İnsanlık tüm anlamları Hz. Âdem(as)le birlikte
yüklenerek dünyaya gönderilmiştir. Bu bize Kuran’ın
Epistemolojik mucizevî yönüyle aktarılmaktadır.
Efendim siz bu bilgileri bilimsel olarak iddia
edemezsiniz gibi çağdaş!!!! Söylemleri hemen her
yönden duymak mümkündür. Oysa bilimin de ilimin de
esasında insana hizmet edecek olduğudur. Eğer söz konusu
keşifler insana yarardan çok zarar veriyorsa onunda adı
bilim olması en büyük nasipsizliktir.
Günümüzde SANAT-ÇI lakaplı, sanatı kulak
arkasına-saçlarını atar gibi-atan vücut ölçüleriyle
ortaya çıkıp sonra da emeğe saygı lütfen diye bas bas
bağıranlar vardır. Yani Sanat kelimesini kullanan bir
güruh olduğu gerçeğini inkâr edecek bir babayiğit
çıkamaz, çıkacak olsa bile en baştan kendisini inkârda
ustalaşmış olacağı bir başka kesinliktir. İşte günümüzde
de vücudunu estetiğini keşfetmiş zavallı insanımsılar
gibi beynini fark etmiş ancak ne acıdır ki kalbini
keşfedememiş adı bilim ve ilimle anılan sürüler de her
geçen gün çoğalmaktadır. Bunları hangi alanda ve hangi…
Bilmem ne Biliminde gözlemlerseniz gözlemleyin her
alanda karşınıza çıkacaktır. Çünkü oluklar çittir.
Birinden Nur diğerinden ise Kir akmaya devam
edecektir,,. Üstad NFK’ın beyinlere işlenmiş
satırlarında ifade ettiği gibi…
Bu
konuda geçtiğimiz günlerde çok ilginç bir bilimsel
haberi sizlerle paylaşmak bizim için ayrı bir unur
vesile si olacaktır.
……..Amerika'da
akciğer ve kalp nakli yapılan 47 yaşındaki Claire Sylvia
düne kadar yalnızca bir iddia olarak kalan "Organla
birlikte donörün huyları da geçiyor" tezinin canlı
kanıtı oldu.
Arizona eyaletinde yaşayan 47 yaşındaki Sylvia
hipertansiyon hastasıydı. Uzun yıllar süren tedavi
sonrası akciğer ve kalp yetmezliği ile karşı karşıya
kaldı. Yaşaması, için organ nakli gerekiyordu.
Şanslıydı. Organ bulundu, ameliyat oldu. Hem akciğer hem
de kalp nakli yapıldı. Ancak nakilden kısa bir süre
sonra Claire değişmeye başladı. Eskiden balerin olduğu
için abur cubur yeme alışkanlığı olmayan Sylvia'nın canı
hep bira ve kızarmış tavuk istiyordu. Ameliyat öncesinde
sessiz ve muhafazakarken sonrasında sinirli ve heyecanlı
bir kişiliğe bürünmüştü…..(haberin
kaynağı için fareyi boş durdurmayınız) J
Haberde ki üslup elbette haber niteliğine göre olacaktır
ancak bu konuda bizimde söyleyeceğimiz birkaç kelime
hakkımızın olduğunu bilmekteyiz… Bize yıllarca “siz
susun biz sizin yerinize konuşuruz” diyenlere inat
adamakıllı 24 saatimizin kıymetini kimselere kaptırmadan
çalışmalarımıza devam edeceğiz elbette… Amcaoğullarımıza
veya dayı uşağına aldığımız arabalarla veya dairelerle
hava atma derdimiz yok şükürler olsun… Yatandaşı bu
işlere yönelten(zannettiren) akımlarlarla bizim
derdimiz. Kendilerini akıllı zanneden zekaya
tapınırlarla bizim derdimiz..
