Bazı Ayetler ve Anlamları -19-

 

KASAS SÛRESİ

Kâle rabbi innî zalemtü nefsî fağfirlî feğafera leh..,. (28/16)
"Rabbim, nefsime zulmettim, beni bağışla," dedi.. Bunun üzerine Allah, O'na mağfiret etti..

Felemmâ etâhâ nûdiye.... mineş şecerti en yâ Mûsâ innî enellâhü rabbül âlemîn, (28/30)
Ağaçtan şöyle nidâ olundu:
"Ya Mûsa, Ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'ım!..

Fe in lem yestecîbû leke fa'lem ennemâ yettebiûne ehvâehüm ve men edallü mimenittebea hevâhü biğayri hüden minellâh.... (28/50)
Senin davetini kabul etmezlerse bil ki, onlar hevâlarına tâbi oluyorlar. Allah'ın hidayeti olmaksızın hevâlarına tâbi olanlardan daha sapık kim olabilir?..

.... ve kâlû lenâ a'mâlünâ ve leküm a'mâlüküm selâmün aleyküm lâ nebteğîl câhilîn. (28/55)
"Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size.. Emniyettesiniz!.. Biz cahillerle uğraşmayız!..

İnneke lâ tehdî men ehbebte ve lâkinellâhe yehdî men yeşâ'. (28/56)
(Habibim!.) "Doğrusu sen, her sevdiğini hidayete erdiremezsin!. Ancak Allah, istediğine hidayet eder!..

.... min şey'in femetâul hayâtid dünyâ ve zînetühâ ve mâ ındellâhi hayrun ve ebgâ efelâ ta'kılûn. (28/60)
Dünya hayatının mallarından ve güzelliklerinden hiç bir şey Allah indinde hayırlı ve kalıcı olanlar gibi değildir. Hâlâ akletmeyecek misiniz?..

Ve rabbüke yahlügu mâ yeşâü ve yahtâr, mâ kâne lehümül hıyerah.... (28/68)
Rabbin dilediğini halk eder ve dilediğini seçer.. Onların ihtiyarları (tercih hakları) yoktur, insanlar takdirlerindekini yapmak zorundadır...

Felâ tekûnenne zahîran lil'kâfirîn. (28/86)
Sakın gerçeği örtenlere arka çıkma!..

Ve lâ ted'u meallâhi ilâhen âhar, lâ ilâhe illâ HÛ, küllü şey’in hâlikün illâ vechehû, lehül hükmü ve ileyhi turceûn. (28/88)
Allah yanı sıra tanrı edinme!.. Tanrı yoktur, yalnız HÛ.. O'nun vechi, haricinde her şey"YOK"tur.. Hüküm O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz!..

ANKEBÛT SÛRESİ

Ehasiben nâsü en yutrekû en yekûlû âmennâ ve hüm lâ yuftenûn. (29/2)
İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "iman ettik" demekle bırakılacaklarını mı sanırlar?..

Ve men câhede feinnemâ yücâhidü li nefsihî , innellâhe le ğaniyyün anil âlemîn (29/6)
Mücahede eden, kendi nefsi için mücahede etmiş olur. Kesinlikle Allah, alemlerden Ganî'dlr

Ve vessaynel insâne bivâlideyhi hüsnâ , ve in câhedake lituşrike bî mâ leyse leke bihî ılmün felâ tütı'hümâ.... (29/8)
Biz İnsana, ebeveynine iyi muamelede bulunmasını tavsiye ettik.. Eğer onlar seni, hakkında bilgi sahibi olmadığın bir konuda şirke zorlarlar ise, itaat etme!..

Ve kâlellezîne keferû lillezîne âmenuttebiû sebîlenâ vel nehmil hatâyâküm vemâ hüm bihâmilîne min hatâyâhüm min şey'.... (29/12)
Kâfirler, iman edenlere: "Bizim yolumuza tâbi olun, sizin günâhlarınızı biz yüklenelim." derler.. Halbuki onların hatalarından bir şey yüklenecek değillerdir.

Ve mâ alerrasûli illel belâğul rnübîn. (29/18)
Rasûl'e düşen, apaçık bir uyarıdır...

Yuazzibü men yeşâü ve yerhamü men yeşa’ ve ileyhi tuglebûn. (29/21)
O, dilediğine azâb, dilediğine hidâyet verir.. Ve, O'na döndürüleceksiniz!..

....İnnî mühâcirün ilâ rabbî , innehû hüvel Azîzül Hakîm. ( 29/26) (İbrahim dedi ki): "Ben, Rabbime hicret ediyorum.. Muhakkak O, Azîz ve Rahim'dir..

Kâle, rabbinsur nî alel'kavmil'müfsîdîn. (29/30)
(Lût)"Rabbim, fesadçılar kavmine karşı, bana yardım lütfet.." dedi.

.... Ve zeyyene lehümüş şeytânü a'mâlehüm fesaddehüm anissebîli ve kânû müstebsırîn. (29/38)
Şeytan, onlara yaptıkları işleri güzel gösterip böylece onları doğru yoldan (Allah öğretisinden) saptırdı.

30/04/2002
http://sufizmveinsan.com

Ön sayfa