Alacağı vardı dost bildiğinden…Sıkışınca istedi...
İstediğine pişman oldu ... ver-e-meyecekmiş zira…
Gerekçesi de ondaki alacağı biterse neyle
geçinecekmiş ….vs- vs... Aman ne düşünceli !
Beni düşüneceğine paraMı verse ya diye kızdı da
ağladı !
Hayal kırıklığı yaşayan güvenine incindi… Üzüldü de
ağladı !
Kızgınlığı üşüyünce düşündü. Nasıl bir çıkmazdaydı ki
en kolay savunma yöntemi saldırıya sığınıyordu? Yapması
gerekeni yapmak yerine...
Acıdı da ağladı !
Rahatladı birden borçlu olmayıp alacaklı
olduğuna…Sevindi de ağladı !
Rabbine sığındı...Aman diledi...Veren sensin alan sen...
Ne verirsen ver...
Yeter ki sahip çıkmasın sahiplik duygusu gönlüme…
Korktu da ağladı !
İster aynı olaya değişik duygular taksın ister farklı
olaylara aynı duygu hissetsin...Yine de ağladı !
………………………...
Fısır fısır bir kazaydı MU ya göre...UG la evlerine
dönerken buz üstü karlı yolda alacaya yakın aydınlıkta
olmuştu. Daha E5’ e çıkmamışlardı. Tali yolda idiler.
Kaç takla attıklarını bilemiyorlardı.Sonra yan yattı
araba. Kırılan camın üstüne... Baktılar fizik bedenleri
hasarsız...iletişim araçlarının biri haşat altlarında,
diğeri emirlerine amade ellerinde çalışıyordu
cepleri… uzaktaki sevdiklerini çağırdılar yardıma...
Sonra mantık devreye girdi de … yakına tel çektiler az
önce ayrıldıkları yerdeki tanışlarına...Şehire
teknolojik olarak yakın örfsel olarak aykırı MAY
köyüne... Bekliyorlardı arabanın içinde… Neler oldu, ne
düşündüler orası kendilerinde saklı… Nihayetinde belli
ölçülü zamanın… An geldi de kurtarılma AN ı…Tevafuk
sonucu yoldan geçen kamyondakiler... Son anda
görmüşler... Tarlada yan gelip yatan
arabayı…Bildiklerinden değil, bilmediklerinden gelmişti
yardım …Önce UG çıkmış arabadan…Sıra MU’ ya gelince…
Bir emanet varmış, önce onu uzatmış kurtarıcı ellere...
Emanete ÖZEN gösterenlerdenmiş zira… Belli bir süre
sonra HU’ da toplanmışlar...Huzur arandığında
sığınılandı HU... Dostlar da koşmuştu yardıma...Fısır
fısır kazayı irdelemişler… Paylaşmak güzeldi... Azalan
acılar yerlerine ümit bırakıyorlardı
Canımız sağ çok şükür dedi de ağladı
GU’ dan sorumluydu... Oh be dedi de ağladı
“Fiziksel hasar arabada çok niye bizde yok?… Hayret!”
dedi de ağladı
“Acaba hasar bilmediğimiz bir yerimizde mi?” dedi de
ağladı
“Dostlarım var yalnız değilim” dedi de ağladı !
“Vs. vs” dedi de ağladı !
Gözyaşları olur bazen…İyidir de karışıktır.Kimisi
ferahlatır insanı kimisi baş ağrısı yapar… Aynı yaş
niye bazen tuzlu akar bazen acı? Akar da gözü yakar veya
ışıldatır… Nedir hikmeti ? Bir de timsah gözyaşları var
bildiğim... Duyduğumda tüylerimi diken diken eden...
Lokmasını yerken acı çekermiş de gözyaşı dökermiş
hayvancık… Böylesi olsa olsa global ‘lara
yakışır... Bilmediğim ne çok çeşidi vardır
gözyaşının...
Niye? Niye diyorsun da
Ağladığıma....
Niye niye diyemiyorsun
Güldüğüme
İnsanım ikisi de ihtiyacım
Niye? Niyeyle kısıtlı da biri
Niye niyesiz diğeri
Anlamıyorum niye?
Her duygu ve düşüncede farklı bir bakış varsa sonsuz
akışa… Payıma ağlamak düşer…
Şair olsaydım mısraları ağlatırdım
Bestekâr olsaydım notaları ağlatırdım
Ama hiçbirine gücüm yetmediğinden
Oturur kendim ağlarım.
Öğretilerden dayatmalardan kavram kargaşalarından iyice
sıkıldım… Bunaldım… Yoruldum…Bildiklerimden şüphelenir
oldum… Niye’ nin cevabı niyetse ? Madem niyet
kurtaracaksa insanı... Artık bilmek istiyorum...
Sahi nedir şu NİYET ?
En azından ağlarken niye ağladığımı bilmek istiyorum...
Kaynağı ne? Gözümden akan ne ?
Özümün haşyeti mi ?
Egomun gözyaşları mı ? |