Geçen haftalarda
meydana gelen orta şiddetli depremler sonucunda deprem
konusu tekrar gündeme geldi. Yedi sene evvel halk
kahramanı ilan edilen bilim adamları şimdi bir kavga
içindeler. Basından bunları izliyoruz.
Her çıkışın bir
inişi var, derler; acaba depremlerle popüler olan bu
insanlar popüleritelerini yitirerek inişe mi geçti?
Yoksa beklenen deprem henüz olmadığı için bir yargılama
süreci mi başladı. Şimdilerde bu bilim adamlarına haksız
kazanç elde ettikleri yolunda suçlamalar gündemde.
Gözden kaçan ise toplumun öz eleştiri yapma zamanı.
Deprem olayına yaklaşımımızdan yola çıkarak toplumsal
bir öz eleştiri yapmamız şart.
Öğrenmeyen,
okumayan, araştırmayan, incelemeyen irdelemeyen ve
konuları doğru biçimde idrak etmemekte direnen büyük bir
kitle ile karşı karşıyayız. Bırakın bilgi amaçlı
okumayı, zevk için şiir kitaplarını bile okumayanlar söz
konusu iken, kasedi çıkınca yüz binler satan şiir
kasetleri ortalıkta.
Konuşmayı,
dinlemeyi, tartışmayı seviyor: ancak beyin hücreleri
arasında daha fazla elektrik akımı isteyen konularda
okumak, araştırmak, sorgulamak, itiraz etmek, alternatif
üretmek yerine kulaktan dolma bilgileri tercih ediyoruz.
Çok iyi bildiğini iddia eden kulaktan dolmacıların yarım
bilgilerle olaylara yaklaşım sağlaması ise cabası.
Yarım doktor
candan, yarım hoca imandan eder, derler. Buna bir de
yarım bilgi ne’den ederi eklemek gerek sanırım.
İlimden, akıldan....?
Sahi bilgi
çağında değil miyiz. Bilgi toplumu olmamız gerekmez mi?
Bilginin değeri
ne kadardır?
Know-how’a bütün
dünyada ödenen rakamlardan haberiniz var mı yani sadece
bilgiye ödenen rakamlara.
Bilmeyebiliriz,
ancak bilgiye ulaşmamız o kadar kolay ki artık sadece
bilmek, öğrenmek isteyin; idrak etmek isteyin yeter.
Beyninize iyi
bakın, beyin sağlığınız için beslenin. Çünkü bilmek için
en fazla ihtiyacınız olacak organımız beynimiz
olacaktır.
Olaylara
duygular ile değil, akıl ile yaklaşın; göreceksiniz ki
bilmek, öğrenmek o kadar kolay ki, birçok konuda bu işi
bilen birine bile ihtiyaç duymayacaksınız.
İşinizi bir
tanıdığa havale etmek, torpil gibi kestirme yollara bile
ihtiyacınız kalmayacak. Modern toplumda birey kimliği
ile ayakları üstünde sağlam durabilen fertler
olacaksınız. Hangi kabileye mensup veya kimlerden
olduğunuz değil, birey olduğunuz önem kazanactır. |