Yunus kıssası,
Kuran’da bazı surelerde Hazreti Yunus’un kavmiyle
birlikte denizde bir gemide seyirdeyken yaşadığı
tecrübeleri anlatan önemli bir kıssadır. Mecaz ve
sembollerle örülü ayetleri hatırlayalım öncelikle.
“Doğrusu Yunus
da gönderilen Resullerdendi. Gemide olanlarla birlikte
karşılıklı kura çektiler de yenilenlerden oldu. Yunus
kendini kötülerken onu bir balık yuttu. Eğer Allah’ı
tesbih edenlerden olmasaydı tekrar dirilecekleri güne
kadar balığın karnında hapis kalacaktı. Halsiz bir
vaziyette kendisini dışarı çıkardık ve üstüne geniş
yapraklı bir ağaçla gölge yaptık. (Şecere-i Yaktiyn).
Onu yüz bin ya da daha fazla kişiye resul olarak
gönderdik. Sonunda ona iman ettiler. Bunun üzerine biz
de onları bir süreye kadar yaşattık.
Saffat
Suresi139-148
Benzer bir ayet
örneği de Enbiya suresinde verilir. ”Zünnun’a gelince
öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini
sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Nihayet karanlıklar
içindeyken “İlah yok. Sadece sen varsın. Seni tenzih
ederim sübhansın. Gerçekten ben zalimlerden oldum” dedi.
Bunun üzerine onun duasını kabul ettik ve ona necat
vererek kederden kurtardık. İşte biz müminleri böyle
kurtarırız.
Enbiya
Suresi87-88
Ayetlerin Batıni
anlamlarına nüfuz ettiğimizde mecaz ve sembolleri şu
şekilde sıralayabiliriz:
Yunus’un
karanlık gecesi bizim için meçhul olan geleceğimizi
sembolize etmektedir. Gaflet perdemizin kalınlaşması
nispetinde zulmetin yoğunluğu da artmaktadır.
Yunus’un denizi
yeryüzünü simgeler. Denizde dalgalar husule geldiği gibi
bu dünya denizinde de doğum ve ölüm gibi sürekli
çalkantılar ve dönüşümler yaşanmaktadır. Bu denizin
dalgalarının yoğunluğu da kat be kat fazladır.
Yunus’un balığı
hakikatte nefsimizdir. Bizi sürekli bedensellik
zindanında hapsetmek isteyerek sonsuz yaşamımızı tehdit
etmektedir. Bu yönüyle de daha ziyade tehlike arz eder.
Yunus’un yüzdüğü
gemi ise ilimle seyri temsil eder.
Bütün bu
verileri değerlendirdiğimizde, kıssadan alacağımız hisse
de şudur:
Yunus
Aleyhisselamı kendimize model almalıyız. Zira, bizler
için önemli bir model teşkil etmektedir. Tıpkı onun
yaptığı gibi olaylarda ve oluşlarda etken ve etkili
olarak düşündüğümüz tüm sebeplerden yüz çevirerek direkt
olarak Rabbimize müteveccih olmalıyız. Çünkü o, bütün
sebeplere sebep olan yegâne güçtür. Bizlerin aleyhinde
olarak algıladığımız geleceğimizin, dünyamızın ve
nefsimizin de ancak bizim gafletimiz ve hatalarımız
sebebiyle o hale dönüştüğünü fark ettiğimizde
geleceğimiz de dünyamız da nefsimiz de aydınlığa
kavuşacaktır. Zira O, karanlıkları izale edecek olan
öyle bir zattır ki geleceğimiz O’nun emrinde, dünyamız
O’nun hükmünde, nefsimiz de O’nun idare ve
kontrolündedir.
Yunus kıssasının
en ehemmiyetli diyebileceğim mesajı ise kanaatimce,
mutlak iradeye yaptığı vurgudur. İlahi iradeye külliyen
ister istemez boyun eğme durumunda olduğumuzu bizlere
hatırlatmaktadır. Zira Yunus Aleyhisselam o vaziyetinde
bütün sebepler külliyen sükut etmektedir. Sebepler
sadece vesilelik makamında kalırlar. Tesirleri de
gerçekte yoktur. Hakiki müessir (Tesir edici kuvve)
Allah’tır. Hazreti Yunus, Allah’tan başka varlık
olmadığını ve dolayısıyla da O’ndan başka her hangi bir
dayanağın olmadığını, Ahadiyet sırrının tevhid nuru
içinde açığa çıkıp inkişafıyla aynel yakiyn suretinde
müşahede etmiş ve böylelikle tüm sebeplerin üzerinde
hükmederek tasarrufta bulunmuştur. İnsanın dayanağı
öyle bir zat olmalıdır ki bütün evrende tasarruf
edebilmeli ve atomlardan galaksilere kadar her şeyi emir
tahtında bulundurabilmelidir. O’nun izni ve iradesi
olmadan hiçbir şey, hiçbir cihetle imdat edemez ve
kurtarıcı olamaz. Hidayeti de dalaleti de oluşturan
kendisidir. Özetleyecek olursak:
Gemi aşaması
şeriat aşamasıdır ve İlmel yakiyne tekabül eder. Deniz
aşaması Hakikat aşamasıdır ve Aynel Yakiyne karşılık
gelir. Selamet sahiline çıkıp şecere- i Yaktiyn altında
Rabbani Lütufları müşahede etmesi de Marifettir ki
Hakkul Yakiyn mertebesine remizdir.
Kurânda geçen
Şecere- i Yaktiyn ifadesini çekirdek konumundaki
İlmel Yakiyn mertebesinin en son aşaması olarak
değerlendirebiliriz, ağaç sembolizmi çerçevesinde.
Yaktiyn kelimesindeki Tiyn, incir anlamında olup
kesret içinde vahdetin sembolüdür. Bu
noktada Hazreti Yunus, denizdeyken Ahadiyet sırrı
Tevhid nuru içinde inkişaf ederek gelişmiş ve bu
inkişaf, Yaktiyn ağacı altında vahdetin, kesret içinde
müşahedesinin kemale ermesiyle doruk noktaya ulaşmıştır.
Böylelikle, kesret içinde vahdet hakikati yakiynen
bilinmiştir. (yakiyn+tiyn=Yaktiyn)
İstifade Edilen Kaynaklar:
Kuranı Kerim Meali
Üstad Ahmed Hulusi (Cuma Sohbetleri)
Bediüzzaman (Lem’alar) |