İyi niyet, en yakın çevremizden başlayarak,
başkalarına yardım yapılmayı gerekli görmek, öğrendikten
sonra da bunu etkili biçimde bir şeyler yapmaya
çabalamaktır. Bu nedenle yardımcı olmak, paylaşmak
gayesi ile sohbet ortamlarında önemli konuları teşkil
edecek soru düzeyinde bazı metinleri hazırladık.
Umarım faydalı oluruz.
1-
Âl-i İmrân Sûresi (3) / 81:
Hani Allah Nebilerden
(ve ümmetlerinden şu konuda)
söz almıştı:
"Size hakikat bilgisinden ve
Hikmet verdim, bundan sonra beraberinizde olanı tasdik
eden bir Rasûl geldiğinde, Ona bütününüzle iman edecek
ve yardım edeceksiniz. Kabul edecek misiniz?",
"Kabul ettik" dediler!
"Şahit olun, ben de şahidim
hakikatiniz olarak."
(Ahmed HULÛSİ
”B”
Kapsamında Kurân’a Bakış)
2- Efendimiz
(s.a.v.) bir Hadis-i Şeriflerinde
buyuruyorlar ki:
—Mümin,
işin temeline vakıf olandır.
(Abdülkâdir
Geylânî Hz.
Fütûhû’l Gayb
/ 186)
3- Rasûlullah
(s.a.v.) bir Hadis-i Şeriflerinde
buyurdular ki:
—Kuvvetli mü'min, Allah nazarında zayıf mü'minden daha
sevgili ve daha hayırlıdır. Aslında her ikisinde de bir
hayır vardır.
Sana
faydalı olan şeye karşı gayret göster. Allah'tan yardım
dile, acz izhar etme. Bir musibet başına gelirse:
"Eğer
şöyle yapsaydım bu başıma gelmezdi!" deme.
"Allah
takdir etmiştir. Onun dilediği olur!" de!
Zira
"eğer" kelimesi şeytan işine
kapı açar." (Kütüb-i
Sitte / 4807)
4-
İnsanın dini dert ortağıdır.
(Hz. Ali –
Hikmetler ve Sırlar
/ 71)
5-
Bilgi, Rasûlullah`ın,
"Allah" ismiyle işaret ettiğinden açığa çıkan; evren
içre evrenler suretinde algılanan, "nefh" olmuş "nefesi
Rahman"dan başka bir şey değildir!.
(Ahmed HULÛSİ
– YENİLEN! /
Salâvat ve Ayna Nöronlar / S:86)
6- Esasen "Akl-ı
küll" veya "Akl-ı evvel" tanımlamaları dahi
mecazî ve izafeten kullanılır; gerçekte "İlim"
vasfının açığa çıkması hâlinde aldığı isimden başka bir
şey değildir. Birimin derûnundaki, hakikatindeki
"ilim" boyutunun tanımlaması "Akl-ı küll"dür
ki, "vahiy"in kökeni dahi budur. "Akl-ı evvel"
ise tamamıyla yakıştırma bir tâbir olup, ehli olmayana
Esmâ mertebesinin "şe'n"deki "ilim"
boyutunu tarif için kullanılmıştır. "AN" içre
geçerli "ilim"e işaret yollu olarak.
(Ahmed
HULÛSİ - ”B”
Kapsamında Kurân’a Bakış /
ESMÂ ÜL HÜSNÂ)
7-
Namaz kılan bir insanın
önünden geçen kişi nasıl bir günah işliyor ki bu günahı
işleyeceğine kırk yıl beklemeyi yeğlemesi daha iyi
oluyor?
(İbn-i
Arabî Hz.
Kur’an
Mührü / 285)
8- Nimete
şükreden, Allah’ı perde arkasından anar.
Belâya
sabreden ise.. perde aralanmış olduğu halde ibadet eder.
Şükreden,
nefsinin isteğini yerine getirdiği için şükreder, Hakkı
anar ve sever.
Sabırlı
ise.. Rabbinin sevgisi ile olur.
Şükreden
malı ile övünür.
Sabırlı
ise.. şahı ile övünür.
Şükreden
nimetler içinde olduğu halde, nefsini korur.
Sabırlı
ise.. yaratanı için kalbini saklar.
(Ahmed er-Rufâî Hz.
Onların Âlemi / 390)
9-
İmamlarımızdan biri şöyle demiştir:
Halka
hakkın gözüyle bakan onlara merhamet eder.
İlim gözüyle bakansa onlara buğz eder.
(İbn-i
Arabî Hz.
Risâleler / 2–224)
|