İnsanlığa Bir Armağan
Nazım Akpınar
 

Bir belgesel programda ülkemiz için önemli bir değer olduğuna inandığım,  doğuştan görme özürlü Eşref Armağan Beyi ve eserlerini izledim. O, parmak uçlarıyla resmi oluştururken ben de hayret ve hayranlıkta kalmakla yetindim. Eşref Bey’in hususiyeti, parmak uçlarıyla görebilmesi. Görsel algı uzmanlarının gözlemlerine göre, resim yaparken beyninin korteks dediğimiz merkezinde sinyal şeklinde bir uyarı tespit edilmiş. Bu da gösteriyor ki insanın görme işlevini yerine getiren sadece göz organı değil. İnsanın birçok algı yeteneği olduğu artık kesinleşmiş durumda.

Eşref Bey’le ilgili en ilginç ve orijinal tespiti ise programdaki bir estetik uzmanı yapıyor.  Uzmana göre bu olay,  Rönesans devrinden bu yana görülen en büyük sanatsal gelişme ve devrimlerden biri aynı zamanda.  Ayrıca bu örnek olay, resmi oluşturanın beynin kendisi olduğunu bizlere gösteriyor. Bilimsel gelişmeler bunun ötesini de tespit etmiş durumda. O gerçek de beynin, görmenin de ötesinde data olarak belirtilen bilgi bankalarından okuduklarını açığa çıkaran bir printout işlevi görmesi ve bu işlevi bilinç adı altında yerine getirmesi. Okuma olayı da harfleri heceleme değil elbette. İçsel ya da dışsal uyarıların beyin tarafından sentezlenerek deşifre edilmesi. Son aşama da okunanların bir kısmının beyindeki hayal merkezinde tasvir edilerek şekillenmesi ve görsel olarak algılanması. Nasıl ki evrenler yaratıcı şuur tarafından bir anda resmedilerek açığa çıkarılıyorsa insandaki bu resmetme özelliği de mikrokozmos olan ve kozmik şuurun prototipi olan beynin aynı işlevi mikro düzeyde göstermesi demektir.

Dünya genelinde de farklı duyu organlarıyla değişik yetenekler sergileyen insanlar bulunuyor. Parmak ucuyla gören ve bir kitabın tamamını okuyabilenlerden tutun da koku duyusuyla birçok keşif ve tanımlama yapabilenlere kadar geniş bir skala söz konusu. Bu tarz yetenekleri sergileyenin insan ruhu olduğu düşünülse de sonuçta hepsinin beyin kaynaklı olduğunu biliyoruz. Beynin sırları çözüldükçe mesele daha da açıklığa kavuşacaktır.

Eşref Armağan’ı,  ilmi ve tasavvufi gerçeklerin günümüz insanlığına aşikâr olarak gözükmesi noktasında bir İlahi armağan olarak görüyor ve öyle değerlendiriyorum.  Bu açıdan dünya insanlığına bir lütuftur.  Gerçek körlüğün şuursal körlük olduğunu göstermesi noktasında da oldukça önemli bir örnek teşkil etmektedir. Eşref Armağan, zahiren göremediğinin farkında olarak boyut değiştireceğinin bilincinde olan bir insan. Bunu kendisi de ifade ediyor. Dünyada yaşarken tek yakındığı, göremediği için renkleri çıplak olarak algılayamaması. Bu halde bile her biri bir sanat şaheseri diyebileceğim başarılı tablo resimlere imza atıyor. Şayet görebilseydi eminiz ki algı dünyası daha da zenginleşecekti. Olsun, buna da şükür. En azından, şahsi kanaatime göre şuur gözü açık bir şahsiyet. Asıl sorun, bu dünyadan a’ma (bilgi körü) olarak boyut değiştirip ahirette de aynı durumda yaşamı sürdürme tehlikesi ve bunun sonuçlarının ister istemez yaşanacak olması.

 

 
 
Samsun - 15.05.2007
ahad103@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com