Sonsuzluk Boyutundan Yansımalar
Nazım Akpınar
 

Sonsuzluk hissi ve düşüncesi hemen hemen hepimizde derece bulunan ve zamanla inkişaf edebilen en orijinal duygularımızdan biridir şüphesiz ki. Bu duygu çocukluk yıllarımızdan bu güne dek geçen süreçte düşünce dünyamızı sürekli aydınlatan bir ışık olagelmiştir. Bu düşünce aydınlığının sonsuza kadar da böylelikle devam edeceğine inanıyoruz.

Sonsuzluk hissinin bizde uyandırdığı en belirgin müşahede, yaşamın devamlılığı ve sürekli olarak ileri doğru akışını algılamamızdır diyebiliriz.  Bu akışta kesinti olması imkânsızdır. Zamanı durduramasın sözü, bu gerçeği ifade sadedinde söylenir. Yaşamda her ne kadar fikren ve hayalen geçmişe dönüş mümkün olsa da gerçekte seyir sürekli değiştiği ve yenilendiği için devamlı ileriye gidiş söz konusudur. Yaşamda her an her şey yenilenmektedir. Her birim kendi kemal derecesine doğru belirli değişim ve dönüşümler geçirerek sürekli olarak tekamül etmektedir. Kemal derecemiz yükseldikçe sonsuzluk ufkumuz da aynı oranda gelişerek yükselir. Bu gelişme algı düzeyimizin yükselmesiyle hissedilmekte ve yaşanmaktadır. Böylece kendi cennet yaşam boyutumuzu sürekli aydınlatır ve genişletiriz.

Allah sonsuz ve sınırsız olduğu için Hayat da Hay ismi gereği sonsuzluk arz eder. Zira, Allah isimleri boyutunun sonu yoktur. Allah, sonsuz sınırsız ilimdir, iradedir ve kudrettir. Yaratışı da keza süreklidir. Yaratıştaki çeşitlilik bundan ileri gelmektedir. Kelamı nihayetsizdir. Vasi, Muhit, Gani gibi isimlerinin özellikleri sonucu olarak her şeyi, o şeyin bizatihi kendisi olarak kapsamaktadır. Bizlere hayat bahşederek sonsuzluğa namzet kılmıştır. Bu noktada şükründen aciz olduğumuzu itiraf ederiz. Yaşamın sonsuzluğunu ve kesintisiz sürekliliğini bir an düşünmemiz bile bizleri hayrette ve hayranlıkta bırakmaya fazlasıyla kafi gelmektedir. Yok olma hissini ve düşüncesini izale edebilme noktasında bizlere moral desteği olmaktadır sonsuzluk düşüncesi. Yok olma diye bir mevhumun gerçekte olmadığını fark ettirmektedir. Allah tüm varlığı kendi varlığından var kıldığı içindir ki sadece varolan vardır. O mutlak varlık (Vacib ül Vücud) vardan var edendir. Bizim varlığımızdadır. Varlığımızı oluşturmaktadır. O’nun varlığıyla varolmanın dayanılmaz cazibe ve güzelliği ve de hafifliği bizler için en büyük nimet ve lütuftur. Buna Vücud (varlıklandırma, var kılma) nimeti de diyebiliriz. Lutfuyla lutfeder bizlere. Kendi varlığıyla kaim eder. Varlık zuhurunu kesintisiz daim eder. Selam ismiyle Salim eder. Gönlümüze her dem nazar eder.

Yaşamın sonsuzluk ar zetmesi noktasında cehennemin varlığı da aslında insan için bir lütuf ve nimettir. Zira insanın yok olmaktansa cehennem ortamında bir şekilde devam ettirecek, varlığını muhafaza ederek bekasını sürdürebilecektir. Gerçekte Baki olan Allah’tır. Fani zaten fenaya karışmış durumdadır. Beka, Allah ile Baki oluşunu yaşama hali olduğuna göre cehennem ehli de bir bakıma Beka ehli olmaktadır. Yanarak arınmakta ve saflaşmaktadır azap yönlü de olsa. Bu da bizlere gösterir ki, sonsuzluğun ve sürekliliğin boyutları sadece cennet boyutuyla sınırlı kalmayıp oldukça genişlik arzetmekte ve bu durum da sürekli gelişmektedir. Bir gün gelecek cehennem ehlinin de azabı bir şekilde sona erecek ama varlıkları ve bekaları değişik dönüşümlerle sonsuza kadar kesintisiz devam edecektir kanaatimizce.

