Tür:Aksiyon/Paranormal
Yönetmen:Lee Tamahori
Senaryo:Gary Goldman,Jonathan Hensleigh,Paul
Bernbaum
Philip K.Dick(Altın Adam Hikayesinden)
Görüntü Yönetmeni:David Tattersall
Müzik:Mark Isham
Yapım:ABD
Süre:95 Dk.
Oyuncular:Nicolas Cage,Julianne Moore,Jessica
Biel,Thomas Kretschmann
“Geleceği görmek mi kendini ona hazırlamak mı?”
İçinde bulunduğumuz dönemde ve önümüzdeki zamanlarda
karşımıza sıkça çıkmaya
başlayacak bu tür yapımların bir örneği olan Next
salonlarımızda bir süredir.
Başrollerde Nic Cage,Julianne Moore ve Jessica
Biel’in yer aldığı yapım geleceği
görme yetisi bulunan Chris Johnson(Cage)karakterinin
üzerinden içerisinde,hükümet,FBI ajanları,nükleer
tehdit ve aşkın bulunduğu bir konuya sahip.Chris
Johnson Vegas’ta
sihirbazlık yaparak gözden uzak bir şekilde yaşamaya
çalışır.Kendini ve sahip olduğu bu gücü ne kadar
gizlemeye çalışsa da bu bir süredir Amerika’da
gerçekleştirilecek nükleer bir saldırı
istihbaratını öğrenen FBI ajanı Callie
Ferris(Moore)’in gözünden kaçmaz.Chris’in bu gücünü
Amerika ve
insanlarının yararına
kullanmak isteyen Ferris onu yardım etmek konusunda
ikna etmeye çalışır.Chris’in bu gücünün bir inceliği
sadece 2 dakika sonrasını görebilmesidir.
Fakat olayların akışına hayatının aşkı olduğuna
inandığı Liz(Biel) karakteri girince bu öngörü
ve getirisi olan olaylar zinciri değişir.Lee
Tamahori’nin yönettiği filmde aynı zamanda yapımcı
olarak gördüğümüz Nic Cage başrolde.Oyuncu kadrosu
Hollywood’un tanınmış oyucularından
olmasına karşın prodüksiyonu kurtarmaya yetmiyor ve
çoğunlukla eleştirmenlerden olumsuz
yorumlar alan bir yapım.Buna rağmen ilginç olan
ülkemiz gişe gelirlerinde birinci olduğunu da
hatırlamakta yarar var.Bunun altında hiç şüphesiz
insanların geleceği görmeye duydukları merak
yatmakta.Görsel anlamda stüdyo sisteminin desteğiyle
aşina olduğumuz etkileyici aksiyon
sahneleri ve özel efektler bu yapımda da mevcut.Mark
Isham’ın müzikleri filmin tonu ve akışını
destekler nitelikte olsada seyirciyi
etkilemek,olayların akışına kaptırmak ve kulakta iz
bırakmaktan uzak bir yapıya sahip.Filmin geneline
bakıldığında senaryodaki eksikler,
beğenilmeyen final,bazı anlarda klişe olarak
nitelendirilebilecek sahneler,Philip K.Dick’in
hikayesini bilenler için kötü adapte edildiğini
düşünenler çoğunlukta olmasına rağmen
film yinede bazı alt metinlere ve gizlere sahip.İlk
etapta dikkat çeken bir konu birbirine yakın
temalar ihtiva eden iki yapımın sinemalarımızda
gösterime girmesi.Türk yönetmen Mennan Yapo’nun
yönetmenliğini yaptığı “Premonition” filmi de buna
benzer bir içeriğe sahip.İlginçtir her iki yapım hem
kendi ülkesinde aynı yıl içerisinde çekilmiş ve
ülkemizde de aynı zamanlarda gösterime girdi.Tam bu
sıralarda Türk basınında da yer alan 6.His’in
bilimsel olarak
onaylanması ortaya çıktı.Hürriyet gazetesinin dış
haberler servisinin verdiği haberde;
“Bilim adamlarına göre
yapılan son deney ve araştırmalar “altıncı his”
denilen şeyin
metafizik olmadığı
konusunda ciddi deliller ortaya koydu
Amsterdam Üniversitesi
profesörlerinden psikolog Dick Bierman, tüm
zamanların en "ciddi" paranormal deneylerinden
birini geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Bir grup
"sıradan" vatandaş, Hollanda’da bir hastanede en son
teknoloji ürünü cihazlarla incelendi. Prof. Bierman,
beyin faaliyetleri ultrasonografik cihazlarla
izlenen deneklerden bir kısmı hakkında edinilen
verilerin, bu insanların "olayları önceden
sezebilme" yeteneklerine sahip olduğunu
kanıtladığını açıkladı.
Elde edilen
verilere göre beynin işleyişi, bazı kritik olaylar
olmadan hemen önce belirgin bir biçimde değişerek
yoğunluk kazanıyor.
KİM GELECEĞİ GÖRÜYOR
Araştırma sonuçlarını
İngiliz Daily Mail Gazetesi’ne açıklayan Prof.
