Sır’lardan anlamam…Hele herkesin konuştuğu bir şey nasıl
sır olur onu hiç anlamam. .Çamaşır yıkamak için illa tam
otomatiğin evime gelene kadar geçirdiği tüm aşamalarını
bilmem gerekmiyor diye düşünüyorum… Bana lazım olan
kadarını öğrenirim olur biter…Sır dedikleri şey,
herkesin bildiği DUA etmekten başka bir şey değil ki…
Ama illa ki bizim değerlerimizi bize cafcaflı ambalajda
tekrar sunacaklar ki kıymetlensin.
Esas ben size bir sır vereyim mi ? Kısmetse dua edilir,
kısmetse edilen dua gerçekleşir. O da kişinin rızkıyla
alakalı. Sistemin sonsuz dişlilerinden bazılarını bilmek
her şeyi bilmek anlamına gelmiyor ne yazık.
Sonsuz yaratılışın yaratıcısından bir talebim olmuştu
1978’ de:
Ruhum karmakarışık
Gönder Ya Rabbi bir IŞIK
Bileyim öğreneyim
Ruhum kime neye AŞIK
Karşılığında altı yıl sürecek Ankara günlerim
başladı.İçecek suyum, yiyecek aşım, görecek görgülerim
olduğu için. Saftan safa geçirilerek terbiye edildim,
hâlâ da ediliyorum elhamdülillah.
Gurbet bu hasret dolu
Ayırmış nice aşıkları
Seni hatırlatır
Karanlık gecede Ankara ışıkları
Demişim aileden ilk ayrıldığımda. Kimseleri bulamamışım
da 5. kat yurt yemekhanesinden ışıklara seslenmişim.
Işık ışıtırmış, ısıtırmış uygun dozda gelirse… Yokluğu
da çokluğu da cehennemi hatırlatır bana. Arınmanın uzun
yolunu alemlerin Rabbı sıratı müstakimden ayırmasın her
daim bizi.
Mevlam kaderime yazmış
Alnımın kırışığına
Derdimi döktüm
Dün gece Ankara ışığına
Bitti tükendi kalmadı sabır
Çile akşamlarına
Elveda artık
Meftun olduğum Ankara ışıklarına
Sonraları hiçbir zaman yalnız olmadığımın bilincinde
Mevla’ma dönmüşüm. İnsandır adım. Unutmuş ve isyan da
olmam ezeli takdirim. İş hatırlamak ve isyanlardan uzak
durma çabasın da. Geceyle gündüz gibi, biri diğerini
takip eder
Hayat denen şey garip bir muamma
Bazen ağlanır gülünmez ya daima
Güzeldir sızı davadan yanaysa amma
Sızılarımın dili Ankara ışıkları
Gerçekler zamanla biraz gölge
Şahıslar gölge acılar gölge
Unutmaksa güneşteki gölge
İstisna-i gölgem Ankara ışıkları.
Unut hatırla. Hatırla unut. Tik tak… Tik tak…
Söz dinlemiyorlar bir türlü
Açamazken gözlerimi
Birden bir ses
Tik tak tik tak
Hayır HAK HAK
Hemen fırladım
Zira saatten utandım.
MIŞ’ lı şeyler hiç bana göre değil, hep uzak durmuşumdur
mışlı-mişli hikâyelerden. Adı üstünde hikâye, birileri
yaşamış bir başkası da görmüş diğeri de anlatmış anlatan
da geçmiş. Dün dünde kaldı cancağızım diyor gel dedi
diye başına dünyayı topladığımız Gel demekle ne dediğine
kafa yormak yerine gelenler arasında birileri bir şeyler
yazsın da dua mekanizması (sır olmayan sır yani) misali
bizi bize anlatsın da anlayalım diye bekleşir dururuz…
Beklemek de gelecek ötelemek ertelemek. Acıkınca yarın
yerim diyen kaç kişi var? Bunca uğraş, gaile bir lokma
için değil mi sonuçta, desem de lokma da ne lokma ama!
Daha iyi nasıl yerim (beslenirim değil), giyerim,
gezerim diye düşünüp faturaları ödemeyi kredi kartlarına
bırakarak bu konuda düşünmeyi yine erteleyen bizler…
Ömrümüzü kaldığı zaman dünyanın da işine yaramayacak
şeylerle harcarken, tüketirken kendimizi toplumu ve de
dünyamızı da tükettiğimizin farkındayız gibime geliyor.
En trajikomik olanı da bu galiba. Üretenlerimiz
yadsınamayacak kadar çoğunlukta aslında. Onlar yolu
tutanlarımız. Ne öteler ne erteler ne de geçmişle vakit
harcar. Vakit bu vakittir. Şimdi daha iyi ne yapabilirim
kaygısındalar. Bense kendimi bildim bileli
arayışlardayım:
YOL
Arayışlar içinde
Yol ararken
Bir rehberim olmuştu
Yolunu bulmuş
Tutmuşken yolunu
Yardım elini uzatmıştı
Vermeyi sevmeyi
İnanmayı yaşamayı
Bilirim sanırdım
Yeniden öğreniyordum ki
Tali yollara gözüm takıldı
Anlık gafletin acı faturası
Yollarımız ayrıldı
O zamanlar bilmiyordum ki. Herkesin yolu farklı. Aynı
yolu yürüyenlerin ayak izleri farklı. Üst üste bassa da
keza. Çıkışta aynı varışta aynı nokta olsa da. Yol
levhaları ve rehberler yolu gösterir sadece .
Yürüyecek olan sensin. Yürümezsen o yol bir yere gitmez…
Her ne yaparsan yap kendine yaparsın. Yap dedim de
aklıma bir SIR daha geldi. Asıl iş
YAP-makta
YAP-amamakta
YAP-mamakta
YAP-tırılmakta
YAP-tırılmamakta
Sır bir nevi bilmece ya . Bunu da ben uydurdum. İşaret
levhaları koydum her heceye.
Herkesin yolu açık ola. |