Beş sene Tokyo’da kaldım
şimdi Gebze’deyim ve sık sık İstanbul’a gidiyorum.
Dolayısı ile yolda en büyük derdim trafik. Şu andaki en
sıcak tartışmalardan biri de
İstanbul’un trafik sorunu
nasıl çözülür?
Çok beğendiğim
iki söz vardır:
“Soru ilmin
yarısıdır!”
ve “doğru teşhis yarım tedavidir. “
Buradaki soru,
İstanbul’un trafik sorununun değil, ulaşım sorunun
nasıl çözüleceği olmalıdır. Dolayısı ile teşhiste de
aynı bağlamda yanlışlık vardır. Çünkü hiçbir metropolde
trafik sıkışıklığının özellikle belli saatlerde olmaması
düşünülemez. Ancak makul sürelerde şehiriçi ulaşımın
belli kalitede sağlanması gerekmektedir.
Sıkış tepiş otobüsler ile toplu taşımacılık yapıldığını
iddia etmek ve herkesin on dakikalık yola bir saatte
giden bu balık istifi otobüslere binmesini sağlamak
çözüm değildir.
Buna en
mükemmel çözümü Tokyo belediyesi bulmuştur. Bugün
Tokyo’da bir genel müdür ile bir temizlik işçisinin
kariyerleri farklı olsa da ulaşım aracı aynıdır.Tren
ve metro. Tren ve metro deyip geçmeyelim. Paris
metrosuna bu sene ilk defa bindim ve Tokyo metrosu
ile karşılaştırınca Paris’inki bir köy metrosu ve zindan
gibi geldi.
Bu kadar yüksek
hizmet verilen bir toplu ulaşım sistemi var uzakdoğunun
bu başkentinde. Tren hatları ile Tokyo’nun doğusundan
batısından kuzeyindeki yerleşim yerlerinden günün on
sekiz saati Tokyo’ya ulaşmak mümkün. Hatta işine 150 km
öteden ve 1 saat tren yolculuğu ile Tokyo’nun merkezine
gidenlere bile şahit oldum. Hergün 300km!
Tokyo’nun içine
vardığımızda ise ağırlık metro hatlarında. En son otuz
civarında olan metro hatlarına birkaç yılda bir yenisi
ekleniyor. Şehrin içinde ağ haline gelmiş bu metro
trenleri, temizliği ve konforu ile dikkât çekiyor. Bu
hatlar arasında ana istasyonlarda aktarma yaparak
Tokyo’nun istediğiniz yerine makul zamanlarda
gidebilmeniz mümkün. Ayrıca, istasyona giriş ve
çıkışlarda ve bilet alımlarında sağlanan otomasyon
sistemleri zaman kazandırıcı pratik çözümler üretmiş.
Bizde kaza ile
gündeme gelen sözde hızlı trenin hızı Japonya’da sadece
ekspres banliyö trenlerinin hızına yetişebiliyor.
Çünkü
dünyanın en hızlı ve kaliteli üstelik kırk yıldır hiçbir
ölümcül kaza geçirmemiş Şinkansen trenleri saatte 300 km
hızla her gün yüz binleri taşıyor.
Tokyo’da
otobüsler genel olarak tren ve metronun gitmediği veya
istasyonlar ile mahalle arasına seferlerde kullanılıyor.
Toplu ulaşımdaki bu mükemmeliyetçiliğin henüz hiçbir
metropolde bu düzeye geldiğini tahmin etmiyorum.
Eski Bizans
şimdiki istanbul... Eski Edo şimdiki Tokyo... Bizans ile
Edo arasında şehirleşme bakımından yaklaşık 1200 yıl
fark vardır. İstanbul bu kadar Tokyo’dan önde iken nasıl
oldu da şimdi şehircilik açısından gerisinde kaldı? Bu
soruyu yeri gelmişken sorup değerlendirmesini başka
zamana bırakıyorum. Tokyo’nun, İstanbul gibi kırsal
kesimden aldığı göç ile nüfus patlaması yaşayan ve her
metropolün başına gelen aşamalardan gecerek bu hale
geldiği ortadadır. Ancak bir farkla ki toplu taşımadaki
kalite ve mükemmelcilik ön plandadır.
