Sonsuzluk hissi
ve düşüncesi hemen hemen hepimizde derece bulunan ve
zamanla inkişaf edebilen en orijinal duygularımızdan
biridir şüphesiz ki. Bu duygu çocukluk yıllarımızdan bu
güne dek geçen süreçte düşünce dünyamızı sürekli
aydınlatan bir ışık olagelmiştir. Bu düşünce
aydınlığının sonsuza kadar da böylelikle devam edeceğine
inanıyoruz.
Sonsuzluk
hissinin bizde uyandırdığı en belirgin müşahede, yaşamın
devamlılığı ve sürekli olarak ileri doğru akışını
algılamamızdır diyebiliriz. Bu akışta kesinti olması
imkânsızdır. Zamanı durduramasın sözü, bu gerçeği ifade
sadedinde söylenir. Yaşamda her ne kadar fikren ve
hayalen geçmişe dönüş mümkün olsa da gerçekte seyir
sürekli değiştiği ve yenilendiği için devamlı ileriye
gidiş söz konusudur. Yaşamda her an her şey
yenilenmektedir. Her birim kendi kemal derecesine doğru
belirli değişim ve dönüşümler geçirerek sürekli olarak
tekamül etmektedir. Kemal derecemiz yükseldikçe
sonsuzluk ufkumuz da aynı oranda gelişerek yükselir. Bu
gelişme algı düzeyimizin yükselmesiyle hissedilmekte ve
yaşanmaktadır. Böylece kendi cennet yaşam boyutumuzu
sürekli aydınlatır ve genişletiriz.
Allah sonsuz ve
sınırsız olduğu için Hayat da Hay ismi gereği sonsuzluk
arz eder. Zira, Allah isimleri boyutunun sonu yoktur.
Allah, sonsuz sınırsız ilimdir, iradedir ve kudrettir.
Yaratışı da keza süreklidir. Yaratıştaki çeşitlilik
bundan ileri gelmektedir. Kelamı nihayetsizdir. Vasi,
Muhit, Gani gibi isimlerinin özellikleri sonucu olarak
her şeyi, o şeyin bizatihi kendisi olarak kapsamaktadır.
Bizlere hayat bahşederek sonsuzluğa namzet kılmıştır. Bu
noktada şükründen aciz olduğumuzu itiraf ederiz. Yaşamın
sonsuzluğunu ve kesintisiz sürekliliğini bir an
düşünmemiz bile bizleri hayrette ve hayranlıkta
bırakmaya fazlasıyla kafi gelmektedir. Yok olma hissini
ve düşüncesini izale edebilme noktasında bizlere moral
desteği olmaktadır sonsuzluk düşüncesi. Yok olma diye
bir mevhumun gerçekte olmadığını fark ettirmektedir.
Allah tüm varlığı kendi varlığından var kıldığı içindir
ki sadece varolan vardır. O mutlak varlık (Vacib ül
Vücud) vardan var edendir. Bizim varlığımızdadır.
Varlığımızı oluşturmaktadır. O’nun varlığıyla varolmanın
dayanılmaz cazibe ve güzelliği ve de hafifliği bizler
için en büyük nimet ve lütuftur. Buna Vücud
(varlıklandırma, var kılma) nimeti de diyebiliriz.
Lutfuyla lutfeder bizlere. Kendi varlığıyla kaim eder.
Varlık zuhurunu kesintisiz daim eder. Selam ismiyle
Salim eder. Gönlümüze her dem nazar eder.
Yaşamın
sonsuzluk ar zetmesi noktasında cehennemin varlığı da
aslında insan için bir lütuf ve nimettir. Zira insanın
yok olmaktansa cehennem ortamında bir şekilde devam
ettirecek, varlığını muhafaza ederek bekasını
sürdürebilecektir. Gerçekte Baki olan Allah’tır. Fani
zaten fenaya karışmış durumdadır. Beka, Allah ile Baki
oluşunu yaşama hali olduğuna göre cehennem ehli de bir
bakıma Beka ehli olmaktadır. Yanarak arınmakta ve
saflaşmaktadır azap yönlü de olsa. Bu da bizlere
gösterir ki, sonsuzluğun ve sürekliliğin boyutları
sadece cennet boyutuyla sınırlı kalmayıp oldukça
genişlik arzetmekte ve bu durum da sürekli
gelişmektedir. Bir gün gelecek cehennem ehlinin de azabı
bir şekilde sona erecek ama varlıkları ve bekaları
değişik dönüşümlerle sonsuza kadar kesintisiz devam
edecektir kanaatimizce.
