Halekallâhüs
semâvâti vel arda biI Hakk inne fî zâlike leâyeten lil mü'minîn.
(29/44)
Allah,semaları ve yeri Hak
olarak yarattı. Bunda mü'minler için ibret vardır.
....
innes salâte tenhâ anil fahşâi vel münker, ve le zikrullâhi
ekber.... (29/45)
Namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten
korur. Muhakkak Allah zikri ekber'dir....
Ve
mâ künte tetlû min kablihî min kitâbin ve lâ tehuttuhu biyemînike.
((29/48)
Sen bundan önce bir kitab
okumuyordun, sağ elinle de o'nu yazmıyordun.
Küllü
nefsin zâikatul mevti sümme ileynâ turceûn. (29/57)
Bütün nefsler, ölümü tadıcıdır..
Sonra, bize döndürüleceksiniz..
Allâhu
yebsüturrızka limen yeşâü min ıbâdihî ve yekdiru leh....
(29/62)
Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletir ve ona takdîr
eder
....
Kulilhamdülillâh , bel ekserühüm lâ ya'kılûn. (29/63)
De ki: "Hamd, Allah'ındır!.."
Fakat, çoğunluk bunu idrak etmez!..
Ve
mâ hâzihil hayâtüd dünyâ illâ levhün ve leıb , ve inned dârel
âhirete lehiyel hayevân, lev kânû ya'lemûn. (29/64)
Şu dünya yaşamı, oyun ve eğlenceden
başka bir şey değildir. Ahiret ise, gerçek hayatın ta
kendisidir..
Ve
men ezlemü mimmenifterâ alellâhi keziben ev kezzebe bil Hakkı lemmâ
câeh eleyse fî cehenneme mesven lil kâfirîn. (29/68)
Allah'a karşı yalan uyduran
yahut varlığındaki Hakk'ı inkâr edenden daha zalim var mı?..
Cehennem'de kâfirlere yer mi yok!..
Vellezîne
câhedû fînâ lenehdiyennehüm sübülenâ ve innellâhe lemeal
muhsinîn. (29/69)
Bizim uğrumuzda mücahede
edenleri elbette kendi yollarımıza eriştiririz.
Allah ihsan edenlerle beraberdir.
RÛM
SÛRESİ
Ya'lemûne
zâhiren minel hayâtid dünyâ ve hüm anil ahireti hüm ğâfilûn.
(30/7)
Onlar, dünya hayatının
sadece zahirini bilirler. Ve. ahiretten gafildirler..
Evelem
yetefekkerû fî enfüsihim , mâ halekallâhüssemâvâti vel
arda ve mâ beynehümâ illâ bil Hakkı ve ecelin müsemmâ....
(30/8)
Onlar kendi kendilerine; Allah'ın,
semâları, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak, Hak olarak
ve belli bir süre için yarattığını, hiç düşünmediler mi?
Fe
sübhânallâhi hîne tümsûne ve hîne tusbihûn. (30/17)
O halde, tesbih Allah için….
Akşama erdiğinizde, sabaha ulaştığınızda!..
Ve
lehül hamdü fîssemâvâti vel ardı ve aşiyyen ve hîne tüzhırûn.
(30/18)
Gündüzün sonunda ve öğle
vaktine eriştiğinizde.. (Allah'ı tesbih edin!.) ki, Semâlarda ve
yeryüzünde hamd, O'na mahsustur..
....
inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn. (30/21)
Şüphesiz bunda, tefekkür
etsinler diye kavimler için âyetler vardır. ...
İnne
fî zâlike le âyâtin li kavmin ya'kilûn. (30/24)
Şüphesiz bunda, akletsinler
diye kavimler için âyetler vardır.
Ve
lehü men fissemâvâti vel'ard, küllün lehû kânitûn. (30/26)
Semalar'da va arz'da olanlar
hepsi O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmektedir.
Belittebeallezîne
zalemû ehvâehüm biğayri ılm, femen yehdî men edallellâhü.....
(30/29
Zulme sapanlar ise, ilimden
habersiz olarak zanlarına tâbi oldular. Allah'ın dalâlete düşürdüğünü,
kim hidayete erdirebilir?..
Feekım
vecheke liddîni hanîfa, fıtratallâhilletî fetarennâse aleyhâ, lâ
tebdîle lihalkillâhi, zâliked dînül kayyim, ve lâ kinne ekserennâsi
lâ ya'lemûn. (30/30)
Vechini Hanif olarak dine döndür.
O Allah Fıtratı ki, insanları onun üzerine yaratmıştır; Allah'ın
(belli bir amaç ve programla) yarattığı varlığında asla program
değişikliği olmaz!.