Kuantum
potansiyelden kaynağını alan kozmik açılım alanı bir
dalga sistemidir. Bu sistemden varlık meydana gelir.
Beynimiz ve vücudumuz oluşur. Bu dalga okyanusuna en
geniş kapsamda muhatap olan varlık beyin, insan beyni.
İnsanın eşrefi mahluk olması. Mahluk yaratılmış olan
demek.. Bütün yaratılmış olanlar. Kozmik açılım alanına
en kapsamlı ayna olabilecek, en kapsamlı yansıtıcı
olabilecek veya en kapsamlı değerlendirebilecek olan
yapı beyin. Bu nedenle insan eşrefi mahluk.
Evrende
sayısız dalga boyu var. Her bir dalga ayrı bir bit, bilgi.
Aynı şekilde beyinde de trilyonlarla bağlantı sözkonusu.
Dalga boyu çözücüsü beyin. Dolayısıyla insan beyni varlığın orjinaline
ayna olarak varlığın kendisinin oluşturduğu bir alan.
Kozmik platform, kozmik potansiyelden oluşurken en
kapsamlı olarak oluşan yapı beyin. Bunu tasavvuf, bir
yayın karşılıklı iki ucu gibi, orjin ve onun aynası gibi
izah ediyor. Burada incelik var. Yayın iki ucu diyor
aynı yapı içinde. Birisi orjin ötekisi algılayıcısı…
Dolayısıyla
insan beyni, açılımı kadarıyla orjini algılayacak ve
seyredecek en mükemmel varlık.
Fakat
insan beyinin oluşumunu incelersek ana karnında oluşmaya
başlarken beyin kökünde daha bütün vücuttaki organların
yolladığı mesajlar, bilgiler, veriler mevcut. Beyinde
bütün organlar yerini alıyor. Ana merkez olarak insular
kortekste yerini alıyor. Dolayısıyla beyinde beden hakim
olan veri tabanı oluyor. Beyin haliyle veri tabanına göre
her an yeni bir oluşum meydana getiriyor. Her an yeni
bir şanda olarak bahsedilen beyindir. Ayrıca dışardan
beyne ulaşan çeşitli bilgiler var. Ortam durumu sinirli,
gergin insanlar falan ayrıca astrolojik tesirler mevcut.
Hepsi tek bir veri tabanını oluşturuyor ve böylece
her an gelen bilgilerle yeni bir veri tabanı
şekilleniyor. Bu şekilde gelişen insan beyni kendini bu beden olarak
kabul ediyor.
Beynin
gelişim sürecinde çok önemli bir faktör, amigdala. Sol
amigdala tamamen benliği ve bedeni koruma amaçlı
çalışıyor. Kendi veri tabanına göre kendisi için
herhangi bir saldırı, kişiliğine bir saldırı, tehlike, şartlanmasına
göre kendini küçültecek aşağılayacak herhangi bir hareket
herhangi bir şey geldiği anda kendi veri tabanındaki verileri
kullanarak ona reaksiyon ortaya koyuyor. Sağ amigdala
ise duygusal kökenli acıma, şefkat, öfke vesaire gibi
hareketlerle solu takviye ediyor. Amigdala zayıf ise
pasif kişilik, büyümüş se saldırgan kişilik ortaya
çıkıyor. Beynin kararlarında ilk anda amigdala hakim oluyor. Amigdalanın
davranışları prefrontal korteksten (PFK) geçiyor. PFK yeterli
bilgi ile donatılmışsa amigdala üzerinde hakim olabiliyor.
Bu konuda yeterli bilgi PFK te oluşmamışsa zayıf kalıyor
ve amigdalaya bütün alanını açıyor. ‘Teyni rahmandan,
acele şeytandan’ temelinde yatan olay bu..
Bir
önemli alanda pineal gland. PG tamamen çok yüksek
frekanslı dalgaları çözen bir merkez. Gerek insular
korteks gerekse amigdala düşük frekansları çözen
merkezler. Epifizin salgıları insan sezgisini etkiliyor.