Tüm
algılananlara karşın, gerçekte sadece Allah mevcuttur ve
algılanan her şey O’nun değişik özelliklerinin açığa
çıkışından ibarettir. O, her an yeni bir şan alarak
yepyeni görünümlerle açığa çıkmaktadır. Yaratıcının
bu özelliği cennet boyutunda nimetlerin sürekli
değişmesi ve yenilenmesi şeklinde açığa çıkarken
cehennem boyutunda ise azabın tazelenmesi ve
çeşitlenmesi olarak belirmektedir. Bütün bu
oluşumların temelinde de İlim ve Kudret (Data ve Enerji
Bütünlüğü) veri tabanı yer almaktadır. Sonuçta,
sonsuzluğun ve sınırsızlığın boyutları da sınırsızdır
diyebiliriz. “Sondur” ifadesi aslında hükmidir. Var
kabul ediştir ve izafi bir sınırlamadır.
Filmlerin
sonunda siyah fon üzerine beyaz yazıyla İngilizce
“sondur, sona ermiştir” anlamında The End ifadesi
kullanılır. End kelimesi lügat anlamı olarak”
nihayet bulma, sona erme, son verme” gibi anlamlara
gelir. Daha önceki bir yazımda Dünya Dilleri arasında
semantik açıdan (Anlam ilgisi ve Bilgisi) bir ilişki
ve benzeşme olduğundan söz etmiştim. Bu noktadan
hareketle İngilizcedeki End kelimesiyle
Arapçadaki İnd kelimesi arasında semantik anlam
ilişkisi olduğunu düşünüyorum şöyle ki:
İnd kelimesi,
zaman ve mekan üstü anlamında Allah’ın Zat Boyutunu
ifade eder. Zaman ve mekan üstü oluşlarda ise sınırlılık
ve sonluluk yoktur. Bu iki veriyi birleştirirsek şu
önemli sonucu çıkarabiliriz:
“Her ne kadar
seyrettiğimiz filmlerin ve dahi yaşam filmimizin End
hükmüyle sonu varsa da Allah indindeki zaman ve mekan
üstü boyutta sınır ve son yoktur. ”Yine benzer bir
semantik örneği daha verecek olursak İngilizce “who”
kelimesi “kim” anlamında kullanılır. Kelimenin
telaffuzu “Hu” şeklindedir. Arapçada Hu kelimesi
de “O” anlamında Allah’ın Zatının hüviyetine (kimliğine)
işaret eder. Çıkan sonuç:
“İngilizcede Who
zamiriyle soru sorulurken aslında birimler adı altında
açığa çıkmakta olan Zati Boyut dillendirilmektedir. ”Bir
örnek de Elif harfinden verelim. Arapçada “Ben”
kelimesi “Ene” olarak ifade edilir. Kelimenin
başında Elif harfi vardır. Elif (I) şeklinde
yazılır. İngilizcede bu harf (I am) olarak
yazılır ve “Ben, Benim” anlamına gelir. Yani
gerçekte Ene (Benim) diyen de I am (Benim) diyen de
sadece kendisidir. Semantik ilmini hafife almamak lazım
zira düşünce semamızda antik (orijinal)
yıldızlar oluşturuyor. Sonuçta bütün anlamlar tek bir
noktadan (kaynaktan) açığa çıkıp yansıyor. Bu arada da
Kelam Boyutunun sonsuzluğunu müşahede noktasında
ipuçları da elde etmiş oluyoruz. (Kehf Suresinde işaret
var). Her şey mutlak tekillik noktasının projeksiyonu
olarak var. Son bir örnek daha verelim. Türkçe’de “O”
harfi ve sıfır rakamı şekil olarak aynı. Sıfır
rakamı İngilizcede “Zero” kelimesiyle ifade
ediliyor. Bu kelime Hiçlik anlamına da geliyor. Hiçlik
Boyutunun sembolü aynı zamanda. ”Zer” kelimesi
Arapça’da bir anlamıyla tohum, bir anlamıyla da cevher
demek. Şifreleri çözdüğümüzde çıkan sonuç:
“O
Allah (Hu ismiyle işaret edilen noktanın hüviyeti),
Ahadiyeti (Zat Boyutu) itibariyle Hiçliktir. Tohum,
ağacın oluşturucusu ve çekirdeği olduğu gibi varlık
ağacının hakikat noktası, çekirdeği ve cevheri de
sayısız ve sonsuz anlamlar ihtiva eden ve kaynağını
Samediyet vasfından alan RUH’tur. Her şey bu Ruh ile
kaimdir ve kuantsal boyuttan string boyutuna kadar bütün
boyutlara sirayet etmiş durumdadır. Velhasıl, her sonun
bir başlangıcı olduğuna göre her şeyin ve hepimizin sonu
sonsuzluktur. ” |