Asırlardır
süregelen bir şeydir bu! KAYBETMEK derler ismine!
Kayıp ettim,
Kayıp ettin,
Kayıp etti...
Duymak
istemediğimiz şeylerdir...
İnsanda bir telaş başlatır bu gibi duygular. Hatta
kaybetmenin boyutuna göre çıldıran insanlar var!!! Gayet
ciddiyim! Boğazlardan atlayan insanlarımızı düşünün.
Onlar da kaybedenler arasında... Yarışmalarda
kaybedenler, evini kaybedenler, eşini kaybedenler,
hafızasını kaybedenler, şuurunu kaybedenler... Ne kadar
ürkütücü değil mi?
Oysa geriye
sararsak teybin bandını; yanlışları başta yapmışız
SAHİPLENMEKLE!!!
İşte KAYBETMEK
buradan başlıyor...
Çünkü KAYBETMEK için sahip olduğunuz bir
değer
olmalı! Yoksa neyi kaybedebilirsiniz ki?
Yokluktan bir şeyi eksiltebilir misiniz?
Bu yüzden denilmiş olsa gerek; her şeyini kaybedenden
KORK!
Demek ki SAHİPLENMEK insanda bir kısıtlama meydana
getiriyor. Kişiyi, daha ilerisini düşünmekten
perdeliyor... Konuyu şöyle açalım, mesela bir aslan
avlanırken, eğer yavrusu varsa çok fazla riske
giremiyor. Sebebi, yavrularına karşı duygusal bağı! Bu
sahiplenme içgüdüsü bir tür duygusallık şeklinde aşikâr
oluyor. Yani, DUYGUSALLIK aslanda bir "engel"
getirmekle, aslanı daha güzel yiyeceklerden alıkoyuyor.
Kaybetmek "dile kolay". Bir kitaptan okuduğum bir
makalenin bir bölümünü aktarayım yeri gelmişken;
"Zamanın büyük liderlerinden büyük bir komutan varmış,
astığı astık kestiği kestik imiş, bir gün ölüm döşeğine
düşmüş, yanında tir tir titreyen askerleri bir gün
kendini ziyarete gelmiş...Fakat gözlerine inanamamışlar,
çünkü komutanın yüzünde büyük bir acı yankılanıyormuş,
inanılmaz bir korku titreme varmış... Sormuşlar
“Komutanım neler oluyor?” Demiş ki: “Varlığımı
kaybetmek beni korkutuyor!" İşte benim bahsini ettiğim
sahiplenmek ve kaçınılmaz son kaybetmek!
Umarım, bu
makaleden ders alıp değil birilerini malını, kendi
özbenliğimizi
bile
sahiplenmeyelim. Çocuklarımızı bile severken, onları bir
gün kaybedeceğimizi düşünerek sevelim.
Çünkü işin ucunda
bu hücreleri, bu beyni, bu bedeni kaybetmek var!
Hayvanlarda bu düşünme mekanizması yok, bunu
düşünemiyorlar. Pekâlâ, bizler birer insan olarak,
kaybedileceklerimizi önceden düşünebiliyorsak,
hesabımızı önceden yapabiliriz anlamı çıkıyor. İşin daha
da kötü bir yanı da bir daha dönmemek üzere, bu son
bulunduğumuz halimizle çekip gitmek var. Ya ardımızdan
ağlayanlar? Onlar da sahiplenenler arasında...
Hoşça kalın...
|