Dinin Yanlış Temsili ve Algılanması
Nazım Akpınar
 

Dini (Sistemi) yanlış anlama,   birçok toplumda olduğu gibi maalesef ülkemizde de halen sorun teşkil etmektedir. Meselenin temeline indiğimizde,  Müslümanlık anlayışındaki gelenekçi ve şekilci yapıyı ve bu yapının belli kesimlerce farklı algılandığını görüyoruz. Başka bir deyişle, evrensel sistem ve düzeni açıklayan İslam dini, Müslümanlık anlayışına indirgeniyor ve dini temsil adına şekli uygulamalar devreye sokularak toplumların gelenekleriyle (göresel değerleriyle) harmanlanıyor. Ortaya çıkan garip tablo da haliyle farklı ve hatalı değerlendiriliyor. Dolayısıyla dinin yanlış temsil edilmesi,  otomatik olarak yanlış algılanmasını netice veriyor. Oysa yapılması gereken, öncelikle İslam’ın bir bütün olarak ele alınması ve bu sistemin tüm boyutlarıyla değerlendirilebilmesidir. Dünya genelinde yaşanan acı gelişmelerin temelinde de bu temel bakış açısından yoksunluk ve taassup (körü körüne benimseme anlayışı) yatmaktadır.

Mutaassıp çevreler her zaman dini yanlış algılamışlar ve temsil etmişlerdir. Onları referans alarak örnek gösterenler ise maalesef, İslam dininin külliyen sistemi açıklayan gerçek fonksiyonunu göz ardı ederek tamamen bedensel boyutta seküler (dünyevi) bir yaşamda sabitlenmişler ve bu handikaptan da bir daha kolay kolay çıkamamışlardır ve halen de aynı tuzağa düşmektedirler. Tam bu noktada İhlas düsturu prensip olarak kendini göstermektedir. Evet! Acaba dini asıl hüviyetiyle değerlendirme noktasında gerçekten samimi miyiz? Elbette ki bu sualimiz,  dini kötü temsil eden kesimi referans göstererek tamamen bedensel boyutta yaşayan insanlaradır. Sistemin evrensel gerçekleriyle,  ölüm ötesi yaşam boyutları ve şartlarıyla alakalı yapılan bunca akli,  bilimsel açıklamalara ve tespitlere rağmen hâlâ sistemin gerçeklerini görmemekte ısrar edecek miyiz? Bu anlamsız görmezlikten gelme nereye kadar sürecek? Bu vurdumduymazlığın ne gibi faydaları görülebilecek? Kendi dünyanızı kararttığınızın farkında olamayacak kadar basiretsiz misiniz? Sistemde mazerete ve duygusallığa asla yer olmadığı ne zaman anlaşılabilecek? Sorular uzayıp gidiyor…

Sistemden bahsediyorsunuz. Adam çıkıp diyor ki “-Amerika zaten sistem ve düzeni kurmuş azizim. Bak keyfine takma kafana”. Kimisi Yahudilere takmış kafayı. Neredeyse tüm Resul ve Nebileri Yahudi yapıveriyor şaşıp kalıyorsunuz. Yahudilere olan kini sebebiyle de özellikle Firavun’u ve Hitler’i kendi anlayışında melek olarak görüp öyle değerlendirebiliyor. Hazreti Musa’dan söz açtığınızda ise gençlik döneminde -savunma amaçlı da olsa-  bir insana tokat atarak öldürdüğü gerekçesiyle yine kendi anlayış ve mantığına göre Musa’yı “katil” olarak vasıflandırabiliyor. Kimisi Araplarla ve molla kesimiyle kafayı bozmuş,  onları diline dolayarak akşama kadar küfür ediyor “bunlar mı dini yaşayanlar ve Müslüman geçinenler?” diye. Kimisi de din adına terör estirenlerden şikâyetçi,  onlardan dem vuruyor. Hele biri var ki sormayın gitsin. Bu zatı muhtereme göre de bir insanın sabaha karşı namaz ibadetini eda etmesiyle sabah yürüyüşü yaparak denizi seyretmesi aynı şey. Hiçbir fark yok. Buyrun buradan yakın!...

Velhasıl insanlar adeta sistemin gerçeklerini görmemek ve kendi geleceklerini ciddiye almamak için sürekli karanlığa küfredip duruyorlar ve kendilerince mazeret ve senaryolar üretiyorlar. Bu tarz insanlara sistemin gerçeklerini anlatmak,  deveye hendek atlatmaktan zor vesselam. Yoruldum. Gerçekten yorgunum dostlar. Bir tek insanın dahi basiretindeki perdenin kalkmasına vesile olabilmeyi ve onları kazanabilmeyi inanın çok isterdim. Fakat, öyle anlaşılıyor ki bu perde oldukça kalın. Perdeyi oluşturanlar ise bizzat kendileri.

Bazen kendime sormadan edemiyorum. Acaba bu konuda çok mu duygusal hareket ediyorum? Yoksa şefkat ve acıma hissimin yoğunluğundan mı onları kazanmaya yoğun çaba harcıyorum? Neden benim onlara acıdığım kadar onlar kendilerine acımıyorlar? Sükût ediyorum. Biz mi anlatamıyoruz yoksa onlar mı anlamak istemiyorlar bilemiyorum. Yoksa bütün bu çaba ve gayretlerim boşa mı? Ne dersiniz?

 

 
 
Samsun - 08.01.2008
ahad103@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com