İyi niyet, en yakın çevremizden başlayarak,
başkalarına yardım yapılmayı gerekli görmek, öğrendikten
sonra da bunu etkili biçimde bir şeyler yapmaya
çabalamaktır. Bu nedenle yardımcı olmak, paylaşmak
gayesi ile sohbet ortamlarında önemli konuları teşkil
edecek soru düzeyinde bazı metinleri hazırladık.
Umarım faydalı oluruz.
1-
Nisa Sûresi (4) 80:
Kim er-Rasûl’e
(Allah Rasûlü’ne) itaat
ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiştir (çünkü
Risalet Allah Hükümlerini tebliğ işlevidir)... Kim de
yüz çevirirse, zaten biz seni onlar üzerine hafiyz
(koruyucu, bekçi) olarak irsal etmedik. (“B”
Meali)
Nisa Sûresi (4) 80:
Kim peygambere itaat ederse
Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni
onlara bekçi olarak göndermedik.
(Elmalılı Meali)
2- Rasûlullah
(s.a.v.) Efendimiz bir Hadis-i
Şeriflerinde şöyle buyurdular:
—Îman
sahibinin ıstırabı dinmez. Korkusu, emniyete çevrilmez.
Taa,
cehennem köprüsünden geçinceye kadar.
Ayık
olunuz:
Allah’ın mekri, hilminde saklıdır.
Hileli işi, lütfunda gizlidir.
Adaleti keremi ile gelir.
(Ahmed er-Rufâî
Hz. Onların
Âlemi / 269)
3- Rasûlullah
(s.a.v.) Efendimiz başının bir kısmı tıraş edilmiş bir
çocuk görmüştü:
—Ya
tamamını tıraş edin ya tamamını kesmeyin,
buyururlar. (K.S.
3 / 495.Sayfa)
4- Cimrinin
altını taştır. (Hz. Ali–Hikmetler
ve Sırlar / 70)
5- … Rabbine
yönelmek ise dışa değil; kişinin kendi hakikatindekine
yönelmesi diye anlaşılmalıdır ki salâtın ikamesi yani
namaz da bunun yaşanmasıdır içe dönük bir şekilde.
(Ahmed
HULÛSİ – Allah
İlminden Yansımalar - "B" Kapsamında Kurân'a Bakış
/ Anlamak
İçin Ön Bilgi)
6- İşte bu "nokta"
içinde, "nokta"nın varlığındaki Allah
isimlerinin, değişik bileşimler hâlindeki açığa
çıkışları ve bunların yapıları gereği algılamaları, "GÖRESELLİĞİ"
ve çokluk (kesret) kavramlarını oluşturmuştur (nâsut
âlemi).
(Ahmed
HULÛSİ – YENİLEN! /
Anladığım İslâm
/ S:16)
7- Hakikat-ı
Muhammediye, sana keşif yolu ile, ayık halde geldiği
zaman, âdemoğlu suretlerinden biri gibi gelir..
İşte o
zaman: Hakikat-ı Muhammediye, o suretin ismi olur..
Sana lâzım gelen de budur.. (Abdülkerim CEYLÎ
– İNSAN-I KÂMİL
/ İnsan-ı Kâmil
/ 610)
8-
Bazıları Besmeleyi her surenin bir ayeti olarak kabul
eder, bazısı bağımsız bir ayet olarak sureleri
birbirinden ayırdığını kabul eder. Kur'an sırlarını
bilen Ariflere göre, her surenin başındaki Besmele, o
surenin bütün sırlarını barındırır.
(İbn-i
Arabî Hz.
Kur’an Mührü /
77)
9- —Kul önce
nefsini bilmeli. Ama kul nefsini; kulluk yolunda ıslah
ederek bilmeli. Bunu bildikten sonra yaratanı yaratıcı
olarak nefsine tanıtmalıdır.
—Nefsini
yoklukla bilen, yaratanın varlığını bilmiş olur.
—Nefsini
kötülük ve hata ile bilen, Allah’ı iyilik ve doğru
olarak bilir.
—Nefsini
ihtiyaç içinde bilen; Allah’ı kendi dertlerine şifa
verici olarak bilir.
—Nefsini
Mevlâ’ya satılmış bir meta gibi gören; başkasına dert
yanıp, ihtiyaç arz etmekten kurtulur.
(Ahmed er-Rufâî
Hz. Onların
Âlemi /
181–182) |