Rahman ve
Rahim olan Cenabı Allah, insanı en güzel fıtrat
üzerine yarattı. İçinde barınacağı kâinatı da
kendisinin hizmetine sundu. Dünya küresini
insanoğlunun bütün ihtiyaçları için noksansız
donattı. Dağların dizilişi, denizlerin serilmesi,
ağaçlar ve canlı cansız cümle mahlûkatta bizim için
ibretler halk eyledi. Yüce Allah kitabı keriminde
defalarca insanoğlunu bu şaheserlere bakarak ibret
alması için uyarır.
" Hem Odur
ki yeri yaydı. Orada sağlam dağlar yükseltti,
ırmaklar akıttı. Her meyvenin içinde iki eş yarattı.
Sürekli olarak geceyi gündüze bürüyüp duruyor.
Elbette bunlarda iyice düşünen kimseler için alacak
nice dersler ve ibretler vardır " ( 13/3 )
Günümüzden
bir kaç yüz sene evvel yaşayanlar bugüne nazaran
daha temiz bir çevreye sahiptiler. Geçmiş
nesillerimiz çevrelerine daha bir ibret nazarı ile
bakıyorlardı. Çiçeklere bakarlar, yıldızlara
bakarlar Mevla'nın mucizelerinin tanığı olurlardı.
Bugün için düşünürsek İstanbul'da ömrünü geçiren bir
kardeşimiz bir vesileyle memleketine gitse. Mesela
Trabzon Of ilçesinde bir yaz akşamı yayla evinin
bahçesinde uzansa. Gökyüzünde arzı endam eden
sayısız yıldızın görüntüsü ile mest olur. Bu manzara
onun imanını daha da
Modern
dünyanın insanı Rabbinin sanatına ilgisiz kalmakta,
kendi eliyle vücuda getirdiği teknolojik
gelişmelerin esiri olmaktadır. Cenabı Allah'ın
kudret sanatını temaşa etmeyen, bir böceğin, bir
çiçeğin aşkını hissetmeyen insan kendi geliştirdiği
alet edevatın tutsağı olmuştur. Her yeni çıkan
otomobilin etrafında binlerce hayran nazar
toplamakta, her yeni çıkan telefon adeta
kapışılmaktadır. Bunun sınırı nereye dayanır. Bu
tüketim çılgınlığı nerede biter, Allah bilir.
Oysa Allah
kendi ellerimizle yaptığımız eşyaya bağlanmamızı
asla arzulamaz. Allah birçok kereler yaratmış olduğu
kâinatı temaşa etmemizi emir buyurur. Kur'an-ı Kerim
her ayetiyle akıllarımıza durgunluk verir. Bu yüce
kitap her emir ve yasaklarıyla bizleri adam etmeye
çalışır. Ondan ve Resulullah ( SAV ) efendimizden
daha güzel mürebbiye var mı?
Allah Teala
Kaf suresinde, ifade ettiğimiz gerçeklere çok güzel
açılım getiriyor. Kaf suresinin 6.7.8.9.10. ayetleri
düşünen insan için çok derin dersler ihtiva
etmektedir.
" Hiç
üzerinizde ki göğe bakmazlar mı? Bakıp da bizim onu
nasıl sağlamca bina ettiğimizi, onda en ufak bir
çatlaklık, dengesizlik olmadığını düşünmezler mi? (
50/6 )
Gökyüzü
âlemi akıllara durgunluk verecek derecede geniş ve
muazzamdır. Dünyamızdan yüzlerce defa daha büyük
gezegenler uzayda top gibi saniyede bir kaç
kilometre hızla yüzerler. Güneş sistemi Samanyolu
galaksisinin bir köşesinde sıkışmış küçük bir yer
işgal eder. Bunları yaratıp varlıkta tutan muazzam
kudretin, ilkin yoktan yarattığı hayatı ölüm
uykusundan sonra nasıl yaratacağını sorgulamak
tamamen abesle iştigaldir.
" Yeri de
döşedik, oraya dengeyi sağlayacak ağır baskılar
sabit ve ulu dağlar yerleştirdik. Orada gönüller
açan her çeşit bitkiden çiftler bitirdik" ( 50/7)
Erişilmesi
zor yalçın dağlar elbette bir hikmete binaen bina
edilmişlerdir. Doğanın yerkürenin hareketlerine bir
dengeleyicidir. Saatte yaklaşık 1800 km hızla dönen
dünyamızın oluşturduğu rüzgârı dağlar kesmekte ve bu
rüzgârların sebep olacağı zararları önlemektedirler.
Yerkürenin bir alt tabakası manto denilen daha
yumuşak bir yapıdadır. Bu yapıya dağlar adeta kazık
gibi çakılarak bastığımız zemini dengede
tutmaktadırlar. İlgili bilim adamlarımızın bildiği
daha birçok hizmetler bu yalçın dağların üzerine
yüklenmişlerdir.
Allah
yarattığı bitkilerle kullarının yüreklerini,
gözlerini açtığını buyuruyor. Allah kulunun
basiretini arttırmak ve kulun kendisine daha
kuvvetli daha şuurlu yönelmesini murat etmektedir.
Düşünen akleden, basiret sahibi bir kul her bir
çiçekte bir karış toprakta Allah'ın (cc) varlığının
nişanelerini elbette görecektir.
" Bütün
bunları Allah'a yönelecek her kula yaratanın
kudretini hatırlatması, dersler veren birer basiret
nişanesi ve ibret numunesi olmak için yaptık " (
50/8 )
" Gökten
bereketli bir su indirdik. Onunla bahçeler ve
biçilen ekinler, salkım salkım meyvelerle ulu hurma
ağaçları yetiştirdik. " ( 50/9–10 )
Allah bizi
bu dünya da bir eğitime tabi tutuyor. Sınıfımızdaki
duvarlarda ders araç gereçleri asılı olur. Allah (cc)
da dünyayı bize bir dershane gibi döşemektedir.
Eğitim araçlarımız; denizler, yıldızlar, dağlar,
taşlar, kuşlar böceklerdir.
Allah bu
ayetlerde bize bir metot öğretiyor. O da yaptıktan
sonra güzelleştirmek. Allah gökyüzünü yaptığını ve
onu süslediğini ifade ediyor. Tezyin sanatçılarının
baştacı Allah (cc) dur. Bir güle bir menekşeye
baktığımızda Allah'ın " el-Muvassır" ismini
görürsünüz. Bebeğinize, sevdiklerinize,
sevmediklerinize bakın. Hepsinde Allah'ın nişanesini
göreceksiniz. ( Mahmut Toptaş, Şifa Tefsiri. c-7.
s-218)
Allah'ın ayetlerinde, yarattıklarında düşünen
insanlar için sayısız ibretler vardır. Allah'ın
mucizevî yaratıkları, ayetleri göz önüne alındığında
Allah'a ortak koşmak mümkün değildir. İnsan olmak,
aydın münevver bir insan olmak için evvela Allah'a
kul olmak şarttır |