Hipnotizma mı? Zannetizma mı? HipnoTerapi mi? HipnoSerapi mi?

1. Bölüm

Kemal Koçak
 

İnsanlık tüm anlamları Hz. Âdem(as)le birlikte yüklenerek dünyaya gönderilmiştir. Bu bize Kuran’ın Epistemolojik mucizevî yönüyle aktarılmaktadır. Efendim siz bu bilgileri bilimsel olarak iddia edemezsiniz gibi çağdaş!!!! Söylemleri hemen her yönden duymak mümkündür. Oysa bilimin de ilimin de esasında insana hizmet edecek olduğudur. Eğer söz konusu keşifler insana yarardan çok zarar veriyorsa onunda adı bilim olması en büyük nasipsizliktir.

Günümüzde SANAT-ÇI lakaplı, sanatı kulak arkasına-saçlarını atar gibi-atan vücut ölçüleriyle ortaya çıkıp sonra da emeğe saygı lütfen diye bas bas bağıranlar vardır. Yani Sanat kelimesini kullanan bir güruh olduğu gerçeğini inkâr edecek bir babayiğit çıkamaz, çıkacak olsa bile en baştan kendisini inkârda ustalaşmış olacağı bir başka kesinliktir. İşte günümüzde de vücudunu estetiğini keşfetmiş zavallı insanımsılar gibi beynini fark etmiş ancak ne acıdır ki kalbini keşfedememiş adı bilim ve ilimle anılan sürüler de her geçen gün çoğalmaktadır. Bunları hangi alanda ve hangi… Bilmem ne Biliminde gözlemlerseniz gözlemleyin her alanda karşınıza çıkacaktır. Çünkü oluklar çittir. Birinden Nur diğerinden ise Kir akmaya devam edecektir,,. Üstad NFK’ın beyinlere işlenmiş satırlarında ifade ettiği gibi…

Bu konuda geçtiğimiz günlerde çok ilginç bir bilimsel haberi sizlerle paylaşmak bizim için ayrı bir unur vesile si olacaktır.

……..Amerika'da akciğer ve kalp nakli yapılan 47 yaşındaki Claire Sylvia düne kadar yalnızca bir iddia olarak kalan "Organla birlikte donörün huyları da geçiyor" tezinin canlı kanıtı oldu.
Arizona eyaletinde yaşayan 47 yaşındaki Sylvia hipertansiyon hastasıydı. Uzun yıllar süren tedavi sonrası akciğer ve kalp yetmezliği ile karşı karşıya kaldı. Yaşaması, için organ nakli gerekiyordu. Şanslıydı. Organ bulundu, ameliyat oldu. Hem akciğer hem de kalp nakli yapıldı. Ancak nakilden kısa bir süre sonra Claire değişmeye başladı. Eskiden balerin olduğu için abur cubur yeme alışkanlığı olmayan Sylvia'nın canı hep bira ve kızarmış tavuk istiyordu. Ameliyat öncesinde sessiz ve muhafazakarken sonrasında sinirli ve heyecanlı bir kişiliğe bürünmüştü
…..(haberin kaynağı için fareyi boş durdurmayınız) J

Haberde ki üslup elbette haber niteliğine göre olacaktır ancak bu konuda bizimde söyleyeceğimiz birkaç kelime hakkımızın olduğunu bilmekteyiz… Bize yıllarca “siz susun biz sizin yerinize konuşuruz” diyenlere inat adamakıllı 24 saatimizin kıymetini kimselere kaptırmadan çalışmalarımıza devam edeceğiz elbette… Amcaoğullarımıza veya dayı uşağına aldığımız arabalarla veya dairelerle hava atma derdimiz yok şükürler olsun…  Yatandaşı bu işlere yönelten(zannettiren) akımlarlarla bizim derdimiz. Kendilerini akıllı zanneden zekaya tapınırlarla bizim derdimiz..

