Hakk’ın
gözleriyiz biz. Her daim gönüllere nazar ederiz.
Kıblemiz gönül kâbesidir, gönüllere hitap ederiz.
İşitişimiz Semicedir. Görüşümüz Basirce. Alimce biliriz
her gizliyi. Her dileğimiz Müridindir bizim. Tevrat bizi
“Rabbin yeryüzünde gezen gözleri”olarak vasfeder. Bizde
kendini her an vasıfsız olarak seyreder. Batınen
sırların sırrına vakıfızdır. Zikrederiz Rabbimizi Abid
ve Zahid olarak. Bütün mevcudatla barışığızdır biz.
Hiçbir zaman insan ayırt etmeyiz. ”Ben sana küskünüm”
diyenlere “Ben sana küskün değilim”sözüyle mukabele
ederiz. Bütün yaratılmışlara karşılıksız sevgi besleriz.
Sevdiklerimizle gönül birlikteliğindeyiz. Her zaman
fenalığa iyilikle karşılık veririz. Böylece, dost
kazanmanın sırrına ereriz. Bilinç boyutunda sınırsızdır
seyrimiz. Kadim olanın kelamıyla kelam eder, selamıyla
selam eyleriz. Gayzer oluruz celaliyle, pınar oluruz
cemaliyle, okyanustan kemaliyle ilmü irfan saçarız biz.
Doğuştan aciz ve fakirizdir. Acz ve fakrımızı en büyük
zenginlik biliriz. Mekansızlıktır mekanım diyerek bizi
sevenlerin gönlünde yer ederiz. Özümüz ve sözümüz birdir
bizim daima doğruyu söyleriz. Hak bizde tasarruf eder,
tasarrufu tahakkuk eder. Dua ve niyazımız sürekli devam
eder. Salatta dâimiyiz biz. Gâh Yunus gibi vahdet
deryasına gark olur, gah Musa gibi Tur’a vasıl oluruz.
Ümidimiz vardır, ümitvarız. Seslenişimiz Allahçadır,
algılayışımız da. Allah ile seyreder ve Allah’a rücu
ederiz. Hay’dan gelir, Hu’ya gideriz. Kudreti önünde
boyun büker, Kahrıyla secdeye gideriz. ”Lillahil Vahidil
Kahhar”deriz. Lütfuyla lütuflanır, rızkıyla rızıklanırız
biz. Kalplerimizi Allah zikriyle tatmin ederiz.
Yokluğumuzu her an fark eder, varlığıyla seviniriz.
Ellerimizi semaya açar, dergâhına iltica ederiz. Sessiz
sesimizle sadece O’ndan yardım isteriz. İlahi nazar
bizden zahir olur, nazarı ilahiye maruz ederiz. Muhabbet
ve öfkemizle sadece Onun bir aletiyiz. Lütfunun ve
Kahrının âyinesiyiz. Her dem Onunla seyrederiz. Vahdet
denizine gark olur, deryada bir dalga oluruz biz. Salat
eyleriz, Selam eyleriz. Salat ile rahmet eyleriz. Biz
yarimizden haber veririz. İnsanlar içinde saklı
cevheriz. Nur içinde nur, seyir içinde seyir vardır
diyenleriz. Hak bahçesinin gül goncası erenleriyiz. Her
zaman Hakk’ın veren eliyiz. Okyanus ötelerinde yaşarız
ayrı dünyaları, fark ederiz derin suları. Derin sular
ötesindeki bambaşka değer ve yaşamları. Evrensel insan
olmanın hazzıyla yaşarız. Ceht ateşinin içinde safa
gülistanını keşfederiz. Yana eririz ve sonunda yanmaz
oluruz biz. ”Berden ve Selamen” diyarından haber
getiririz. Bir anka kuşu misali yakılan külümüzden
diriltiliriz. ”Fesemme vechullah” sırrıyla kendimizden
geçeriz. Biz Muhammediyiz. Hakk’ın gören gözleriyiz
biz..
Not: Bu
yazımız, bir Cuma gününün bereket ve feyziyle ilhamen
yazdırılmıştır. Hakk’ın gören gözleri olabilmemiz
temenni ve niyazıyla… |