Epifizin gece saat 3’de salgılamaya başlaması gecenin
son 3’lük biriminde ‘rabbin dünya semasına iner dualara
icabet eder’ olayını meydana getiriyor. O saatteki
epifiz salgısıyla birlikte beyin irade gücünü kullanarak
beyine komut verme kapısını, özelliğini açıyor. Yap diyor. ‘Gece
rab dünya semasına iner bana dua eden yok mu der’
olayını
meydana getiriyor.
Kişideki "epifiz faaliyeti ne derece güçlü ise o derece
kendini beden ötesi bir varlık olarak hissetmeye
başlıyor. Beyin dalga boyu üretiyor, kendi ruhunu
meydana getiriyor. Daha doğrusu kendi backup’ını
oluşturuyor. Kendisi üst atomik boyuttaki çözülmesine
karşılık dalga yumağı olan eskilerin ruh dediği, bilgi
yumağı diyeceğim bir yapı olarak yaşamına sonsuz devam
ediyor. İşte onun için ruh ölümü tadıyor. Tadılan şey
bedensiz kalma hali.
Cenin’in
oluşma sürecinde 3-40’ında kalpteki nöronlar ile epifizdeki
nöronlar iletişime giriyor. Ama bu herkezde değil. Bu
iletişimin oluşması için hem genetik faktürlerin önemi
ve hem astrolojik faktörlerin önemi var. Bu ikisi bir
arada uygun düştüğü taktirde kalpteki nöronlar
epifizdekileri tetikliyor. Bu tetkileme sonucunda
epifizde çok yüksek frekanslı dalgaların çözümü meydana
geliyor. Cihaza ceyranı veriyor.
Dolayısıyla
‘hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez’. Orjin yapı
bu olduğuna göre bu yapının değerlendirilmesi sözkonusu..
İşte bu açılıma sahip olanlar, nebi ve resuller,
kendilerindeki bu açılım dolayısıyla kendi
orjinlerinden, özlerinden, kozmik potansiyelden gelen
ilimle bilgiyle yüksek frekanslı dalgaların beyinde
açığa çıkardığı data- buna dayalı olarak insanlara kendi
hakikatını ve orjinini bildiriyor. Sen esasında bu beden
değilsin. İşte buradan din dediğimiz olay ve bu
anlattığım sistemin mecaz, işaret yollu, sembol,
misallerle anlatılan yönü çıkıyor ortaya..
Soru:
Ben ruhumu hissedebilirmiyim, vicdanmıdır?
Cevap:
Sen ruhunu hissedemezsin. Göz kendisini görmez.
Soru:
Peki hissetmek. 5 duyudan ayrı olarak.
Cevap:
Sezgi diyoruz. Epifizden açığa çıkan bilgidir bu..
Beyin
sürekli olarak PFK faaliyeti ile yaşamını sürdürür. Sen
şu anda PFK ile benle muhattapsın. Sana şuan gelen
bilginin değerlendirilmesi, ortaya soru çıkması
sistemine akıl demişler. Yani birşeyi birşeye bağlayarak
çözmek. Yeni verileri eski verilere bağlayarak sentez
oluşuyor. Bu akıl…
Epifizden
gelen bilgi PFK’e uğramadan direkt beyin veri tabanında
oluşur. Sonra bu bilgiyi PFK bir yere oturtmaya çalışır.
Vahiy budur. Yoruma ve birşeyi birşeye bağlamaya
dayanmayan bilgidir. Bir anda kafamda lamba yandı dersin.
Çok yüksek frekanslı bilgi deşifresidir. Çözümüdür. Bu
olay akıl kapsamı dışındadır. Aklın veri tabanı bellidir.
Namazda
laf salatası yapma. Kelime kelime düşün.
Bismillahirrahmanirrahim derken önce B sırrını düşün.
Ardından rahman nedir, düşün. Ardından rahimiyeti. Sonra
hamd’ı, vesaire, namazda geçen her kelimeyi tek tek
düşün.
|