Tüm algılananlara karşın, gerçekte sadece Allah mevcuttur ve algılanan her şey O’nun değişik özelliklerinin açığa çıkışından ibarettir. O, her an yeni bir şan alarak yepyeni görünümlerle açığa çıkmaktadır. Yaratıcının bu özelliği cennet boyutunda nimetlerin sürekli değişmesi ve yenilenmesi şeklinde açığa çıkarken cehennem boyutunda ise azabın tazelenmesi ve çeşitlenmesi olarak belirmektedir. Bütün bu oluşumların temelinde de İlim ve Kudret (Data ve Enerji Bütünlüğü) veri tabanı yer almaktadır. Sonuçta, sonsuzluğun ve sınırsızlığın boyutları da sınırsızdır diyebiliriz. “Sondur” ifadesi aslında hükmidir. Var kabul ediştir ve izafi bir sınırlamadır.

Filmlerin sonunda siyah fon üzerine beyaz yazıyla İngilizce “sondur, sona ermiştir” anlamında The End ifadesi kullanılır. End kelimesi lügat anlamı olarak” nihayet bulma, sona erme, son verme” gibi anlamlara gelir. Daha önceki bir yazımda Dünya Dilleri arasında semantik açıdan (Anlam ilgisi ve Bilgisi) bir ilişki ve benzeşme olduğundan söz etmiştim. Bu noktadan hareketle İngilizcedeki End kelimesiyle Arapçadaki İnd kelimesi arasında semantik anlam ilişkisi olduğunu düşünüyorum şöyle ki:

İnd kelimesi, zaman ve mekan üstü anlamında Allah’ın Zat Boyutunu ifade eder. Zaman ve mekan üstü oluşlarda ise sınırlılık ve sonluluk yoktur. Bu iki veriyi birleştirirsek şu önemli sonucu çıkarabiliriz:

“Her ne kadar seyrettiğimiz filmlerin ve dahi yaşam filmimizin End hükmüyle sonu varsa da Allah indindeki zaman ve mekan üstü boyutta sınır ve son yoktur. ”Yine benzer bir semantik örneği daha verecek olursak İngilizce “who” kelimesi “kim” anlamında kullanılır. Kelimenin telaffuzu “Hu” şeklindedir. Arapçada Hu kelimesi de “O” anlamında Allah’ın Zatının hüviyetine (kimliğine) işaret eder. Çıkan sonuç:

“İngilizcede Who zamiriyle soru sorulurken aslında birimler adı altında açığa çıkmakta olan Zati Boyut dillendirilmektedir. ”Bir örnek de Elif harfinden verelim. Arapçada “Ben” kelimesi “Ene” olarak ifade edilir. Kelimenin başında Elif harfi vardır. Elif (I) şeklinde yazılır. İngilizcede bu harf (I am) olarak yazılır ve “Ben, Benim” anlamına gelir. Yani gerçekte Ene (Benim) diyen de I am (Benim) diyen de sadece kendisidir. Semantik ilmini hafife almamak lazım zira düşünce semamızda antik (orijinal) yıldızlar oluşturuyor. Sonuçta bütün anlamlar tek bir noktadan (kaynaktan) açığa çıkıp yansıyor. Bu arada da Kelam Boyutunun sonsuzluğunu müşahede noktasında ipuçları da elde etmiş oluyoruz. (Kehf Suresinde işaret var). Her şey mutlak tekillik noktasının projeksiyonu olarak var. Son bir örnek daha verelim. Türkçe’de “O” harfi ve sıfır rakamı şekil olarak aynı. Sıfır rakamı İngilizcede “Zero” kelimesiyle ifade ediliyor. Bu kelime Hiçlik anlamına da geliyor. Hiçlik Boyutunun sembolü aynı zamanda. ”Zer” kelimesi Arapça’da bir anlamıyla tohum,  bir anlamıyla da cevher demek. Şifreleri çözdüğümüzde çıkan sonuç:

“O Allah (Hu ismiyle işaret edilen noktanın hüviyeti), Ahadiyeti (Zat Boyutu) itibariyle Hiçliktir. Tohum, ağacın oluşturucusu ve çekirdeği olduğu gibi varlık ağacının hakikat noktası, çekirdeği ve cevheri de sayısız ve sonsuz anlamlar ihtiva eden ve kaynağını Samediyet vasfından alan RUH’tur. Her şey bu Ruh ile kaimdir ve kuantsal boyuttan string boyutuna kadar bütün boyutlara sirayet etmiş durumdadır. Velhasıl, her sonun bir başlangıcı olduğuna göre her şeyin ve hepimizin sonu sonsuzluktur. ”

 

 
 
Samsun - 23.01.2007
ahad103@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com