Bazı Ayetler ve Anlamları -23-


Evelem yehdi lehüm kem ehleknâ min kablihim minel gurûni yemşûne fî mesâkinihim , inne fî zâlike leâyât , efelâ yesmeûn. (32/26)
Halen yurtlarında gezip dolaştıkları kendilerinden önceki nice nesilleri helak edişimiz onları hidayete sevk etmedi mi?..Bunlarda elbette ibretler vardır. Hâlâ kulak vermezler mi?..

Evelem yerev ennâ nesûgulmâe ilel ardıl cürüzi fenuhricü bihî zer'an te' külü minhü en'âmühüm ve enfüsühüm , efelâ yubsirûn. (32/27)
Bizim, çorak yerlere suyu ulaştırdığımızı, onunla hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri ekinleri çıkardığımızı görmediler mi?.. Basiretleri yok mu?..

Ve yegûlûne metâ hâzel fethu in küntüm sâdigîn. (32/28)
Ve, "Eğer doğru sözlü iseniz, bu fetih günü ne zaman?.." derler..

Kul yevmel fethi lâ yenfeullezîne keferû îmânühüm ve lâ hüm yünzarûn. (32/29)
De ki: "Fetih günü, o, gerçeği örtenlere imanları fayda vermeyecek, kendilerine mühlet de tanınmayacaktır.

Fea'rıd anhüm ventazır innehüm müntezırûn. (32/30)
Artık sen, onları bırak ve bekle!. Zaten onlar da beklemektedirler..

AHZÂB SÛRESİ
Mâ cealellâhü li racülin min galbeyni fî cevfihî.... (33/4)
Allah, bir erkeğin içinde iki kalp yaratmadı...(Aslolan senin var sandığın izafi benliğin değil, mutlak Ben'liğindir)

Ennebiyyü evlâ bilmü'minîne min enfüsihim.... (33/6)
"B"nin sırrına sahip mü'minlere, nebiler (nübüvvet boyutu) kendi nefslerinden daha yakındır.

Gul men zellezî ya'simüküm minellâhi in erâde biküm sûen ev erâde biküm rahmeh... (33/17)
De ki:"Allah, size bir kötülük veya bir rahmet dilemiş ise, bunun size ulaşmasını kim engelleyebilir.

Ülâike lem yu'minû feahbetallâhü a'mâlehüm. (33/19)
Onlar iman etmemişlerdir.. Bu nedenle de Allah, onların amellerini boşa çıkarmıştır..

Vezkürne mâ yütlâ fî büyûtikünne min âyâtillâhi vel hıkmeh.... (33/34)
Oturunuz da evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti anın.
Vemâ kâne limü'minin velâ mü'minetin izâ kadallâhü ve rasûlühû emran en yekûne lehümül hıyeretü min emrihim , ve men ya'sillâhe ve rasûlehû fegad daIIe dalâlen mübînâ. (33/36)

Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman mü'min bir erkek ve kadına o işte muhayyerlik yoktur.
Her kim, Allah ve Rasûlüne âsi olursa, çok açık bir hataya düşmüş olur.

.... Ve kâne emrullâhi kaderen makdûra. (33/38)
Allah'ın emri, takdir olunmuş kat'i bir hükümdür.

Ve lâkin Rasûlellâhi ve hâtemennebiyyîn. (33/40)
Ancak Muhammed Allah Rasulü ve nebilerin hatemidir.

Ya eyyühellezîne âmenüzkürullâhe zikren kesîrâ. (33741)
Ey iman edenler!. Allah'ı çok zikredin!.

Ve sebbihû hü bükraten ve esîlâ. (33/42)
Allah'ı çok çok zîkredin!..

Yâ eyyühennebiyyü innâ erselnâke şâhiden ve mübeşşiren ve nezîrâ. (33/45)
Ey Nebi!. Biz seni şahid, müjdeci ve uyarıcı olarak irsal eyledik..

... Lâ müste'nisîne lihadîs inne zâliküm kâne yü'zinnebiyye feyestehyî minküm. (33/53)
Sohbete dalıp oturmayın!.. Çünkü bu haliniz Nebî’ye eza vermektedir. Fakat O, sizden (bunu size söylemekten) utanmaktadır.

İnnellâhe ve melâiketehû yüsallûne alennebiyy, yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ. (33/56)
Muhakkak ki, Allah ve melekleri Nebi’ye salat ederler.. Ey iman edenler!. Siz de O'na teslimiyetle, salat ve selâm getirin!..

28/05/2002
http://sufizmveinsan.com

Ön sayfa