Tesettür Allah'ın (cc) emri. Bütün mezheb
ulemalarının bu mevzuda aykırı bir fetvası yok.
Dışarıda sıcaklığın sıcaklığın 40 dereceyi zorladığı
bir mevsimde bir hanım efendiye üstüne hangi
dünyalığı da verseniz eğer inanmıyorsa tesettüre
sokamazsınız. Mü'mine bir hanıma bunu gönül
rızasıyle yaptıran emri ilahiden başka ne olabilir?
Tesettüre Kur'ani bir buyruk dışındaki tüm
yaklaşımlar dini mübini İslamın gücünü sarsmaktan
öte bir niyet taşımasa gerek. Allah Resulu (sav)
efendimizin mübarek hanımlarının kişiliklerinde
şekillenen tesettür kıyamete kadar baki bir
buyrukdur. Bu ilahi buyruğu hafife almak, bunu çağa
ve kültüre göre biçimlendirmeye çalışmak, tesettürü
bir moda kalıbına sokmak, tesettürü sistemle
uyuşturmaya çalışmak fitnedir. En saf bir düşünceyle
cahilliktir diyebilirim. Haşa Allah ve Rasulü
bilmiyordoda günümüzün madacı müslümanları
hanımlarımıza şekil vermeye kalkıyorlar. Müslüman
kadın yaşadığı müddetçe tesettür emrine riayet etmek
zorundadır. Bu emri yerine getiremeyen bacılarımız,
kadınlarımız bunun haram olduğunu bilir ve içlerinde
bunun eksikliğini hissediyorlarsa günahkardırlar.
Allah'dan (cc) tüm mü'mine bacılarımıza tesettür
şuruna ermelerini nasip etmesini niyaz ederiz.
Ayet ve hadislerle tesettürün farz olduğu sabittir.
Bu ilahi buyruğun uygulanışıda herhalükarda ilahi
buyruğa, İslamın manasına ve özüne aykırı olmaması
gerekir. Tesettürün toplum yapısına, iklim ve
coğrafya şartlarına göre şekillenebileceğini
biliyorum. Ne var ki dünyanın hangi noktasında
yaşarsa yaşasın, kendi kültürüne göre örtünen bir
hanım bunu İslam dairesinin dışında yapmaz.
Tesettürden murad edilenin kadını namahrem
nazarlardan muhafaza etmek ise hangi iklimde yaşarsa
yaşasın kıyafeti tesettürdür denilecek biçimde olmak
zorundadır.
Son senelerde şehir hayatının içindeki
kadınlarımızın kızlarımızın ekseriyeti kılık ve
kıyafetleriyle ''tesettürlü'' denilemeyecek bir
halde dolaşmaktadırlar. Kapalı ile tesettürlü
birbirinden ayrıldı. Renk uyumları, eşarpları,
pantalonları yırtmaçları vb. kıyafet uyumlulukları
ile ''setr'' olamayı bıraktım, daha bir dikkat
çeken, daha bir kendilerine bakılır bir hal aldılar.
Tesettürden ticari bir rant sağlayan hazır giyim
firmalarıda bunu alabildiğine körükledi. Bugün
İstanbul sokaklarında öyle hanımlara denk geliyoruz
ki açık gezseler bu derece dikkat
çekmeyecekler. Toplumda kabul gören gerçek şu ki,
tesettürün en uygunu, en takvalısı çarşafdır. Uzun
pardosü ve eşarp da bunu sağlar. Velhasıl kadının
dişiliğini sergilemeden beden yapısını ortaya
sermeden giyilen kıyafetlere tesettür denilebilir.
Ama rengarenk ve daracık kıyafetlerle tesettür
olmaz. Senelerdir zihnimi meşgul eden bu sorunu eski
gazeteleri müşahade ederken islami hassasiyete sahip
bir gazetemizdeki köşesinde Mine Alpay Gün
hanımefendi güzel bir tesbitle gözönüne sermiş.
Dişilikli giyinenler - kişilikli giyinenler. Bu
ayrım çok yerinde bir tesbit. Kadınlarımız kıyafet
ve duruşlarıyla etraflarına numune teşkil
etmelidirler. Dikkat çekmemelidirler. Kadınımız
toplum hayatında fikirleriyle, annelik sanatıyla ön
plana çıkabilir, kılık kıyafetleriyle değil.
Caddelerde sokaklarda rengarenk kıyafetleri,
kıyafetlerine uyan makyajları, güneş gözlükleriyle
tesettürün dışında bir kapalılık sergileyen
kadınlar, kızlar başlarındaki örtülerle bir davanın,
bir inancın hizmetinde değil ,zararına bir duruş
sergilediklerine inanıyorum. Tesettür adabına uygun
olmayınca başka bir şekil alıyor.
Haddimi aştım ise affınıza sığınırım. Ama Allah için
de gördüğüm bir eksikliğide içimde barındıramadım.
Dertlerimizi birbirimizle paylaşmazsak içimizde
sıkıntılarımız çığ gibi büyümektedir. Allah tüm
bacılarımıza ve tüm ümmete i'zan ve şuur ile
yaşamayı nasip etsin. |