktu.
Benim için reiki: Eski Mısırlıların “ra öğretisini”
yani” rahman ve rahim bilgisini” tasavvufdaki ismiyle de
sanırım ”rab bilgisi”ni deneyimlemek oldu. Reikinin
“Japon tasavvufu” olduğunu hissettim. Ama eski Şamanist
gelenekleri içerdiğini de gözlemledim.Bilgi tekti ve
sadece yorumlar farklıydı.Peki bunca ayrılık nasıl
oluşmuştu, bir onu anlayamadım.
Ben, o iki gün boyunca islamın ne muazzam bir sistem
olduğunu anladım. Ve namaz için yaptığımız ön
hazırlıkları; niyet, temizlik, düzen, abdest ve ona
konsantre olmaya çalışmanın ve namazın hareketlerinin
hepsinin reikiden de üstün manalar taşıdığını algıladım.
Hz.Muhammed (s.a.v) efendimizin hayatını sürekli
okumamız ve onun hareketlerin deneyimlememiz gerektiğini
bir kez daha çok iyi öğrendim. Tek kurtuluş O’NUN
YAŞADIĞI HAYATIN ANLAMLARINA EREBİLMEKTEYDİ. O’nun her
hareketi, her sözü bize bir şey öğretebilmek içindi.
Elimizdeki hiçbir şeyin kıymetini bilemiyorduk, neden
acaba? Ve gerçek manalarını da ne yazık ki Evet Hz. Ali
(k.v)’nin dediği gibi “ilim Çin’de de olsa arayın” sözü,
bugün benim için daha bir netliğe kavuşmuştu. Uzak
Doğu’da manalar çok açık ve semboller hayat bulmuştu.
Bizde ise her şeyi reddetme hastalığı yüzünden kısır
kalmış bir bilgi daha doğrusu; üstü habire örtülmüş
muhteşem bir hazine vardı.Oysa camii –cem Hz. Muhammed’
e ait bir özellikti.Tüm esmaları O cem edecek ve tüm
dinleri de tabii ki 0 birleyecekti.Bugün artık O (NUR’UN
ALA NUR) altın çağ İslama geldi ve kıyametimiz
=uyanışımız=foton çağımız da (A’Lİ ruhların üstümüzdeki
astrolojik ilim sağaltma işlemi) =CEMALİ zamanımızda
geldi inşallah.
Neyse bu girişi yaptım ki, asıl anlatmak istediğimi
ancak bu şekilde anlatabilirim diye düşündüm. Çünkü bazı
şeylerin karşılığı olmadığı için anlatımı da zor
oluyor.Ama reiki hocamızın bedenlerimizi soğan
halkalarına benzettiği mecazını çok sevdim ve ben de bu
soğan halkaları ile anlatmak istediklerimi anlatmaya
karar verdim.
Allah‘ın bir lütfu ve dilemesi ile; vaktiyle, ben de bu
titreşim beden =dalga boylarından birkaçını
deneyimlemiştim.Bunun herkes için faydalı olacağını
düşündüğümden, Allah rızası ve bütünün hayrı için bana
verilen emaneti yazıyorum.:) (Reikide öğrendiğimiz
niyeti yazdım.)Eminim ki anlayabilen herkes için,
korkunun sevgiye dönüşeceği bir anlam çıkacaktır.Tabii
ki ne ilmimiz ne de yetkinliğimiz var.Sadece vehmi bir
deneyimdir.Masal da diyebiliriz.Ama belki bir iki
kişinin işine yarayabilir diye umuyorum.
“Onsekizbin alem” var diye hep öğreniyoruz değil mi? Ama
bu ne demek bilmiyoruz. Bunu kitaplar” tüm kainatı ve
her varlığı düşünerek dıştan içe doğru (afaktan enfüse,
kat kat )”düşünmemiz gerektiğini anlatıyor genelde.Tabii
ki bu ilim canlı ve yaşanmadan anlaşılıp öğrenilemediği
için de kitaplardan da bir türlü istediğimiz gibi
öğrenemiyoruz.
Ben kendi vehmime göre bir şekilde yazmayı deneyimlemek
istiyorum. Buyrunuz, hayal perdemiz açıldı.
Bir soğanın halkaları nasılsa: Madde bedenden içe doğru
da insan bedenlerini de sanki her soğan dairesinde ve
ince zar perdesinde daha bir latifleşerek ya da
farklılaşarak değişime uğruyor gibi hayal edeceğiz tabii
ki.
