Küçük yaşlardan itibaren, ebeveynimiz, öğretmenlerimiz
ve toplum tarafından hak ve haklılığımız konusunda
çeşitli öğretilerle eğitiliriz. Hak- hukuk bilmek, hak
çiğnememek, hakkını korumak, haklıyı haksızı ayırt
etmek, hak yolunda olmak, hakkını savunmak gibi
felsefelerle işlenir bilincimiz. İyi de nedir bu hak
meselesi?
Allah’ın ‘kul hakkı ile huzuruma gelme’ buyruğundaki sır
ne ola ki?
HAK-lı yada HAK-sızlığı nasıl öğreneceğiz?
Hakkın hakkını kimden ve nasıl alıp vereceğiz?
Bu sırlı alışverişin esasını nasıl anlamalıyız ki hak
YERİNİ bulsun?
Hakkın hakkı HAK katında mevcut olduğu halde biz onu
hangi mahalde aramalıyız?
İsterseniz hep birlikte şöyle bir tefekkür edelim ne
dersiniz?
Zatının her boyutta hak olduğunu idrak etmekle birlikte
melekût âleminden açığa çıkışıdır HAK.
Zatın melekûtunda hak olmayan hiç bir zerre yoktur. O
boyutun sakinleri daim hak ve hakla oldukları için Hak-sızlık
nedir bilmezler. Zira zat onlardan daima hak olarak
tecelli eder. Melekî yapının her hali, her bilinci
haktır, haktandır.
Cebrail akılları yönlendirirken ‘Haklıdır’
Azrail ruhları kabz ederken ‘Haklıdır’
Mikail yeryüzünü yönlendirirken ‘Haklıdır’
İsrafil uyuyan kalplerdeki sur’a üflerken ‘Haklıdır’.
Onlar haksızlık yapamazlar çünkü hak onlardadır. Ancak,
hak iddia etmekten de beridir onlar. Melekî yapının her
hali her bilinci haktan haberdardır ve hakka teslim
olmuşlardır. Kendi istek ve benlikleri yoktur, lakin
hakkın emirleri yaşam biçimleridir.
İnsan Ademî zuhurdan geçip HAKİKATİ MUHAMMEDİ ye vasıl
olabilmek için özündeki hakkı keşfetmekle mükelleftir.
Bu sebeple ef’al bilincinde öğrenilir hak ve hakka dair
her şey.
Kul bakışıyla özündeki hakkı bulmaktır hedef, zira
benlikten kurtulup her ne yöne baktıysan ‘O’ nu
görmektir hak. Hak sandığımız egoist beklentilerimize
verilen cevaplar değil, Hakkı hak olarak özümüzde
bulmaktır hakkımız.
Bu sebeple bize sunulan sınav alanı dünyada helal
etmeliyiz haklarımızı.
Ceberutta ise artık seyreden Hak değil Allah’ dır[cc].
O halde dünya hakkı arayıp, bilip, bulma mekânıdır.
Her zerrede seyredenin hak olduğunu idrak ettiğimiz an
Hak-lı oluruz, vesselam.
Bakışımız, bilişimiz özümüzden açığa çıkana dek hak
helal olur mu?
Kesret boyutuyla seyrettiğim her zerrede hakkı bulmazsam
vahdete yol bulunur mu?
Hakkımın her zerrede hak olduğunu bilmeden melekût
kapısı açılır mı?
Varlık bilincine inmiş her zerreye hakkını teslim
etmeden yada ondaki hakkını teslim almadan kuldan
seyreden Hakkın Hakkını helal edebilir miyim?
İşte sır bu!
Hakkın her an ve her zerrede hak olarak açığa çıktığını
bilmek, bulmak ve yaşamak hakkın helalliğini almaktır.
Öyle ise ef’alden zatına seyreden HAK-KIN HAKKI helal
olsun inşallah. |