SOHBET KONULARI - 88

www.sufizmveinsan.com
 

İyi niyet, en yakın çevremizden başlayarak, başkalarına yardım yapılmayı gerekli görmek, öğrendikten sonra da bunu etkili biçimde bir şeyler yapmaya çabalamaktır. Bu nedenle yardımcı olmak, paylaşmak gayesi ile sohbet ortamlarında önemli konuları teşkil edecek soru düzeyinde bazı metinleri hazırladık.
Umarım faydalı oluruz.


1- Bakara Sûresi (2) / 9:

(Lafla "'B' anlamı kapsamınca iman ettik" diyerek) hakikatleri olan Allah'ı ve iman etmişleri aldatmaya çalışırlar; hâlbuki kendilerini aldatırlar ve bunun şuurunda değiller! (Ahmed HULÛSİ - Allah İlminden YANSIMALAR)

2- Nu'man İbnu Beşir (r.a.) anlatıyor:

—Rasûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

—Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa, cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.

Tebrie / Tebriye: Bir kimseyi şüpheden ve zan altından kurtarmak / Temizliğini ve suçsuzluğunu meydana çıkarmak / Borçtan kurtarmak / Nezahet, ismet / Beraet ettirmek. (Kütüb-i Sitte 5127)

3- İmam Mâlik'e ulaştığına göre, İbnu Mes'ud (r.a.) şöyle demiştir:

—Kul yalan söylemeye ve yalan söyleme niyetini taşımaya devam edince bir an gelir ki, kalbinde önce siyah bir nokta belirir. Sonra bu nokta büyür ve kalbinin tamamı simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde "yalancılar" arasına kaydedilir. (Kütüb-i Sitte 5166)

4- Kalbin kuvveti, imanın sağlam olduğuna delildir.

(Hz. AliHikmetler ve Sırlar / 174)

5- “Esmâ” mertebesine sanki ayna olan “beyin” adını verdiğimiz, “kalp” diye “şuuru” itibariyle tanıtılmış yapı, eğer “fuad” denilen “hologramik gerçeklik”ten kaynaklanan ve varlığındaki “esmâ” hakikatinden projekte olan “ilmin şuuru” ile “iman nuru” olarak işlev görürse, açığa çıkar!..

Ancak bu açılımın sonucunda, “kalp” gördüğünü yalanlamaz ve o hakikate göre yaşar ki getirisi, varlığında gören “Basîr”, işiten “Semî”, konuşan “Kelîm” olur… Ama bakanlar, hâlâ onu insanca görür, yaratılış amaçları gereği!

(Ahmed HULÛSİ YENİLEN! / Niçin Data–255)

6- "Nokta", "Allah" adıyla işâret edilenin, esmâ âlemlerinden bir esmâ âlemidir, ki bizim boyutumuzda string boyutu olarak algılanabilir.

Bu "Nokta"nın bâtını tasavvufta "a`mâ", zâhiri ise "Vahidiyet" mertebesidir. "Ceberût" ismiyle işâret edilir. "Melekût" müşahhaslaşmış sanal hâlidir; Yaratan`a göre!

(Ahmed HULÛSİ YENİLEN! / Kurân’ı Neden Anlamıyoruz? - S:106)

7- Tabiat ateşinin yandığı yerde ne din, ne Îman kalır.

(Abdülkâdir Geylâni Hz. İlâhî Armağan / 204)

8- Varlığının hükmen var olduğunu, ilmen yok olduğunu kabul et!..

(İbn-i Arabî Hz. Vasiyetler / 69)

 

 

 
 
Derleyen: Hamdi Cenik
İstanbul - 06.01.2010
hamdicenik@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com