Madde 4 unsurmuş (ANA-SIR-I ERBEA)ve aslında çok daha
unsurluymuş da anlaşılması kolay olsun diye 4 unsurla
sembollemişler. İşte aynen insanın da” hava, ateş,
toprak, su” unsurlarına ait bedenleri olduğu hayal
edilmiş. Bunlardan benim de “lütfedilmiş “hayal ettiğim
bazı beden ya da bedensiz hallerim varmış. Zannımca ve
kendi vehmime göre verdiğim isimleri şunlar diyelim:
”Ruh, nefs, su beden (hologram olabilir), renk
dalgası, hiçbir şeysizlik (yok beden:), harf beden,
iyi amellerimin oluşturduğu ameli iktisabi bedenler
(yani ahiret hayatımı inşa edecek iyi amel- yapı taşı
bedenlerim:), dalga boyu beden (bu beden değil sadece
dairesel bir titreşim)vb. Sanki sonsuza dek gidecekler
sanırım. Allah hepimize öğretsin inşallah ve aminn.
Benim anlatmaya çalışacağım bedensiz bedenlerimizden”
dalga boyları “halimiz olacak.
*************************
”Negatif nar-i (cinni)dalga boyumuz”
Durgun bir suya minik bir taşın düştüğünüz hayal ediniz
lütfen. Ve bu durgun suyun dairesel titreşimlerinde de
bir bozukluk düşünün yani daireler huzurla açılmıyor.
Titreşimin bozuk olduğunu ve bızttladığını düşünün aynı
zamanda elektrik çarpar gibi çarptığını da. Hani cin
çarptı ya da kitap çarpsın derler ya işte bu çok doğru
bir anlatımdır. Bu” bozuk frekanslı bir radyo yayınına
benzeyen bıztlayan ve çarpan enerji dalgasına “negatif
yapılı beden ya da cinni beden de diyebiliriz. Bu
olumsuz düşüncelerimizin halidir. Ve hepimiz de sonsuz
tane bıztlayan enerji dairesi olabilir. Her bir kötü
huyumuzu düzelttiğimizde bu” eksi yapılı, negatif cinni
yapılarımızın”; bir bozuk frekans dalga boyundan
kurtulabileceğiz. Tabii nar ehli nur a dönüşmüyor belki,
ama nar-i yapımızdan onunla yüzleşerek yani kendi vehmi
yapımızı yakarak, korkularımızdan da kurtulabiliriz
ancak.
********************
“Pozitif i nur-i (meleki) dalga boyumuz””
Durgun bir suya minik bir taşın düştüğünü hayal ediniz
yine lütfen.
Ve bu taşın dalgalarının huzurlu bir salınımla sürekli
açıldığını düşününüz.Öyle bir huzur ve dinginlikle
açılıyor olsun ki” aynı zamanda da, sizi de teslim almış
olsun.Ondan hep iyi dilekler dileyip-dua etmenizi
istediğini , hatta dua edip bir şeyler istemeniz için
sizi zorladığını da tahayyül ediniz.Ve onun size şifa
verdiğini, koruduğunu, şefkatle sardığını, sadece sizin
iyiliğinizi istediğini de”..
Bu pozitif enerji dalga boyumuz tabii ki bozuk enerjili
halimiz bizden çıktığı zaman ancak kendisini bize
gösterebilecektir sanırım.
*******************************
” Pozitif içe çekimli dalga boyumuz”
Gene durgun suda az evvel hayal etimiz meleki dalga
boyunu düşünüyoruz.O, nasıl hep dışa doğru huzurla
açılıyordu ise “bu dalga boyumuzda içe; huzurla,
inanılmaz bir sakinlik ve yavaşlıkla dönüyor olsun.Bu
huzur olabilir mi bilmiyorum ama “ben o anı hep, eve
dönmeye başladığım an olarak hatırlıyorum.” Bu dalgayı
deneyimlediğim an çok sevinmiştim. Artık geri dönüşüm
başladı ve başaracağım diye hayal etmiştim.
İnşallah hepimiz başaranlardan oluruz. Böyle dedim ama
aslında orada olduğumuzu ve oradan tek bir an
ayrılmadığımızıda öğrendim. Fakat, imtihan dünyası işte
ne gerektiriyorsa onları yaşıyoruz. Bir rüya görüyoruz
ve bu rüyanın hakkınıda vermek gerekiyor. Nasılsa bir
gün uyanacağız. O yüzden bu rüyanın kıymetini bilelim.
*************************
Bir de asla yalnız olmadığımızı bilmemiz gerekiyor.
Bizde bizden farklı sonsuz tane biz var.”Allah, her an
bir şandadır” hükmünce, bizi sonsuz biçimde yaratmış.
Kendimize seyahat kadar olağanüstü bir yolculuk olamaz
herhalde.Bir bilet alıyoruz ve niyet ediyoruz.Asla geri
dönüşü olmayan içsel, tehlikeli, upuzun bir yolculuk.Ve
en değerli yanı da şu.Haksızlığa uğradığınızda ve Allah
Teala için, kalp kırıklarınıza tahammül ettiğiniz o
anlardaki halinize dikkat ediniz lütfen.Tüm fetihleriniz
işte orada başlıyor olabilir belki de.
Kendi mucizelerimizin farkındalığına varabilmek dileği
ile..
sevgiler |