Bierman, "Şimdi araştırmayı daha da ileriye götürüp
kimlerin geleceği görmekte daha başarılı olduğunu
keşfetmek istiyoruz" dedi. Cambridge
Üniversitesi’nin Nobel ödüllü profesörü Brian
Josephson da "Şu ana kadar bulunan deliller,
’gelecekten bilgi almanın mümkün olduğu yönünde ikna
edici. Fizik biliminde bunu yalanlamak mümkün değil"
diye konuştu. Son araştırmanın doğrulanması halinde,
"aniden ürperme" ve "dejavu" gibi herkesin
yaşayabildiği paranormal olaylar da bilimsel düzeyde
açıklanabilecek. Bu son deneylerden önce yapılan
bazı istatistiki çalışmalar da altıncı his konusunda
önemli ipuçları vermişti. 11 Eylül saldırılarından
kıl payı kurtulanların da "aniden bastıran bir
karamsarlık" ve "tıbbi bir nedeni olmayan mide
ağrısı" gibi hisler yüzünden İkiz Kuleler’e
gitmekten son anda vazgeçtiği belirtildi.
Stargate Projesi
CIA, 1970’lerde başlayıp 1995 yılına kadar
sürdürdüğü çok gizli "Stargate Projesi"yle SSCB’ye
karşı "psişik casusluk savaşını" kazanmayı
amaçlıyordu. Projede görev alan Dr. Dean Radin,
askerlerin bazı durumlara önceden tepki verdiğini
kanıtlamıştı. Nobel ödüllü kimyacı Dr. Kary Mullis,
devraldığı araştırma hakkında, "Tüyler ürpertici bir
olay. İnsanların üç saniye sonrası da olsa geleceği
görebildiğine bizzat şahit oldum" demişti.
Özellikle üstte bahsi geçen ‘Stargate’
projesine dikkatinizi çekmek istiyorum.Amerikan
hükümeti bu tip gizli araştırmaları sürekli yapmakta
ve bu yapımda da bu tür özel yetenekleri
bulunan insanları gerektiğinde zorla da olsa
incelemeye alıp onları kendi çıkarları için
kullanmaktan hiç çekinmediğini görüyoruz.Filmin bir
karesinde askeri bir araştırma merkezine
kapatılan ve orada zorla bu yetisini kullanmasını
isteyenlerin elinden Chris karakteri bir
şekilde kaçmayı başarıyor.Askeri üsten çıkmaya
çalışırken kadraja bir oda görüntüsü giriyor
ve aynı Chris karakterinin bağlandığı koltuk gibi
birden fazla boş denek koltuğu
gösteriliyor.
Amerika,Rusya ve bazı diğer ülkeler bu tip keşifleri
her zaman bir koz haline getirmek
amacı ile silaha çevirmek,bunlarla silah
teknolojileri geliştirmek ve
tehdit-düşman?
olarak etiketlediği ülkelere karşı kullanmak,onların
doğal zenginliklerini ele geçirmek,
kurutana kadar sömürmek ve beklenen büyük
kötülüğe zemin kazandırmak için yeryüzünde
fesat çıkarma rolünü gayet güzel bir şekilde yerine
getirmekte.Bu tip bir yaklaşımda olan
hükümetler gizli araştırmalarında bu kişileri
dilediği gibi kullanır,işi bittiğinde bir kenara
atar veya tamamen ortadan kaldırır.Bizler kendimizi
korumak yada kullandırtmamak için ne yapıyoruz ne
yapmalıyız?Evvelde ve ahirde yeryüzüne gelmiş o en
muhteşem evrensel bilinç Hz.Muhammed
(S.A.V)bizlere inanılmaz ve tahayyül ötesi bir
şekilde içinde bulunduğumuz ve bulunacağımız
şartları bildirmesine rağmen şu yeryüzünün
misafirleri olarak kendimize bir
bakalım.Çevrenize,insanlara bir bakın her geçen gün
ne hale gelip nasıl bir süreç içine
giriyoruz.Televizyondaki yüzlerce kanala bir
bakın,insanların sonsuza dek bir daha ellerine
geçmiyecek dakikalarını,saniyelerini,saliselerini
nasıl tükettiğine bir bakın.Günümüzde bilim
sayesinde birçok evrensel gerçekler artık arka
arkaya günışığına çıkarılıp hayatımızın tam
merkezine yerleşiyor.Tabi ki bu kendisine
kolaylaştırılmış olanlar,bilinçlerini
kilitlenmişlikten kurtarıp uyandırabilenler
için.İnsanlar öyle bir durum içine girecekler ki
hiçbir şeyi inkar edemeyecek,arkasına
saklanamayacak,mazeret gösteremeyecekler.
Sonsuzluğun ve
alemlerin en sevgilisi olan ALLAH Rasulü tüm
boyutları ile bunları görüp yaşarken ve gerekli
uyarıları KUR’AN ve Hadis’lerde yapmasına karşın
bizler kendi geleceğimizi görüyormuşçasına içinde
bulunacağımız durumlara kendimizi hazırlanmak
zorunda değil miyiz?
Üstad Ahmed Hulusi DUA ve
Zikir(www.ahmedhulusi.org/kitap/duavezikir.htm)
kitabının başında bilinç ve onun olağanüstü gücü ve
yetileri hakkındaki evrensel gerçekleri bizlerle bu
yapımların çok ama çok öncesinde tüm açıklığı ile
paylaşmakta ve işaret ettikleri bugün çok daha
belirgin bir şekilde apaçık karşımızda.Kendimizi
korumamız için gereken şifreler bizlere verilmişken
bizlerin bu şifreleri değerlendirmemesi bizlere hem
şu içine girdiğimiz zamanlarda hem de ölüm ötesi
sonsuz yaşamımızda geriye dönüşü olmayan büyük
sıkıntılar verecektir. |