Türban
tartışmalarına son derece duyarlı bir dönemimde
yakalandım. Son zamanda Yaradan ve dindarlık üzerine çok
yoğun bir düşünme sürecindeyim. Kutsal metinlerden
teorik fiziğe, kuantum fiziğinin öneminden sufizme kadar
çok ağır ve derin konularda düşünmeye çalışıyorum.
Çok şey de öğreniyorum. Bugünlerde, Einstein’ın
hayatının önemli bir bölümünü adamış olduğu ‘Her şeyi
açıklayan büyük teoriyi’ insanoğlunun sonunda
oluşturmaya hayli yakınlaştığını öğreniyorum.
Kuantum fiziği ile geleneksel fizik arasında bağlantıyı
kurup yani küçük parçacıklar ile kozmos gibi makro
parçalar arasında bağlantıyı kurmaya çalışan teoriler
burada.
Kendim tam anlayamadığım için burada anlatmam da mümkün
değil. Tamamen anlamam belki hiçbir zaman mümkün
olmayacak. Sadece temeli, ana fikri anlayabilsem yetecek
bana.
Örneğin; bir ‘String teorisi’ var. Küçük parçacıklar ve
kozmos arasındaki etkileşimi büyük bir teoride formüle
ediyor bu. Hissediyorum ki; çok etkileyici ve önemli bir
şey. Bunun üzerinde çok büyük beyinler çalışıyor.
Yanlış anlamayın, bu konularda düşünen, formüle eden
bilim adamları dinden uzaklaşmıyor. Bilakis çok şeyi
açıkladıkça, teori büyüdükçe açıklayamadıkları da
büyüyor.
Bu nedenle bunların hemen hepsi bu kadar büyük teori ile
uğraşmalarına rağmen hayatlarına mutlaka metafizik bir
boyut da katıyorlar. Misal olarak, bu teorik
fizikçilerin önemli bir bölümü sufizme ilgi duyuyor.
Olayı biraz kaba ifade ederek bütün bu çalışmayı din ile
kozmik teorinin çakışma noktası olarak yorumlayabiliriz.
Bunları okuyunca, dinin pozitif ilim temelini de
düşününce, Türkiye’nin son günlerdeki halinden mutlu
olamıyor tabii ki.
Din, birkaç kızın saçının ne kadarının görüneceği
tartışmasından çok daha büyük bir kavram, çok daha
içerikli bir sistem. Konuyu türbana indirgeyenler dine
hizmet ettiklerini sanıyorlar ama yanılıyorlar.
İnandıklarını küçültüyorlar aslında farkında değiller.
Teoloji ve teorik fizik bilgim tam olsaydı bunların her
argümanını paramparça ediverir, onları utandırırdım.
Bunu yapacak beyinler bence susmayıp girsinler
tartışmaya. Bu konular siyasetçiler, askerler ve YÖK
arasında çözülemez. Aydınlatıcı beyinlere, türbanın
dinle alakalı olmadığını söyleyip, dinin ne olduğunu
anlatacak beyinlere ihtiyaç var.
İnsanlar dinin ne olduğunu anlayınca son günlerin
tartışmalarından utanırlar. Benim gibi okuyup öğrenmeye
çalışan insanları ise daha da soğuturlar.
Şunu unutmayın; AKP ile bazı düşünürler arasında
kurulmuş karşılıklı anlayışa dayanan bağ kopmaya
başlamış durumdadır. ‘Umurumuzda değil, halk desteği
bizde’ diyeceklere bunun yetmeyeceğini, bunun
kendilerinde mutlaka tatmin edilememiş bir alan
bırakacağını hatırlatmak istiyorum.
‘String teorisi’ni biraz öğrenmeye çalışınca, eskiden
bilimkurgu âlemine ait olan paralel kozmoslar olgusunun
gerçek olabileceğini de görmeye başlıyorsunuz.
Dediğim gibi; kavranması çok zor matematik formüller
bunlar ama ben Türkiye’nin bugünkü haline bakınca
‘String teorisi’nin mutlaka gerekli olduğu kanısındayım.
Çünkü şu anda bugün biz burada yaşayıp giderken mutlaka
paralel bir dünyada başka Türkiye de var olmalı.
Başka yerlerde çok daha huzurlu, lüzumsuz tartışmalarla
kendisini tüketmeyen güzel bir ülkenin var olduğuna
eminim. Neden derseniz; benim bildiğim Türkiye bu hale
gelemezdi.
İster inanın ister inanmayın böyle bir olasılığın
olabileceğini ispat etmenin aşamasına geldiler.
Einstein’ın büyük teorisi hayali nihayet gerçekleşecek.
Bu olunca dine bakışımız değişecek ve belki de herkes
daha dindar olacak ama detaylarla uğraşmayacak.
Seküler bir hayatta Yaradan’ı aramak da bu işte...
Kaynak;
Akşam Gazetesi
|