Bazı Ayetler ve Anlamları -15-

Ve minennâsi men yücâdilü fillâhi biğayri ılmin ve yettebiu külle şeytânin merîd. (22/3)
Allah hakkında, ilim sahibi olmadan mücadele eden ve azılı şeytana tâbi olan insanlar vardır.

Ve minennâsi men yucâdilü fillâhi biğayri ılmin velâ hüden velâ kitâbin münîr. (22/8)
İnsanlardan bir kısım var ki, ilim sahibi olmadan, rehberleri ve aydınlatıcı bir kitabı bulunmadan, Allah hakkında mücadele eder.

Zâlike bimâ kaddemet yedâke ve ennellâhe leyse bizallâmin lil abîd. (22/10)
Bu, senin yaptıklarının karşılığıdır. Allah, kullarına zulm edici değildir...

Ve minennâsi men ya'büdüllâhe alâ harf, fein esâbehü hayrunitmeene bih, ve in esâbethü fitnetünin kalebe alâ vechih , hasired dünya velahireh, zâlike hüvel hüsrânül mübîn. (22/11)
İnsanlardan kimisi, Allah'a bir yönden ibadet eder. Kendisine bir hayır isabet ederse ona sarılır, bir fitne isabet ederse yüzünü çevirir. Dünyada ve ahirette ziyan eden odur. İşte bu, en büyük hüsrandır.

İnnellâhe yef'alü mâ yürîd. (22/14)
Şüphesiz, Allah dilediğini yapar...

Ennellâhe yehdî men yürîd. (22/16)
Muhakkak, Allah dilediğine hidayet eder. ....

İnnellâhe yef'alü mâ yeşâ'. (22/18)
Kesinlikle, Allah istediğini yapar...

Vele yensurennellâhü men yensurûh.... (22/40)
Allah, kendine yardım edene yardım eder...

.... feinnehâ lâ ta'mel ebsâru ve lâkin ta'mel kulûbülletî fissudûr. (22/46)
Gerçek şu ki; Gözler kör olmaz.. Fakat, göğüsler içindeki kalpler kör olur.. (Bilincin basireti örtülür)

.... ve inne yevmen ınde rabbike keelfi senetin mimmâ teuddûn. (22/47)
Rabbinin indinde bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.

Ve li ya'lemellezîne ûtül ılme.... (22/54)
Kendilerine ilim verilenler...

Zâlike bi ennellâhe hüvel hakk.... (22/62)
Allah, bizatihi Hak'tır...

...İnnel insâne le kefûr.. (22/66)
Doğrusu, insan çok nankördür..

Mâ kaderullâhe hakka kadrih.... (22/74)
Allah'ı hakkıyla idrâk edemediler.

MÜ'MİNUN

Kad eflehal mü'minûn. (23/1)
Muhakkak, mü'minler felah bulmuşlardır..

Ellezîne hüm fî salâtihim hâşiûn. (23/2)
Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler.

Vellezîne hüm anillağvi mu'ridûn. (23/3)
Onlar ki, boş ve yararsız şeyden yüz çevirirler.

Vellezîne hüm lizzekâti fâılûn. (23/4)
Onlar ki, zekât verirler.

Vellezîne hüm lifürûcihim hâfizûn. (23/5)
Onlar ki, iffetlerini korurlar.

İllâ alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânühüm, feinnehüm ğayru melûmîn. (23/6)
Ancak, kendi zevcelerine veya sahip oldukları cariyelerine karşı münasebetleri müstesnadır. Kınanmış da değillerdir.

Femenibteğâ verâe zâlike feülâike hümül âdûn. (23/7)
Bu sınırları aşmak isteyenler, hadlerini aşanlardır.

Vellezîne hüm li emânâtihim ve ahdihim râûn. (23/8)
Onlar, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.

Vellezîne hüm alâ salevâtihim yühâfizûn. (23/9)
Ve onlar ki, namazlarına devam ederler.

Ve lekad halaknâ fevkaküm seb'a tarâig. (23/17)
Yemin olsun biz, üzerinizde yedi yol yarattık..

Kâle rabbinsurnî bimâ kezzebûn. (23/26)
(Nuh):" Rabbim, beni yalanlamalarına karşılık bana yardım et" dedi...

02/04/2002
http://sufizmveinsan.com

Ön sayfa