Vallâhü
haleka külle dâbbetin min mâ'....... yahlükullahü mâ yeşâ'....
(24/45)
Allah, bütün canlıları
sudan yarattı...... istediğini yaratır.
....
vallâhü yehdî men yeşâu ilâ sıratın mustekîm. (24/46)
Allah, istediğini sırat-ı müstakıyme
hidayet eder
Etîullâhe
ve etîur rasûl .... ve in tutîûhü tehtedû ve mâ alerrasûli
illel belâğul mubîn. (24/54)
Allah'a ve Rasulü'ne itaat
ediniz!.. O'na itaat ederseniz hidayet bulursunuz, Rasule düşen
sadece, apaçık bir uyarıdır.
Ve
ekîmüssalâte ve atüzzekâte ve etîurrasûle lealleküm turhamûn.
(24/56)
Namazı ikame edin, zekâtı
verin ve Rasul'e itaat edin ki, rahmete ulaşasınızl..
La
tec'alû duâ'errasûli beyneküm keduâi ba'diküm ba'd.... (24/63)
Rasul'ü, kendi aranızda
birbirinizi çağırır gibi çağırmayın!..
....
ve lem yekün lehû şerîkün fil mülki ve haleka külle şey'in fe
kadderahû takdîrâ. (25/2)
Mülkünde ortağı olmayan ve
her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden
O'dur.
Kul
enzelehüllezî ya'lemus sırra fis semâvâti vel'ard.... (25/6)
De ki: "O'nu semalardaki
ve yerdeki sırları bilen Allah, inzal etti.
"Ve
kâlû mâli hâzerrasûli ye'külüt taâme ve yemşî fil esvâk....
(25/7)
Ve kâfirler, "Bu nasıl
resuldür ki, yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor?.."
dediler...
Ve
lâkin metta'tehüm ve âbâehüm hattâ nesüzzikra ve kânû kavmen
bûrâ. (25/18)
Fakat onları ve babalarını o
kadar bol nimetlere gark ettik ki, onlara dalarak ayetlerini tefekkürden
gaflete düştüler ve nihayet Zikr'i unuttular. Ve, böylece
mahvolmaları kesinleşen bir topluluk oldular.
Ve
kadimnâ ilâ mâ amilû min amelin fecealnâhü hebâen menşûra.
(25/23)
Onların yaptıkları her bir
(iyi ) işi boşa gitmiş, saçılmış zerreler gibi değersiz kılarız.
...
yâ leytenit tehaztü mearrasûli sebîlâ. Yâ veyletâ leytenî lem
ettehiz fülânen halîlâ. (25/27-28)
"Keşke rasule tâbi olup
onunla beraber bir yol tutsaydım. Yazık bana!. keşke filân kimseyi
dost edinmeseydim" der.
"
Eraeyte men ittehaze ilâhehû hevâh.... (25/43)
Kendi hevasını tanrı edineni
gördün mü?
Em
tahsebu enne ekserahüm yesmeûne ev ya'kılûne in hüm illâ kel en'âmi
bel hüm edallü sebîlâ. (25/44)
Yoksa, ekserisinin duyduğunu
veya kavradıklarını mi zannediyorsun?.. Onlar, ancak hayvanlar gibi
hatta daha da sapıktırlar..
Ve
hüvellezî haleka minel mâi beşeren.... (25/54)
O Allah ki, su'dan beşeri
yarattı..
Ellezî
halekassemâvâti vel arda ve mâ beynehümâ fî sitteti eyyamin sümmestevâ
alel arş errahmânü fes'el bihî habîrâ (25/59)
O, semâları ve yeri ve aralarında
olanları altı günde yaratan, sonra Arş'ın üzerinde hükümran
olandır. O, Rahman'dır. Bunu, haberdar olandan sor!..
Tebârekellezî
ceale fissemâi bürûcen ve ceale fîhâ siracen ve kameren munîrâ.
(25/61)
Sema'da burçları meydana
getiren, yüce'dir...
....
rabbenasrif annâ azâbe cehenneme inne azâbehâ kâne ğarâmâ.
(25/65)
Rabbimiz, bizden cehennem azabını
çevir. Doğrusu, azabı, geçici değil, daimidir.
İllâ
men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan feülâike yübeddilullâhu
seyyiâtihim hasenât.... (25/70)
Ancak, tevbe eden ve iman edip
iyi amel işleyen kimselerin günahını Allah iyiliğe çevirir.
....
rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrete a'yünin
vec’alnâ lil müttekîne imâmâ. (25/74)
"Rabbimiz, bize
zevcelerimizden ve zürriyetlerimizden gözlerimizin sürürü olacak
iyi kimseler ihsan et!.. Ve, bizi takva sahiplerine imam kıl!.."
derler.