Haberi okuduğunuzu varsayarak konumuza dönecek olursak eğer…

Kalb ve diğer organların da hafıza kaydının olduğu konusunda henüz belden aşağılardan kafasını kaldıramayan bilişsel güruhun da sanırım tüm kayıtları en önemli organlarına kaydedilmektedir. Bu konuda Sadece sevap makinesı gibi olmayan En son “Vahionline” olarak Hz.Muhammed (SAV) vasıtasyla gönderilen Kuranı kerim de bu ifadele sık olarak belirtilir. Her bir organımızın bizim aleyhimizde veya lehimizde şahitlik edeceğini yıllarca hoca efendiler kürsülerden bas bas bağırdılar.

Amma ne fayda 47 yaşındaki Claire Sylvia gencecik delikanlının kalbini ve ciğerlerini transfer edince vücuduna sanki geç bir delikanlı gibi arzu ve isteklerinin neden kaynaklandığını anlamak için çırpınışının nedenini bir gün insanlık keşfetmek için çırpınacaktır.

Bizde de beyinleri yabancı hayranlığına şartlandırılmış yüzlerce bilimsel sığır(Vatandaşı Koyun görenlerin adı) kalplerini rafa kaldırmışlar ha babam de babam başarıya tapınmaktalar. Tüm bunları ispat etmek benim işim değil… Benim işim adam gibi çalışan ilim ve bilim adamlarının çalışmalarını inceleyip analiz etmek doğru temellendirerek birbirini yiyen amcaoğullarıma ve dayı uşaklarıma aktarabilmek… Bana ne Sözde bilime taparlar neleri keşfediyorsa veya kim neresiyle kariyer veya çocuk yapıyorsa yapsın bunların hiç birisi beni asıl amacımdan uzaklaştıramaz. Ben kariyerimi çocuk yaptığım gibi yapamam ben yavrularımla bir akşamüstü Sultanahmet’te iftarımı açar sonra sarıyerde börek yerim… Sonrasında da Hz İbrahim(AS) in ettiği dua gibi kendi neslimin şerefinin yüzyıllarca sürmesi için akıllı kuantum Rezonaslı dualar ederim.

Mikrosofware yazılımlı dizüstümü kullandığım gibi Düşünce Füzelerimi kafatasım fırlatma rampasına yerleştirir MakrosoftWareden yazılımımla işleyen en güzel Sistemullahın işletim sistemine en doğru geri sayımla 9…. 8… 7… 6…. 2…1…0 (amin) Fırlatırım… Sonrasın da düzenli uykum sırasında bilinçaltım bilincimi aradan çıkartarak Bilinüçtüyle irtibata geçerek ne ve neler yaşamışsam gün boyu henüz keşfedilmemiş ancak kesinliği bilinen bir yerlere elimin kolumun esasında veya her organımın hatta her hücremin kayıtlarını düzenli olarak (transfer)aktarılmaktadır. (elma ağaçtan yere Newton bulmadan öncede düşüyordu… itiraz istemem J)

Isınma ve Beyin antrenmanlarımızdan sonra esas konumuza geçebiliriz…

Kelimeler beyin akaryakıtları olarak en başta söylediğim gibi Hz Adem (AS) Öğretilen manalarla birlikte günümüzde de biz insanlar aynı akaryakıtı kullanmaya devam etmekteyiz.

İlk zanneden kimdir? HZ Âdem(as) dir elbette.

Neyi zannetti?

Yasak meyveyi yemenin iyi olacağını zannetti.

Kim zannettirdi?

İblis denilen enerjisel ifade şeytani yayınını kullanarak Hz Adem(AS)ın beynine nüfuz etti…(bu yorumlar bendenize aittir katılıp, katılmamak en özgür hakkınızdır.)