Haberi okuduğunuzu varsayarak konumuza dönecek olursak
eğer…
Kalb ve diğer organların da hafıza kaydının olduğu
konusunda henüz belden aşağılardan kafasını kaldıramayan
bilişsel güruhun da sanırım tüm kayıtları en önemli
organlarına kaydedilmektedir. Bu konuda Sadece sevap
makinesı gibi olmayan En son “Vahionline” olarak
Hz.Muhammed (SAV) vasıtasyla gönderilen Kuranı kerim de
bu ifadele sık olarak belirtilir. Her bir organımızın
bizim aleyhimizde veya lehimizde şahitlik edeceğini
yıllarca hoca efendiler kürsülerden bas bas bağırdılar.
Amma ne fayda 47 yaşındaki
Claire Sylvia
gencecik delikanlının kalbini ve ciğerlerini transfer
edince vücuduna sanki geç bir delikanlı gibi arzu ve
isteklerinin neden kaynaklandığını anlamak için
çırpınışının nedenini bir gün insanlık keşfetmek için
çırpınacaktır.
Bizde de beyinleri yabancı hayranlığına şartlandırılmış
yüzlerce bilimsel sığır(Vatandaşı Koyun
görenlerin adı) kalplerini rafa kaldırmışlar ha
babam de babam başarıya tapınmaktalar. Tüm
bunları ispat etmek benim işim değil… Benim işim adam
gibi çalışan ilim ve bilim adamlarının çalışmalarını
inceleyip analiz etmek doğru temellendirerek birbirini
yiyen amcaoğullarıma ve dayı uşaklarıma aktarabilmek…
Bana ne Sözde bilime taparlar neleri keşfediyorsa
veya kim neresiyle kariyer veya çocuk yapıyorsa yapsın
bunların hiç birisi beni asıl amacımdan uzaklaştıramaz.
Ben kariyerimi çocuk yaptığım gibi yapamam ben
yavrularımla bir akşamüstü Sultanahmet’te iftarımı açar
sonra sarıyerde börek yerim… Sonrasında da Hz
İbrahim(AS) in ettiği dua gibi kendi neslimin şerefinin
yüzyıllarca sürmesi için akıllı kuantum Rezonaslı dualar
ederim.
Mikrosofware yazılımlı dizüstümü kullandığım gibi
Düşünce Füzelerimi kafatasım fırlatma rampasına
yerleştirir MakrosoftWareden yazılımımla işleyen en
güzel Sistemullahın işletim sistemine en doğru geri
sayımla 9…. 8… 7… 6…. 2…1…0 (amin) Fırlatırım… Sonrasın
da düzenli uykum sırasında bilinçaltım bilincimi aradan
çıkartarak Bilinüçtüyle irtibata geçerek ne ve neler
yaşamışsam gün boyu henüz keşfedilmemiş ancak kesinliği
bilinen bir yerlere elimin kolumun esasında veya her
organımın hatta her hücremin kayıtlarını düzenli olarak
(transfer)aktarılmaktadır. (elma ağaçtan yere Newton
bulmadan öncede düşüyordu… itiraz istemem J)
Isınma ve Beyin antrenmanlarımızdan sonra esas konumuza
geçebiliriz…
Kelimeler beyin akaryakıtları olarak en başta söylediğim
gibi Hz Adem (AS) Öğretilen manalarla birlikte günümüzde
de biz insanlar aynı akaryakıtı kullanmaya devam
etmekteyiz.
İlk zanneden kimdir? HZ Âdem(as) dir elbette.
Neyi zannetti?
Yasak meyveyi yemenin iyi olacağını zannetti.
Kim zannettirdi?
İblis denilen enerjisel ifade şeytani yayınını
kullanarak Hz Adem(AS)ın beynine nüfuz etti…(bu yorumlar
bendenize aittir katılıp, katılmamak en özgür
hakkınızdır.)
