SOHBET KONULARI - 45

www.sufizmveinsan.com
 

1- Zümer Sûresi (39) /16:

Onların, fevklerinden de Nar’dan gölgelikler (perdeleyen nesneler, katmanlar) vardır, altlarından da gölgelikler vardır... İşte bu, Allah onunla kullarını (B sırrınca) korkutuyor... Ey kullarım, benden ittika edin (Ben’den perdelenmeyin; benlikle zuhur etmeyin; arının) !. (Hasan GÜLER B” Meali)

Elmalılı Meali - Zümer Sûresi (39) / 16:

Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında yine ateşten tabakalar vardır. İşte Allah, kullarını bundan korkutuyor, "Ey kullarım! Benden korkun." (diyor).

2- Büreyde (r.a.) anlatıyor:

—Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:

—Bir yerde ölen Ashabımdan hiçbirisi yoktur ki, kıyamet günü oranın ahalisine bir nur ve onlara (cennete sevkte) bir rehber olmasın. (K.S. 12–417 / 4367)

3- “Ey Usame!..

Bir beldede onları gördüğünde bil ki, o belde halkı onların varlığı sayesinde güvendedir. İçlerinde onlar gibileri bulundukça Allah bir kavme azap etmez.” (Hadis)

4- İmanın üçte biri; utanma, üçte biri; akıl, üçte biri; cömertliktir.

(Hz. Ali Hikmetler ve Sırlar / 46)

5- İmam-ı Gazali der ki:

—Allah-ü Teâlânın güzel bir sûrette rüyada görülmesi caizdir.

Bu tevile göre yine diyor ki:

Görülen bir şeyi Allah-ü Teâlâ, görenin istidadına göre bir misal olarak halk eder. Görülen o şey, zat-ı ilahi değildir. Çünkü o bir şekilde görünmekten münezzehtir. Efendimiz (s.a.v.) ‘ in de görülmesi, aynı şekildedir. Onun da muhtelif şekilde görülmesi olur. Hepsi görenin istidat ve kabiliyetine göredir. Hz. Muhammed (s.a.v.)’i gerçekten kimse göremez. Ancak; ilimde amelde ve halinde ona tam varis olanlar hariç. Bunlar görür. Çünkü bu zümre her bakımdan ona varistir.

(A.K.Geylâni Hz. Sırr’ül Esrar / 117)

6- En büyük ihanet, sırları ifşa etmektir. (Ahmed HULÛSİ- Dosttan Dosta- 11.baskı- 48)

7- "Allah" isimleri arasında "el ilah" diye bir isim yoktur. "İlâhiyet", Allah isimlerinin anlamının açığa çıkmasındaki "işlevi"nin adıdır. Yoksa, tapınılası varlık anlamında değil!. "İlahin nas" açıklaması insanlarda "Allah esması"nın açığa çıkmakta olduğuna işaret eder. (Ahmed HULÛSİ Yenilen! – Kurân Sırlarının Derinliğine / S:152)

8- İsa (aleyhisselâm), yeryüzüne indiği zaman; (birimselliğindeyken, bedensellik anlayışında iken) Deccal, suyu görmüş tuz gibi erir gider… Varlığın yalnızca, "Allah" adıyla işaret edilenin "esmâ mertebesi"nden ibaret olduğunu hissetmesi sonucu, Deccaliyeti (tanrılık vehmeden benliği) eriyip yok olup gider. "El Mudil" isminin ağırlığı geriler…

"VELÎ" ismi seyrinde ağırlık kazanır…

(Ahmed HULÛSİ Yenilen! – Kurân Sırlarının Derinliğine / S:154)

9- Bil ki, vâde tamam oldu ve vakit geldi!..
Artık, herkesin, MUTLAK BİRLİK yolu üzerinde buluşması vaktidir.
(Ahmed HULÛSİ- Tecelliyât / 23)

10- Kuantum teorisinin bahsi geçen sistemlere hiç uymaması ve gerçekten daha tam olarak belirlenememiş bir varsayımın (hipotezin), stringlerin varlığının Allah ehlince tespiti ve nihayet üzerinde (içinde demek daha makul olacak) 11 boyutlu evrenin dahi gerçek olmayıp bir hayal ürünü olduğunun anlaşılması, onu hayatın bir bilim kurgu gibi var olduğunu düşünme aşamasına getirir. (Ahmet F. YÜKSEL – “Hayat Bir Bilim Kurgudur yazısından)

 

 

 
 
Derleyen: Hamdi Cenik
İstanbul - 17.04.2008
hamdicenik@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com