Hakkını helal et
Gülsüm Köksal
 

Küçük yaşlardan itibaren, ebeveynimiz, öğretmenlerimiz ve toplum tarafından hak ve haklılığımız konusunda çeşitli öğretilerle eğitiliriz. Hak- hukuk bilmek, hak çiğnememek, hakkını korumak, haklıyı haksızı ayırt etmek, hak yolunda olmak, hakkını savunmak gibi felsefelerle işlenir bilincimiz. İyi de nedir bu hak meselesi?

Allah’ın ‘kul hakkı ile huzuruma gelme’ buyruğundaki sır ne ola ki?

HAK-lı yada HAK-sızlığı nasıl öğreneceğiz?
Hakkın hakkını kimden ve nasıl alıp vereceğiz?
Bu sırlı alışverişin esasını nasıl anlamalıyız ki hak YERİNİ bulsun?
Hakkın hakkı HAK katında mevcut olduğu halde biz onu hangi mahalde aramalıyız?

İsterseniz hep birlikte şöyle bir tefekkür edelim ne dersiniz?

Zatının her boyutta hak olduğunu idrak etmekle birlikte melekût âleminden açığa çıkışıdır HAK.

Zatın melekûtunda hak olmayan hiç bir zerre yoktur. O boyutun sakinleri daim hak ve hakla oldukları için Hak-sızlık nedir bilmezler. Zira zat onlardan daima hak olarak tecelli eder. Melekî yapının her hali, her bilinci haktır, haktandır.

Cebrail akılları yönlendirirken ‘Haklıdır’
Azrail ruhları kabz ederken ‘Haklıdır’
Mikail yeryüzünü yönlendirirken ‘Haklıdır’
İsrafil uyuyan kalplerdeki sur’a üflerken ‘Haklıdır’.

Onlar haksızlık yapamazlar çünkü hak onlardadır. Ancak, hak iddia etmekten de beridir onlar. Melekî yapının her hali her bilinci haktan haberdardır ve hakka teslim olmuşlardır. Kendi istek ve benlikleri yoktur, lakin hakkın emirleri yaşam biçimleridir.

İnsan Ademî zuhurdan geçip HAKİKATİ MUHAMMEDİ ye vasıl olabilmek için özündeki hakkı keşfetmekle mükelleftir. Bu sebeple ef’al bilincinde öğrenilir hak ve hakka dair her şey.

Kul bakışıyla özündeki hakkı bulmaktır hedef, zira benlikten kurtulup her ne yöne baktıysan ‘O’ nu görmektir hak. Hak sandığımız egoist beklentilerimize verilen cevaplar değil, Hakkı hak olarak özümüzde bulmaktır hakkımız.

Bu sebeple bize sunulan sınav alanı dünyada helal etmeliyiz haklarımızı.

Ceberutta ise artık seyreden Hak değil Allah’ dır[cc].
O halde dünya hakkı arayıp, bilip, bulma mekânıdır.

Her zerrede seyredenin hak olduğunu idrak ettiğimiz an Hak-lı oluruz, vesselam.

Bakışımız, bilişimiz özümüzden açığa çıkana dek hak helal olur mu?
Kesret boyutuyla seyrettiğim her zerrede hakkı bulmazsam vahdete yol bulunur mu?

Hakkımın her zerrede hak olduğunu bilmeden melekût kapısı açılır mı?

Varlık bilincine inmiş her zerreye hakkını teslim etmeden yada ondaki hakkını teslim almadan kuldan seyreden Hakkın Hakkını helal edebilir miyim?

İşte sır bu!

Hakkın her an ve her zerrede hak olarak açığa çıktığını bilmek, bulmak ve yaşamak hakkın helalliğini almaktır.

Öyle ise ef’alden zatına seyreden HAK-KIN HAKKI helal olsun inşallah.

 

 
 
Gülsüm Köksal
http://sufizmveinsan.com