Hz. Âdem vazifesini tamamladı ve zamanı belirlenmiş bir
vakitte geldiği yere dönderildi… Dönmedi. Yeryüzünde
yaşarken Hz. Havva’sına gereği gibi yaklaştı. Ve
nesilleri ve bizlerin zincirlerini oluşturan ilk
hamlelerine devam etti… Koskoca ilk insan üşüdü çıplak
olduğunu fark etti taaa o zaman giyindi de hala niye
soyunurlar anlamadım gitti doğrusuJ
Bu film devam ediyor hala vizyon da yasak meyvenin
bahçesi cennet denilen yerin asmaları yan yana beyin
denilen kafataslarımızın içerisinde holografik esaslı
devam etmektedir. Şeytani yayın ve Rahmani yayın hala
beyinlerimize yapılmaktadır.
Bu yayınların Distirübitörleri ve bayileri çalışmalarına
aralıksız devam etmektedirler. Raiting derdi bayisi
olanlarda da vardır... Ve her bir ayrı insan ister
farkında olsun isterse olmasın bu Raitingin
destekleyicileridirler. Raiting sonucu ise Cennet veya
cehennem denilen tasvirlerin
(azzz sonra denilen ve tek tek yenilen
zamanın)
yep yeni bölümleridir.
Bu yazının kaleme alınmasını “Terapi” kelimesine
borçluyum
Nedenini merak edenler arama motorlarında sadece bu
kelimeyi yazarak ne kadar birbirinden ayrı mana ve
bağlam varsa kullanıldığını görmekteyiz….
Ergen terapisi, çocuk terapisi, Yetişkin terapisi,
Evlilik terapisi, , bu tür kavramların olması Terapi
kelimesinin manasına uygun olabilirliği konunun
uzmanları tarafından tartışma götürür bir konudur. Ancak
aşağıdakiler gibi olanlar ise çok Masraf götürür gibi
görünmektedir.
Online terapi
“Lazer terapi” ,”Asertit terapi”, “Masaj terapi”,
“Kılçık terapi”, “Mağnetic terapi”, “Yogi terapi”,
“Aroma terapi”, “Bitkisel terapi”, “Tepkisel terapi”,
“Etkisel , terapi”, “Ayak terapisi”, “Kulak terapisi”
“Selüliit terapisi”,,”Kalça
Terapisi” Salça terapisi” “Koku terapi”, “Sür
terapi”, “E hadi
Uzan terapi”, “Ozon
terapi”, “Bio terapi”, “Manuell terapi”, “Renk terapi”,
“Kristal Terapi”, “Thalasso terapi”,
“Kognitiv
Terapi”, “Saç Terapi”, “Kıl
terapi”, “Zil terapi” “Yosun terapi” “Tosun
terapi”“Sıcak Taş
Terapisi” “Soğuk kaş
terapisi”” Ilık lılık paylaş terapisi” ”Dudak dudağa
soluklaş terapisi”,…..
Yüzlercesine rastlamak mümkün
(özgür ortam internet tek tıklamayla
hizmete hazır merak eden tıklasın)renkli
olanlar espirisel olanlar J
Nedir “Terapi” kelimesinin gerçek anlamı? Yunanca olan
bu kelimenin sözlük anlamı tedavi ve iyileştirme
anlamına gelse de bu konuda da sağlıklı bir açıklama yok
her kafadan bir ses çıkıyor. Masum vatandaş ne anlayacak
bundan en önemlisi o. Zaten yatandaşların umrun da
değil.
Hani anlam olarak iyileştirme var yaaa!! mananın
içinde, her önüne gelen Terapist bunu tek başına
söyleyemeyeceği için başına yaptığı mesleğin içeriğini
ekle… -al sana oldun terapist-…
Mesela kabak çekirdeğinin faydasız olduğunu kim inkâr
edebilir ki yüzlerce faydası var… Gidelim köşedeki
kuruyemişçiden 100 gr alalım ver terapinin gözüne… Çıt
çıt… tükür yere sosyalleşmiş evrimin az gelişmişleri
gibi. Kardeş hayırdır. Hiçççç çekirdek terapi yapıyoruz…
mu diyelim o zaman.