Tokyo’da
yaşamaya başladığım sene bir araba almaya karar verdim.
Türkiye’de görmediğim bir Toyota spor araba modeli çok
hoşuma gitmişti. Fiyatı o kadar ucuzdu ki, araba “beni
al” diyordu. 35bin kilometredeki bu ikinci el araba
Toyota ikinci el güvencesi ile satılıyordu. Karar verdim
almaya. Ruhsat için neler gerekir derken, eğer bir park
tapum veya park kira kontratım yoksa arabanın ruhsatını
alamayacağımı söylediler. Düşünebiliyor musunuz!
Önce arabanın park yerini almanız sonra arabayı almanız
gerekiyor. Bu, arabaların akşamların evin
önündeki yola park etme sorununu çözmüş görünüyor
Tokyo’da. Zaten şehir içinde park ücreti 30 dakikası 3-6
dolar arası ve yola park etmenin cezası 150 doları
buluyor. Buna bir de otoyolların kilometre başına 2-5
dolar otoyol ücreti eklenince zaten arabanıza ancak
hafta sonu çocukları hayvanat bahçesine götürürken
binmekten başka fazla bir seçeneğiniz kalmıyor. Şehirler
arasında ise İstanbul-Ankara gibi bir mesafe Şinkansen
trenlerle bir buçuk saatin altına inmiş durumda, üstelik
gittiğiniz yerde arabaya ihtiyacınız olursa hemen
istasyonda yapacağınız demiryolu indirimli kiralık araba
hizmeti, eğer kırsal kesime giderseniz ulaşımınızı
oldukça kolaylaştıracaktır.
İstanbul’un
ulaşım sorunu nasıl çözülecektir?
Tokyo’dan
verdiğim örnekler, İstanbul’un ulaşım sorununun nasıl
çözüleceğinin ana hatlarını oluşturmaktadır. İstanbul’da
vakit kaybetmeden yüksek standartta raylı taşımacılığın
yatırımları artırılmalıdır. İlk etapta Bakırköy ile
Tuzla arasında kalan bölgede oluşmuş karayollarına
yeraltından paralel modern metro ve trenler bunu
çözecektir. Ana hatlara sık aralıklarla ve geç saatlere
kadar çalışan metro hatları şehre ayrı bir dinamizm
getirecektir. Örneğin, ilk etapta Bakırköy’den Tuzla’ya
kadar E5 karayoluna yeraltından paralel yapılacak hızlı
metro ile ulaşım inanılmaz kolaylaşacaktır. Daha sonraki
aşamada ise TEM yolunun altından yapılacak metro hattı
İstanbulda şehir içi ulaşıma büyük ivme kazandıracaktır.
Bu güzargahlarda hali hazırda ana istasyonlar bellidir.
Yolcuların talepleri en çok bu istasyonlaradır.
Buralardan içeri semtlere doğru ulaşımlar ilk etapta
minibüs otobüs ile çözülebilir. Ancak daha sonraki
aşamalarda ara metro hatları ile bu genel iki hat
birbirine bağlanmalıdır. Yani İstanbul’un ana
yollarının haritasının bir benzeri metro haritası
olmalıdır. İşte o gün İstanbul’un ulaşım sorunu
çözülecektir. Ayrıca, aracı olana park yeri zorunluluğu,
şehir içi ve mahalle aralarında katlı otopark
sayılarının artırılması gibi trafiğe yönelik çözümlerde
eş zamanlı olarak üretilmelidir. Japonlar’ın İngiltere
ile Fransa arasını bağlayan tüneli açtıkları makineler
ile İstanbul metrosunun kazı işlemi bir seneden daha
kısa sürede bitebilir. Ayrıca daha sonraki aşamalarda
komşu iller Tekirdağ, İzmit, Adapazarı daha kullanışlı
ve hızlı tren hatları ile bu metro hatlarına yolcu
aktarma mümkün hale gelecektir. Ankara ile İstanbul
arasını bir buçuk saate indirecek Şinkansenlerimiz de
olur.
Bütün bu rüyanın
gerçekleşmesi dileğiyle. Ben bu konuda bütün birikimimle
İstanbul’a hizmet etmekte isterim. Bizi duyup dinleyen
olursa tabi ki.... |