Bazı Ayetler ve Anlamları -20-


Ve tilkel emsâlü nadribühâ linnâsi ve mâ ya'kılühâ illel âlimûn. (29/43)
İnsanlara ibret olarak verdiğimiz bu misalleri, ancak âlim olanlar anlar..

Halekallâhüs semâvâti vel arda biI Hakk inne fî zâlike leâyeten lil mü'minîn. (29/44)
Allah,semaları ve yeri Hak olarak yarattı. Bunda mü'minler için ibret vardır.

.... innes salâte tenhâ anil fahşâi vel münker, ve le zikrullâhi ekber.... (29/45)
Namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten korur. Muhakkak Allah zikri ekber'dir....

Ve mâ künte tetlû min kablihî min kitâbin ve lâ tehuttuhu biyemînike. ((29/48)
Sen bundan önce bir kitab okumuyordun, sağ elinle de o'nu yazmıyordun.

Küllü nefsin zâikatul mevti sümme ileynâ turceûn. (29/57)
Bütün nefsler, ölümü tadıcıdır.. Sonra, bize döndürüleceksiniz..

Allâhu yebsüturrızka limen yeşâü min ıbâdihî ve yekdiru leh.... (29/62)
Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletir ve ona takdîr eder

.... Kulilhamdülillâh , bel ekserühüm lâ ya'kılûn. (29/63)
De ki: "Hamd, Allah'ındır!.." Fakat, çoğunluk bunu idrak etmez!..

Ve mâ hâzihil hayâtüd dünyâ illâ levhün ve leıb , ve inned dârel âhirete lehiyel hayevân, lev kânû ya'lemûn. (29/64)
Şu dünya yaşamı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret ise, gerçek hayatın ta kendisidir..

Ve men ezlemü mimmenifterâ alellâhi keziben ev kezzebe bil Hakkı lemmâ câeh eleyse fî cehenneme mesven lil kâfirîn. (29/68)
Allah'a karşı yalan uyduran yahut varlığındaki Hakk'ı inkâr edenden daha zalim var mı?.. Cehennem'de kâfirlere yer mi yok!..

Vellezîne câhedû fînâ lenehdiyennehüm sübülenâ ve innellâhe lemeal muhsinîn. (29/69)
Bizim uğrumuzda mücahede edenleri elbette kendi yollarımıza eriştiririz.
Allah ihsan edenlerle beraberdir.

RÛM SÛRESİ

Ya'lemûne zâhiren minel hayâtid dünyâ ve hüm anil ahireti hüm ğâfilûn. (30/7)
Onlar, dünya hayatının sadece zahirini bilirler. Ve. ahiretten gafildirler..

Evelem yetefekkerû fî enfüsihim , mâ halekallâhüssemâvâti vel arda ve mâ beynehümâ illâ bil Hakkı ve ecelin müsemmâ.... (30/8)
Onlar kendi kendilerine; Allah'ın, semâları, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak, Hak olarak ve belli bir süre için yarattığını, hiç düşünmediler mi?

Fe sübhânallâhi hîne tümsûne ve hîne tusbihûn. (30/17)
O halde, tesbih Allah için…. Akşama erdiğinizde, sabaha ulaştığınızda!..

Ve lehül hamdü fîssemâvâti vel ardı ve aşiyyen ve hîne tüzhırûn. (30/18)
Gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde.. (Allah'ı tesbih edin!.) ki, Semâlarda ve yeryüzünde hamd, O'na mahsustur..

.... inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn. (30/21)
Şüphesiz bunda, tefekkür etsinler diye kavimler için âyetler vardır. ...

İnne fî zâlike le âyâtin li kavmin ya'kilûn. (30/24)
Şüphesiz bunda, akletsinler diye kavimler için âyetler vardır.

Ve lehü men fissemâvâti vel'ard, küllün lehû kânitûn. (30/26)
Semalar'da va arz'da olanlar hepsi O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmektedir.

Belittebeallezîne zalemû ehvâehüm biğayri ılm, femen yehdî men edallellâhü..... (30/29
Zulme sapanlar ise, ilimden habersiz olarak zanlarına tâbi oldular. Allah'ın dalâlete düşürdüğünü, kim hidayete erdirebilir?..

Feekım vecheke liddîni hanîfa, fıtratallâhilletî fetarennâse aleyhâ, lâ tebdîle lihalkillâhi, zâliked dînül kayyim, ve lâ kinne ekserennâsi lâ ya'lemûn. (30/30)
Vechini Hanif olarak dine döndür. O Allah Fıtratı ki, insanları onun üzerine yaratmıştır; Allah'ın (belli bir amaç ve programla) yarattığı varlığında asla program değişikliği olmaz!.

07/05/2002
http://sufizmveinsan.com

Ön sayfa