Hz. Âdem vazifesini tamamladı ve zamanı belirlenmiş bir vakitte geldiği yere dönderildi… Dönmedi. Yeryüzünde yaşarken Hz. Havva’sına gereği gibi yaklaştı. Ve nesilleri ve bizlerin zincirlerini oluşturan ilk hamlelerine devam etti… Koskoca ilk insan üşüdü çıplak olduğunu fark etti taaa o zaman giyindi de hala niye soyunurlar anlamadım gitti doğrusuJ

Bu film devam ediyor hala vizyon da yasak meyvenin bahçesi cennet denilen yerin asmaları yan yana beyin denilen kafataslarımızın içerisinde holografik esaslı devam etmektedir. Şeytani yayın ve Rahmani yayın hala beyinlerimize yapılmaktadır.

Bu yayınların Distirübitörleri ve bayileri çalışmalarına aralıksız devam etmektedirler. Raiting derdi bayisi olanlarda da vardır... Ve her bir ayrı insan ister farkında olsun isterse olmasın bu Raitingin destekleyicileridirler. Raiting sonucu ise Cennet veya cehennem denilen tasvirlerin (azzz sonra denilen ve tek tek yenilen zamanın) yep yeni bölümleridir.

Bu yazının kaleme alınmasını “Terapi” kelimesine borçluyum

Nedenini merak edenler arama motorlarında sadece bu kelimeyi yazarak ne kadar birbirinden ayrı mana ve bağlam varsa kullanıldığını görmekteyiz….

Ergen terapisi, çocuk terapisi, Yetişkin terapisi, Evlilik terapisi, , bu tür kavramların olması Terapi kelimesinin manasına uygun olabilirliği konunun uzmanları tarafından tartışma götürür bir konudur. Ancak aşağıdakiler gibi olanlar ise çok Masraf götürür gibi görünmektedir.

Online terapi “Lazer terapi” ,”Asertit terapi”, “Masaj terapi”, “Kılçık terapi”, “Mağnetic terapi”, “Yogi terapi”, “Aroma terapi”, “Bitkisel terapi”, “Tepkisel terapi”, “Etkisel , terapi”, “Ayak terapisi”, “Kulak terapisi” “Selüliit terapisi”,,”Kalça Terapisi” Salça terapisi” “Koku terapi”, “Sür terapi”, “E hadi Uzan terapi”, “Ozon terapi”, “Bio terapi”, “Manuell terapi”, “Renk terapi”, “Kristal Terapi”, “Thalasso terapi”, Kognitiv Terapi”, “Saç Terapi”, “Kıl terapi”, “Zil terapi” “Yosun terapi” “Tosun terapi”“Sıcak Taş Terapisi” “Soğuk kaş terapisi”” Ilık lılık paylaş terapisi” ”Dudak dudağa soluklaş terapisi”,…..  Yüzlercesine rastlamak mümkün (özgür ortam internet tek tıklamayla hizmete hazır merak eden tıklasın)renkli olanlar espirisel olanlar J

Nedir “Terapi” kelimesinin gerçek anlamı? Yunanca olan bu kelimenin sözlük anlamı tedavi ve iyileştirme anlamına gelse de bu konuda da sağlıklı bir açıklama yok her kafadan bir ses çıkıyor. Masum vatandaş ne anlayacak bundan en önemlisi o. Zaten yatandaşların umrun da değil.

Hani anlam olarak iyileştirme var yaaa!!  mananın içinde, her önüne gelen Terapist bunu tek başına söyleyemeyeceği için başına yaptığı mesleğin içeriğini ekle… -al sana oldun terapist-…

Mesela kabak çekirdeğinin faydasız olduğunu kim inkâr edebilir ki yüzlerce faydası var… Gidelim köşedeki kuruyemişçiden 100 gr alalım ver terapinin gözüne… Çıt çıt… tükür yere sosyalleşmiş evrimin az gelişmişleri gibi. Kardeş hayırdır. Hiçççç çekirdek terapi yapıyoruz… mu diyelim o zaman.

