Özsel boyutlar:
Semalar kavramı-1
V. Korhan Koral
 

Kur’an’da ve çoğu diğer dini metinlerde geçen gökler kavramı, yerine göre hem bildiğimiz manada gökler yani dünyanın yukarı tabakalarını kapsayan evrensel yörüngeler hem de maddi âlemin deruni özsel tabakaları olarak yorumlanabilir. Bazı ayet ve metinler, bu iki anlama da açık olarak, aynı anda birkaç mana verebilecek derinliktedir. Ancak burada önemle üzerinde duracağımız mana, işlediğimiz konuyla olan yakın ilgisinden dolayı, göklerin, maddesel özlerin latif katmanlarını simgeliyor olmasıdır. Ki bu manada, sema kelimesini kullanacağız. Ayetlerde geçen yer kavramını da, sadece dünya değil, dünyevi algı seviyesi yani maddi âlem algısı anlamına alacağız. Yani yer, tüm evreni, maddi formlara bürünmüş şekilde algılamak anlamına gelir. Bu anlamda dünya da yerdir, güneş de, yıldızlarda. Gökler ise, sema katmanları olarak, bu maddi âlemlerin özsel tabakaları anlamınadır. Yani mesela güneşi oluşturan gördüğümüz maddi görüntüsünün bir alt boyutu atomlardan oluşmuş bir güneştir. Bu sema katmanında güneş, bir üst katmanda yani şu anki algılarımızla gördüğümüz güneş değil, bir atom yığınıdır. Aynı şey, örneğin bir masa için de geçerlidir. Atomsal katmanın daha derinine inmiş bir algısal açılmayla da, başka bir sema katmanını müşahede edebiliriz. Bu da diyelim ki elektron taneciklerinden ve proton, nötron yoğunlaşmalarından oluşmuş çekirdeklerden oluşan bir evrendir. Bu algı düzleminde masa ya da güneş, yani yer değil, elektron tanecikleri ve çekirdekler yani bir sema katmanı vardır. Daha da alt bir katmanda, elektronların bir tanecik değil, bir enerji bulutu olduklarını, proton ve nötronların kuark ve benzeri alt madde parçacıklarından oluştuğunu, daha da alt bir katmanda, her şeyin bir enerji ve frekans âlemi olduğunu müşahede ederiz. Bu şekilde algılarımız hep daha derun katmanlara açıldıkça, maddi katı cisimler, dalgalar evrenine yani latif katmanlara dönüşür. İşte tüm bu boyutsal, öze yönelik zoomlamalar, hangi seviyede bırakılmışsa, o seviye bir sema katmanını simgeler ki bu katman, tüm evrene o algı seviyesinden bakarsak, tüm evreni kuşatır. O nedenle yer, sadece dünyayı, gökler ise yıldız yörüngelerini temsil etmez. Yer, tüm evrenin maddi algı gözlüğüyle bakıldığındaki halini, ve diyelim 1. kat gökyüzü, tüm evrenin atomsal görünüşünü sağlayan atomsal algı gözlüğüyle bakıldığındaki halini, ve 2. kat gökyüzü, yine tüm evrenin, atom altı parçacıkları algılama kapasitesi veren bir gözlükle bakılmış halini, v.b. verir. Dinsel metinlerde geçen yedi kat gök ifadesi de bunu anlatır ki, yedi, rakamsal bir değer olmayıp, sayısal çokluk anlamı veren bir deyimdir.

 

 

 

 
 
İstanbul - 15.07.2008
korhan@korhankoral.com

http://sufizmveinsan.com