Kavram dediğiniz şeyin alanı bellidir. O alanda her
türlü bağlam o kavramla ifade edilirler. Örneğin
Sibernetik bir kavramdır ve bütün bilimleri ilgilendiren
bu yaklaşımla her şeyi izah edebilmenin ve sistemlerini
açıklayabilmenin yapısının kavrayışını anlatan köklü bir
kavramdır. Kim çıkardıysa çıkardı önemli olan onun
hayatımıza olan katkısıdır. Bir başka örnekte “Plesebo”
hangi dilin terminolojisi olursa olsun anlaşılması
gereken anlam bütün insanlık tarafından aynı manayı
taşımalıdır. Şimdi “Plesebo” kelimesinin önüne Terapi
kelimesinin önüne aynı kelimeleri yerleştirin aynı
anlamları verecektir. Plesebonun da anlamı insanın özde
kendi kendisini bir şekilde ikna etmesi anlamına
gelmektedir.
İnsan meraklı bir yaratıktır. Her şeyi merak ederek
öğrenmektedir. Terapi kelimesinin arkasına gizlenilerek
yüzlerce Erkekli kızlı genç yavrumuz pazarlanmaktadır.
Kızlar için meslek olan alanlarda erkeklerimizi korumak
daha da zor hale gelmiştir. GAYesizliğin
sonucundan her ihmalkâr nasibince istifade etmektedir.
Alanında uzman olan olmayan bu konuda yeterliliği olan
olmayan her önüne gelen terapi yapmaya devam ediyor.
“Hipno-terapi” bilinen eski bir terimdir
“Hipno-serapi” Mana Âlemine nasibimizce kafatası
rampamdan fırlatmaktayım. Kullananı ilk bendeniz
olmaktayım. Terapi kelimesine yüklemiş anlamları büyük
ölçüde istismar edecek alanlar çoğalmaktadır. Terapi
kelimesinin
“Hipno-tizma” bilinen eski bir terimdir. Uyuma
olarak algılansa da ilk başlarda bu günlerde faydalı
olabilecek özel veya resmi yöntemler her geçen gun
artmaktadır.
“Zan-netizma” (Kullanan ilk bendeniz olmaktayım)
Mana Âlemine nasibimizce kafatası rampamdan
fırlatmaktayım. Bu konuya ilerde çok geniş ver vereceğim
nedir nasıl başlar beynimizin zannetmeyle doğru kararı
arasındaki etkileşimlerini vs vs elimizden
geldiğince,yüreğimizden döküldüğünce, niyetimizden de
üretildiğince anlatabilmeye devam edeceğiz inşallah.
Neden diğer bilindik terimleri değil de başka ifadeleri
kullanmak isteyişimi merak ettiğinizi varsayma
cesaretimi maruz göreceğinizi ümit ederek ifade
edebilirim ki… Kelimeler….
Kelimeler Nörolojik silahlarKelimeler Nörolojik ilaçlar
Kelimeler Nabzı attıran ritimler
Kelimeler Sevgiyi tattıran zamansız cisimler
Kelimeler Nefreti koşturan mekânsız dönüşümler…
Kelimeler manayı sarhoşlaştıran anlamsız söyleyişler
Kelimeler ümitler, özleyişler, tükenişler, bekleyişler…
Doğrusu yanlışı,…
Kazanması kaybetmesi
Onunladır tüm işler
Elbette bizi yakından tanıyanlar bu yazdıklarımızı
şaşkınlıkla karşılıyorlardır. Hocam sen Beyin antrenörü
ve Sevgipolog olduğunu söylüyorsun şimdi Terapi
kelimesiyle ne alıp veremediğin var gibisinden
akıllarına gelebilecek olan düşünceye cevap olması
hasebiyle..