Kavram dediğiniz şeyin alanı bellidir. O alanda her türlü bağlam o kavramla ifade edilirler. Örneğin Sibernetik bir kavramdır ve bütün bilimleri ilgilendiren bu yaklaşımla her şeyi izah edebilmenin ve sistemlerini açıklayabilmenin yapısının kavrayışını anlatan köklü bir kavramdır. Kim çıkardıysa çıkardı önemli olan onun hayatımıza olan katkısıdır. Bir başka örnekte “Plesebo” hangi dilin terminolojisi olursa olsun anlaşılması gereken anlam bütün insanlık tarafından aynı manayı taşımalıdır. Şimdi “Plesebo” kelimesinin önüne Terapi kelimesinin önüne aynı kelimeleri yerleştirin aynı anlamları verecektir. Plesebonun da anlamı insanın özde kendi kendisini bir şekilde ikna etmesi anlamına gelmektedir.

İnsan meraklı bir yaratıktır. Her şeyi merak ederek öğrenmektedir. Terapi kelimesinin arkasına gizlenilerek yüzlerce Erkekli kızlı genç yavrumuz pazarlanmaktadır. Kızlar için meslek olan alanlarda erkeklerimizi korumak daha da zor hale gelmiştir. GAYesizliğin sonucundan her ihmalkâr nasibince istifade etmektedir. Alanında uzman olan olmayan bu konuda yeterliliği olan olmayan her önüne gelen terapi yapmaya devam ediyor.

Hipno-terapi” bilinen eski bir terimdir

Hipno-serapi” Mana Âlemine nasibimizce kafatası rampamdan fırlatmaktayım. Kullananı ilk bendeniz olmaktayım. Terapi kelimesine yüklemiş anlamları büyük ölçüde istismar edecek alanlar çoğalmaktadır. Terapi kelimesinin

Hipno-tizma” bilinen eski bir terimdir. Uyuma olarak algılansa da ilk başlarda bu günlerde faydalı olabilecek özel veya resmi yöntemler her geçen gun artmaktadır.

Zan-netizma” (Kullanan ilk bendeniz olmaktayım) Mana Âlemine nasibimizce kafatası rampamdan fırlatmaktayım. Bu konuya ilerde çok geniş ver vereceğim nedir nasıl başlar beynimizin zannetmeyle doğru kararı arasındaki etkileşimlerini vs vs  elimizden geldiğince,yüreğimizden döküldüğünce, niyetimizden de üretildiğince anlatabilmeye devam edeceğiz inşallah.

Neden diğer bilindik terimleri değil de başka ifadeleri kullanmak isteyişimi merak ettiğinizi varsayma cesaretimi maruz göreceğinizi ümit ederek ifade edebilirim ki… Kelimeler….

Kelimeler Nörolojik silahlarKelimeler Nörolojik ilaçlar

Kelimeler Nabzı attıran ritimler

Kelimeler Sevgiyi tattıran zamansız cisimler

Kelimeler Nefreti koşturan mekânsız dönüşümler…

Kelimeler manayı sarhoşlaştıran anlamsız söyleyişler

Kelimeler ümitler, özleyişler, tükenişler, bekleyişler…

Doğrusu yanlışı,…

Kazanması kaybetmesi

Onunladır tüm işler

Elbette bizi yakından tanıyanlar bu yazdıklarımızı şaşkınlıkla karşılıyorlardır. Hocam sen Beyin antrenörü ve Sevgipolog olduğunu söylüyorsun şimdi Terapi kelimesiyle ne alıp veremediğin var gibisinden akıllarına gelebilecek olan düşünceye cevap olması hasebiyle..

