1-
Nahl Sûresi – 16/15:
Ve (Allah),
sizi sarsar/çalkalayıp sallar diye Arz’da sabit dağlar,
doğru yolu bulasınız/yolunuzu bulup hidayete eresiniz
diye nehirler ve yollar koydu.
(H.Güler
– “B” Meali)
2-
Hz. Enes (r.a.) anlatıyor:
—Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:
-Uhud öyle bir dağdır ki biz onu
severiz, O’ da bizi sever.
(4584)
3-
Cömerdin yemeği şifa,
cimrinin yemeği hastalıktır.
(Hadis - Feyzül Kadir)
4-
İbn Abbas (r.a.)’dan;
— Peygamberimiz (s.a.v.) Hacer-i Esved
hakkında şöyle buyurdu:
— Allah’a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hak
kıyamet gününde onu; “ Hacer-i
Esved’i gören gözleri ve konuşan dili olduğu halde,
kendisine ihlâs ile el sürüp öpen kimsenin cennetlik
olduğuna şahit olarak diriltecektir.”
(TIRMIZİ)
5-
Büreyde (r.a.) anlatıyor:
Rasûlullah (s.a.v.)buyurdular ki:
-Mü'min alnının teriyle ölür.
(5385)
6-
Ayıklık bir hizmettir.
Uyku bir
vuslat âlemidir.
Bir kul namaz
ânında uyursa, Hak Teâla onu meleklere överek gösterir.
(A.K.GEYLÂNÎ -İlâhi
Armağan / 450)
7-
Zaman ve
mekân esasen insan beyninin algılama sistemine göre
vardır!.
İnsan gerçekte
salt bir düşünceden ibarettir!. "Allah"
yaratısı veri tabanının kendisinde açığa
çıkarttıklarının sonuçlarını her an yaşamakta olan bir
kuldur insan!.
(Ahmed
HULÛSİ – Yenilen! –
Anladığım İslâm / 20)
8-
İmam namazda “Amme” Sûresini okudu :
Biz yeri bir döşek ve dağları da
kazıklar yapmadık mı?..
(Nebe Sûresi, 6 ve 7. Âyetler)
Âyetini okuyunca imamın okuyuşuyla ilgim
kalmadı. Onun sesini duymaz oldum. Sözünü ettiğimiz
Şeyhimiz Ebu Cafer’i gördüm. Şöyle diyordu:
-Âlemin döşeği ve
(sarsılmasına engel olan dağları) kazıkları
müminlerdir.
Müminlerin döşeği ve
(sarsılmalarını engelleyen) kazıkları âriflerdir.
Âriflerin döşekleri ve
(sarsılmalarını engelleyen) kazıkları Nebi’lerdir.
Nebilerin döşekleri ve
(sarsılmalarını engelleyen) kazıkları Resullerdir.
Bu arada yüce Allah’ın anlatmasını
dilediği başka hakikatler de anlattı.
Bu sırada yeniden imamı duymaya
başladım:
Konuşan doğruyu söyler.. İşte o kesin
olarak gelecek gündür..
Âyetini okuyordu. (İbn-i
Arabî
- “Rûhu’l Kuds” /
112)
9-
Eğer sen fakir isen; Allah’ın huzuruna zenginler gibi,
zelil isen; azizler gibi, zayıf isen; güçlüler gibi
gelme. Allah’ın divanına aczini, fakrını itiraf ederek
gelirsen bilmiş ol ki sabreden fakirler O’nun yanında
olurlar. Zelil ve kalbi kırık bir vaziyette varırsan
şüphesiz O senin yanı başında olur. Nitekim:
—Beni anın ki, ben de sizi anayım…
buyrulmuştur. (Gazali-Tevhid
ve Ledün Risaleleri–26) |