Ben terapist merapist değilim… Zaten yetkili olamayan
insanlardan başkası da terapistlik yapamaz. Merak eden
açar bakar bu konudaki mevzuatlara. Ben kendi
kavramlarımı üreten çağdaş “Nasrettin Hoca”yım, “Aşık
Veysel”im, “Mevlana”yım, yani onların yöneldiği
gönüllerin içine yeşermeye çalışan bir kulum bundan daha
şerefli bir anlam ve mana olamaz…
Sevipolog serapist çözümleri üretirim
Manaya Adayım… Siyasete değil…
Bazı çevrelerce gelen e postalarımız da “Sevgi” ve
“Polog” kelimesi “Hipnoz” ve “Serapi” kelimeleri
birleştirme cesaretini nerden aldığımızı soran bazı
çevrelere cevaben derim ki…… Zannetizmanın etkisinden
çıkmalarının bu gidişle zor olacağından korktuğum bazı
kardeşlerimize atfen….
“Kimden Vahiylenerek “Dialog Resuller” kimden
yetki alıyorlarsa bunu merak edeceğinize… Beni merak
etmeyin sonuçta bana birey olarak Deli derler sizde
haklı çıkarsınız olur biter…Ancak…Önce Kitap ehli
olanlarla olmayanların kimlerle evlenip
evlenemeyeceğinin Ayetinin gereksizliğini belirleyin
sonrasın da dialoga geçin ticaretiniz için gayet doğal
bu tür dialoglar. Sahi yengelerde geçiyorlar mı dialoga
şampanyalar kadehlenirken “tık tık eyiii” günler
reklamındaki gibi.
Tabi elbette herkesin dinsel tercihine de cinsel
tercihine de kimse karışamaz…
Dinler arası “diaolog” Dinler ayaklamış yürüyen
yaratıklarmış gibi bir araya nasıl geleceklerse , nasıl
oluyorsa iddialar…. kelimeler arası diaolog neden
olmasın diyesi geliyor insanın….
Erkeğin Travesti olduğu, kadınların lezbiyenlikte
yarıştığı bu çağda herkesin
(Okumak
için Tıklayın)
“Yahoo.
de cesinde” “Allah” kelimesine müsaade
etmediği internet sanal ortamın da neden kelimelere
karşı blokaj uygulandığını da sorsanıza yaaa dialog
halinde olduklarınıza.
Her iki dinin aklıevvellerinin Nikâhlarını da
Yahuuuuuucesine kıydırdıktan sonra ilişkiye girerek
yakında bu diyalogdan doğacak yepyeni “İslamistiyan”
dinine çağrı yapılacağı biline biline aynı sitelerden
yakında duyacağımız davet günlerine karşı benim
yaptığım şey sadece çobanı olduklarımla beraber beynimi
ve zihnimi ve kalbimi korumaktır.
Dünya çapında yapamasam bile ülkeme hepsine ulaşamasam
bile aile, akraba hatta mahalle çapımda neden boş oturup
ağzımı açıp neden geyik yapayım ki…. GAY sektörüne
malzeme üreten esnet tv dizi yayıncıların zamanımı
çalmalarına izin vereyim ki… Veya sadece kendilerini
akıllı ve mübarek gören tasavvufun özünden bihaber uçkur
düşkünü yüzünden kıl çıktığını fark eden ebu cehil
şalvarını giymenin Sünnet olduğunu zan-neden Bağnaz ve
yobazlardan Neden korunmayayım neden.
Tarihi incelediğimizde “Aman canım Neme Lazım”
diyerek “Sodom” ve “Gomore” gibi yerlerde “Birbirini
düzenlerle Mübarek Mübarek gezenlerin” aynı
sonuçlardan nasiplendiğini Sevap makinesı gibi
Zannedilemeyerek
okunan “Kuran” yıllardır ifade etmektedir.
Hissedebilen yüreklere…
Var mı? Cevabınız…
Varsa lütfen
farenizi boş durdurmayınız…
Adresimizdeki yüreğimizin tokmağına tıklayınız>>>
Ramazan Bayramı sabahı Saat:05:30
|