Ben terapist merapist değilim…  Zaten yetkili olamayan insanlardan başkası da terapistlik yapamaz. Merak eden açar bakar bu konudaki mevzuatlara. Ben kendi kavramlarımı üreten çağdaş “Nasrettin Hoca”yım, “Aşık Veysel”im, “Mevlana”yım, yani onların yöneldiği gönüllerin içine yeşermeye çalışan bir kulum bundan daha şerefli bir anlam ve mana olamaz…

Sevipolog serapist çözümleri üretirim

Manaya Adayım… Siyasete değil…

Bazı çevrelerce gelen e postalarımız da  “Sevgi” ve “Polog” kelimesi “Hipnoz” ve “Serapi” kelimeleri birleştirme cesaretini nerden aldığımızı soran bazı çevrelere cevaben derim ki……   Zannetizmanın etkisinden çıkmalarının bu gidişle zor olacağından korktuğum bazı kardeşlerimize atfen….

Kimden Vahiylenerek “Dialog Resuller” kimden yetki alıyorlarsa bunu merak edeceğinize… Beni merak etmeyin sonuçta bana birey olarak Deli derler sizde haklı çıkarsınız olur biter…Ancak…Önce Kitap ehli olanlarla olmayanların kimlerle evlenip evlenemeyeceğinin Ayetinin gereksizliğini belirleyin sonrasın da dialoga geçin ticaretiniz için gayet doğal bu tür dialoglar. Sahi yengelerde geçiyorlar mı dialoga şampanyalar kadehlenirken “tık tık eyiii” günler reklamındaki gibi.

Tabi elbette herkesin dinsel tercihine de cinsel tercihine de kimse karışamaz…

Dinler arası “diaolog” Dinler ayaklamış yürüyen yaratıklarmış gibi bir araya nasıl geleceklerse , nasıl oluyorsa iddialar…. kelimeler arası diaolog neden olmasın diyesi geliyor insanın….

Erkeğin Travesti olduğu, kadınların lezbiyenlikte yarıştığı bu çağda herkesin

(Okumak için Tıklayın) “Yahoo. de cesinde” “Allah” kelimesine müsaade etmediği internet sanal ortamın da neden kelimelere karşı blokaj uygulandığını da sorsanıza yaaa dialog halinde olduklarınıza.  

Her iki dinin aklıevvellerinin Nikâhlarını da Yahuuuuuucesine kıydırdıktan sonra ilişkiye girerek yakında bu diyalogdan doğacak yepyeni “İslamistiyan” dinine çağrı yapılacağı biline biline aynı sitelerden yakında duyacağımız davet günlerine karşı benim yaptığım şey sadece çobanı olduklarımla beraber beynimi ve zihnimi ve kalbimi korumaktır.

Dünya çapında yapamasam bile ülkeme hepsine ulaşamasam bile aile, akraba hatta mahalle çapımda neden boş oturup ağzımı açıp neden geyik yapayım ki…. GAY sektörüne malzeme üreten esnet tv dizi yayıncıların zamanımı çalmalarına izin vereyim ki… Veya sadece kendilerini akıllı ve mübarek gören tasavvufun özünden bihaber uçkur düşkünü yüzünden kıl çıktığını fark eden ebu cehil şalvarını giymenin Sünnet olduğunu zan-neden Bağnaz ve yobazlardan Neden korunmayayım neden.

Tarihi incelediğimizde “Aman canım Neme Lazım” diyerek “Sodom” ve “Gomore” gibi yerlerde “Birbirini düzenlerle Mübarek Mübarek gezenlerin” aynı sonuçlardan nasiplendiğini Sevap makinesı gibi Zannedilemeyerek okunan “Kuran” yıllardır ifade etmektedir. Hissedebilen yüreklere…

Var mı? Cevabınız…

Varsa lütfen farenizi boş durdurmayınız…
Adresimizdeki yüreğimizin tokmağına tıklayınız>>>

Ramazan Bayramı sabahı Saat:05:30


 

 
 
Ankara - 30.11.2006
İnsani Gelişim Hizmetkârı
Beyin Antrenörü & Sevgipolog
0533 429 52 50
Kemal Koçak
http://sufizmveinsan.com
http://kemalkocak.com
http://okurtacim.com
kemalkocak6@hotmail.com
sevgipolog@yahoo.com.tr