1-
Zümer Sûresi
(39)
/16:
Onların,
fevklerinden de Nar’dan gölgelikler (perdeleyen
nesneler, katmanlar) vardır,
altlarından da gölgelikler vardır... İşte bu, Allah
onunla kullarını (B sırrınca)
korkutuyor... Ey kullarım, benden ittika edin (Ben’den
perdelenmeyin; benlikle zuhur etmeyin; arının) !. (Hasan
GÜLER –
“B” Meali)
Elmalılı Meali - Zümer Sûresi
(39)
/ 16:
Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında yine
ateşten tabakalar vardır. İşte Allah, kullarını bundan
korkutuyor, "Ey kullarım! Benden korkun."
(diyor).
2-
Büreyde (r.a.) anlatıyor:
—Rasûlullah
(s.a.v.) buyurdular ki:
—Bir yerde ölen
Ashabımdan hiçbirisi yoktur ki, kıyamet günü oranın
ahalisine bir nur ve onlara
(cennete sevkte)
bir rehber olmasın. (K.S. 12–417 /
4367)
3-
“Ey Usame!..
Bir beldede
onları gördüğünde bil ki, o belde halkı onların varlığı
sayesinde güvendedir. İçlerinde onlar gibileri
bulundukça Allah bir kavme azap etmez.”
(Hadis)
4-
İmanın üçte biri; utanma, üçte biri; akıl, üçte biri;
cömertliktir.
(Hz. Ali
–
Hikmetler ve Sırlar
/ 46)
5-
İmam-ı Gazali der ki:
—Allah-ü
Teâlânın güzel bir sûrette rüyada görülmesi caizdir.
Bu tevile göre
yine diyor ki:
—Görülen bir
şeyi Allah-ü Teâlâ, görenin istidadına göre bir misal
olarak halk eder. Görülen o şey, zat-ı ilahi
değildir. Çünkü o bir şekilde görünmekten münezzehtir.
Efendimiz (s.a.v.) ‘ in de görülmesi, aynı şekildedir.
Onun da muhtelif şekilde görülmesi olur. Hepsi görenin
istidat ve kabiliyetine göredir.
Hz. Muhammed (s.a.v.)’i gerçekten kimse
göremez. Ancak; ilimde amelde ve halinde ona tam
varis olanlar hariç. Bunlar görür. Çünkü bu zümre her
bakımdan ona varistir.
(A.K.Geylâni
Hz.
Sırr’ül Esrar
/ 117)
6-
En büyük ihanet, sırları ifşa etmektir. (Ahmed
HULÛSİ-
Dosttan Dosta-
11.baskı- 48)
7-
"Allah"
isimleri arasında "el ilah" diye bir isim
yoktur. "İlâhiyet",
Allah isimlerinin anlamının açığa çıkmasındaki
"işlevi"nin adıdır. Yoksa,
tapınılası varlık anlamında değil!.
"İlahin nas"
açıklaması insanlarda "Allah esması"nın açığa
çıkmakta olduğuna işaret eder.
(Ahmed HULÛSİ –
Yenilen!
– Kurân Sırlarının
Derinliğine
/ S:152)
8-
İsa
(aleyhisselâm), yeryüzüne indiği zaman;
(birimselliğindeyken, bedensellik anlayışında iken)
Deccal, suyu görmüş tuz gibi erir gider…
Varlığın yalnızca, "Allah" adıyla işaret edilenin
"esmâ mertebesi"nden ibaret olduğunu hissetmesi
sonucu, Deccaliyeti (tanrılık vehmeden
benliği) eriyip yok olup gider. "El Mudil"
isminin ağırlığı geriler…
"VELÎ"
ismi seyrinde ağırlık kazanır…
(Ahmed HULÛSİ
–
Yenilen!
–
Kurân Sırlarının Derinliğine
/ S:154)
9-
Bil ki,
vâde tamam oldu ve vakit geldi!..
Artık,
herkesin, MUTLAK BİRLİK yolu üzerinde buluşması
vaktidir.
(Ahmed
HULÛSİ-
Tecelliyât
/ 23)
10-
Kuantum
teorisinin bahsi geçen sistemlere hiç uymaması ve
gerçekten daha tam olarak belirlenememiş bir varsayımın
(hipotezin), stringlerin varlığının Allah ehlince
tespiti ve nihayet üzerinde (içinde demek daha makul
olacak) 11 boyutlu evrenin dahi gerçek olmayıp bir hayal
ürünü olduğunun anlaşılması, onu hayatın bir bilim kurgu
gibi var olduğunu düşünme aşamasına getirir.
(Ahmet F. YÜKSEL – “Hayat
Bir Bilim Kurgudur”
yazısından)
|