SOHBET KONULARI - 24

www.sufizmveinsan.com
 

1- Yerin ve semâların askerleri Allah’ındır. (48/4) (Mektubat-ı Geylâni-103)

Fetih Sûresi-48/4 : İmanlarının kat kat artması için, mü’minlerin kalblerine sekine (sükun, güven duygusu) inzal eden O’dur... Semavat ve Arz’ın orduları (tüm kalbler) Allah’ındır... Allah Aliym’dir, Hakiym’dir. (H.Güler- “B” Meali)

2- Lokman Sûresi- 31/22: Kim muhsin olarak (Onu müşahede ederek) vechini Allah’a teslim ederse, gerçekten en sağlam kulpa tutunmuş olur... İşlerin akıbeti Allah’a (döner). (H.Güler- “B” Meali)

Elmalılı Meali: 31/22: Oysa her kim iyilik yaparak yüzünü tertemiz Allah'a tutarsa, o gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır. Öyle ya bütün işlerin sonu Allah'a dayanır.

3- Efendimiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor:

-Kim bir söz nakledip de yanında aksırırsa o gerçektir. (5201-Ramüz'ül Ehadis)

4- Rasûlullah Efendimiz buyurdular ki :

-Bir kavimde fuhşiyat (haramlar) zuhur eder ve alenen işlenirse, aralarında veba ve daha önce gelip geçmiş olan atalarında görülmeyen hastalıklar zuhur eder." (K.Sitte: 11/360)

5- Efendimiz (s.a.v.) ruh hakkında:

-Ruhlar, teçhiz edilip sıralanmış askerlerdir, buyurmuşlardır. (Gazali-Tevhid ve Ledün Risaleleri-77)

6- -Dünya ve ukba, cennet ve cehennemle meşgul olmayız. Allah-u Teala bizden razı olduktan sonra biz ne diye bunlarla uğraşalım?.. O Kâdir’dir. Dilerse cehennemde de bize nimet verir, ikramda bulunur. Eğer bize azap etmeyi dilerse –ki bundan Allah’a sığınırız- cennette de eder. Bizler O’nun cennetini arzuladığımız veya cehenneminden korktuğumuz için ibadet etmiş olursak, tereddütlü ve tek taraflı ibadet edenlerden oluruz. (Gazali-Tevhid ve Ledün Risaleleri-46)

7- Bizi ALLAH yolunda aldatana aldanırız. [Hz. Ömer] (Vasiyetler- Arabi-239)

8- Hakka vasıl olmak isteyen herkes, bahsi geçen dalgalı ve engin denizleri aşmak zorundadır. Onları aşıp Hakka varmak için bu yolda insana tek şey lâzımdır: AŞK. (Mektubat-ı Geylâni-24)

9- … Bir an “var”, sonra “yok”!.. İşte tam bu noktada durun! O “yok” oluş anında, hiçbir esmâ  özelliği açığa çıkmamış “mutlak yokluk” hâli… Ama, “var” oluş anında ortaya çıkan tüm esmâyı da kendi varlığında barındıran bir yokluk hali! “DATA” kelimesiyle işaret etmeye çalıştığımız bu…

“Âmâ” mertebesi denerek “DATA”nın işte bu hâli kastediliyor gerçekte müşahedemize göre. Yani, “Esmâ mertebesi” diye işaret edilen özelliklerin açığa çıkmamış, görünmez, karanlıkta olduğu “AN”!  (Ahmed HULÛSİ/ Niçin “DATA”)

 

 

 
 
Derleyen: Hamdi Cenik
İstanbul - 22.11.2007
hamdicenik@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com