Dünya
yüzeyine yayılmış bir milyarı aşan müslüman nüfusu
kalpten kalbe bağlayan bir şifredir selâm. Dünyanın
hangi noktasında bulunursanız bulunun, evinizden
binlerce km. uzakta dilini, kültürünü bilmediğiniz
bir ülkede hiç tanımadığınız bir adam gelse yanınıza
ve “esselamun aleykum” dese.. Artık
bu gurbet diyarda bir kardeşin vardır. Selâm
kalpleri birbirine bağlayan kuvvetli bir bağdır.
Selâm müslümanlar arası bir şifredir. Mezhebi,
meşrebi, itikadı hangi hal üzerinde olursa olsun,
muhatabın dudaklarından dökülen “selamun aleyküm”
sözleri iletişimin en başında kalbe bir huzur
sunmakta ve muhatabımıza daha bir önyargısız
yaklaştırmaktadır.
Efendimiz sav’in
Medine’ye girişteki ilk sözleri selâmı tavsiye
olmuştur. Abdullah b. Selam ra. der ki,
“ Resulullah,
Medine’ye geldiği zaman halk O’na üşüştü. Resulullah
geldi dediler. O’nu görmek için ben de halkın
arasına karıştım. Resulullah’ın yüzünü görünce,
anladım ki O’nun yüzü yalancı yüzü değildir.
Resulullah’dan
işittiğim ilk söz;
“ Ey
insanlar, Selamı yayınız. Yemek yediriniz. Akrabalık
haklarını gözetiniz. Halk uyurken siz namaz kılınız.
Selametle cennete girersiniz.”
Sözleri idi. (1)
Peygamberimizin sav
Medine’ye gelir gelmez selamlaşmayı tavsiye etmesi
bunun müslümanlar arasında tanışma ve kaynaşmaya
yegâne sebep oluşundandır. Nitekim bir gün Efendimiz
sav “
varlığım kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim
ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz,
birbirinizi sevmedikçe de gerektiği gibi iman etmiş
olmazsınız!
Ben sizi
yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir
amele ileteyim mi? Demiş,
“ Evet ya
Resulullah, ilet” dediklerinde,
“ Selâmı
aranızda yayın”
buyurmuştu.(2)
Peygamber
efendimiz sav cahiliye adetlerini yıkmak ve
müslümanlar arasında kuvvetli bağlar tesis etmek
için geldi. Yepyeni bir medeniyet, barış ve esenlik
medeniyeti tesis etmek için geldi. Taassuplara
saplanmış Arap kabilelerini birbirlerine ısındırmak
ve yeniden cahiliye adetlerine dönmemeleri için çok
mücadele verdi. İnsanlar arası kardeşliğin en
kuvvetlisi din akidesi ile tesis edildi ve bu
kuvvetli kardeşlik akidesi de selam ile
taçlandırıldı.
Selam aslında selamet
gibi bir mastardır. Kusurlardan, afetlerden uzak ve
sâlim olmak manasındadır. Müslümanlar arasında
alınıp verilen ve dua mahiyetinde bulunan (selamun
aleykum)
bu
manadandır ki, selametle dua eylemektir.(3)
Es Selam,
noksandan kusurdan, yok olma ve zevalden tamamıyla
uzak bulunan Allah’ın isimlerindendir. Peygamberimiz
sav “es selam yüce Allah’ın yeryüzünde
bulundurduğu isimlerinden bir isimdir. Selamı
aranızda yayınız” buyurmuştur.
“Ayetlerimize inanalar, sana geldikleri zaman onlara
deki,size selam olsun.”(En’am, 54)
“Onlar
cennetliklere selamun aleykum diye seslenirler” (A’raf,
46)
“Onlara,
Rahim olan Rableri tarafından gelen kelam selamdır”
(Yasin, 58)
Benzeri
birçok ayette Allah kullarını selamlamakta ve onları
cennet yurdu olarak Darusselam’a davet etmektedir.
Allah azze ve celle hazretleri kullarını ayetlerde
geçtiği gibi selamlayarak kullarına bunu
öğretmektedir. İslam medeniyetinin mihenk taşı
selamdır dense herhalde hata edilmez.
Yüce Allah,
Hz. Adem’i yaratınca O’na haydi meleklerden şurada
duranların yanına git de onlara selam ver ve senin
selamını nasıl aldıklarını işit.
Çünkü bu hem
senin hem de senden sonra gelecek zürriyetinin
selamlaşma örneği olacaktır. Dedi.
Bunun
üzerine Adem as. da meleklere “esselamun aleyküm”
dedi. Melekler de “esselamun aleyküm ve rahmetullah”
diye mukabelede bulundular. (4)
Selam nafile
bir ibadettir. Verilen selamı almak ise farzdır.
İki müslüman bir araya geldikleri zaman, onlardan
selam vermekde acele eden üstünlüğü sağlamış olur.
Ebu Davut’un süneninden nakledilen bir hadisi
şerifde Allah Resulü sav şöyle buyuruyor; ”İnsanların
Allah katında en makbulleri selamı önce verenlerdir.”
(5)
Abdullah b.
Amr b. As’dan rivayet edilen bir hadisi şerifde sav
efendimiz şöyle buyuruyorlar;
“Asıl
yalancı yemin ederek söyleyen, asıl pinti
selamlaşmakta pintilik eden, asıl hırsız da namazdan
çalandır.”
Ebu umame Peygamber
Efendimizden rivayet ederler, ”
Üç kişi vardır ki,
onların her biri Allah’a karşı korunmuşlardır,
yaşarsa muhtaç olmazlar ölürse cennete giderler;
-Evine selam
vererek giren kişi,
-Mescide
giden kişi,
-Allah
yolunda cihat eden kişi, Allah’a karşı korunmuştur.
(6)
Esasen
evlerine girerken selam vermeleri Müslümanlara
Kur’an’da emredilmiştir. (Nur Suresi 61)
Allah ve
Resülünün emirlerinde sayısız hikmetler vardır.
Enes b.
Malik ra. derki, Resulullah sav bana “Evladım!
Ev halkının yanına gireceğin zaman selam ver ki,
sana ve ev halkına bereket olsun.” buyurdu. (7)
Peygamberimiz sav müslümanın müslüman üzerinde beş
hakkı vardır dediği zaman,
Nedir onlar
ya Resulullah? diye sordular.
-
Karşılaştığında ona selam ver,
-
Seni davet
ettiğinde davetine icabet et,
-
Öğütlemeni
istediğinde öğütle,
-
Aksırdığında
ve hamd ettiğinde yerhamukallah de,
-
Hastalanınca
onu yokla ve öldüğünde ona sahip çık” buyurdu.
Adamın
birisi “ Ya Resulullah! İslam haslet ve amellerinin
hayırlısı hangisidir “ diye sordu.
Efendimiz
sav “ Yemek yedirmek, tanıdığın tanımadığına selam
vermendir” buyurdu.
Allah’ın
selam ve rahmeti üzerinize olsun.
1)Ahmet b. Hanbel, Müsnet c.5 s.451
2)M.Asım
Köksal, İslam Tarihi Medine devri c.1 s.49
3)Mütercim Asıf Efendi, Kâmus Tercümesi c.4 s.339
4)M.Asım
Köksal, a.e. c.1, s.51
5)Ebu
Davut, Sünen, c.2 s.641
6)Ebu
Davut, Sünen, c.2 s.7
7)Tirmizi,
Sünen, c.5 s.59 |