Artık olmuş olan evrende gözlemlediğimiz sebep- sonuç
ilişkilerinden meydana gelmiş olan olaylar, ister
istemez bir zaman ve mekân içre düşünülmek zorunda
olduğu için, böyle bir sebep-sonuç ilişkisinin ürünü
olmayan ve bir nevi sebebi sonucu olan Varlık, zaman ve
mekândan da münezzeh olmak durumundadır. Bizim
gözlemlediğimiz âlemlerde kendini gösteren sebep sonuç
ilişkileri, bu Mutlak varlığın sünnetullahından
kaynaklanır ve bu ilişkiler içinde keşfettiğimiz
her tür maddenin ya da türevlerinin (örneğin enerji;
daha doğrusu enerjinin türevi maddedir ama üzerinde
durduğumuz bakış açısına göre tersi de doğrudur)
nedensellik kanunu, bir şeylerin sebebi olan maddeye ya
da maddesel öze tanrılık vasfı vermemizi değil, aksine,
tüm oluşlar ve şeyler sebep-sonuç ilişkisi içinde
olduğundan tüm madde ve ötesine tanrısal bir görev
vermemizi zorunlu kılar.
Bu açıdan, sünnetullahın olayları oldurma tarzı olan
neden ve sonuç ilişkileri içinde cereyan eden oluşumlar,
gökten inme bir yaratmayla değil, vasıtalar vesilesiyle
meydana gelir. Her türlü evrensel evrim de, Allah’ın
şeyleri bu sünnetullahıyla yaratmasından ötürüdür.
Kur’an’a göre Allah, statik bir biçimde ya da kesikli
olarak yaratmayı gerçekleştirmez. Her an yaratma
halindedir. Allah’ın Halik (benzersiz ve
sürekli yaratan), Bais (sebepleri yaratan) gibi
isimleri, bu evrensel yaradılış mekanizmasına dikkat
çeker. Öyle ki herhangi bir yaradılış başka herhangi bir
yaradılışın aynısı değildir; yani bizim bakışımızda
muazzam bir zaman içre olan evrensel oluş macerasında
asla en küçük ya da büyük en eski ya da yeni hiçbir
oluşum aynen tekrarlanmaz. Böyle bir yaratma, evrendeki
bütün canlı ve cansız cisimlerin aynı anda ve birden
yaratılması değil, bizim bakışımızda, yavaş yavaş ve her
şeyin birbiriyle etkileşim halinde meydana gelmesidir
ki, sünnetullah da budur. Yaratmanın bir düzen
içerisinde gerçekleşen sürekli ve bitip tükenmez bir
oluşum olduğuna dair Kur’an’da pek çok ayet vardır. Bu
açıdan bakarsak, Allah'ın kün (ol) emri ile
âlemlerin oluşu, olmuş bitmiş bir olay olmayıp, her an
sünnetullah dâhilinde devam etmektedir. Bu haliyle
yaradış, söylediğimiz üzre, evrenin özüne işlemiş
sürekli ve kesintisiz bir yaratma olup, aslında evrensel
evrimden başka bir şey değildir. Yaratılışçı tekâmül de
diyebileceğimiz bu evrensel evrimin, İslami düşünce
tarihinde önemli bir yeri vardır. İslam filozofu Molla
Sadra'nın (öl.
1635) da dediği gibi
"Evrendeki her varlıklar askılı, ilişkili (taallukî)
varlıklar ve hüviyetlerdir. Varlık bağışlayıcı eteğe
yapışmış, asılmışlardır. Varlıkları bu asılmış olmaları
ile özdeştir. Bu ilişkili varlıkları bir an için
onlardan giderilirse varlıkları da ortadan kalkar." |