Evelem yehdi lehüm
kem ehleknâ min kablihim minel gurûni yemşûne fî mesâkinihim ,
inne fî zâlike leâyât , efelâ yesmeûn. (32/26)
Halen
yurtlarında gezip dolaştıkları kendilerinden önceki nice
nesilleri helak edişimiz onları hidayete sevk etmedi mi?..Bunlarda
elbette ibretler vardır. Hâlâ kulak vermezler mi?..
Evelem
yerev ennâ nesûgulmâe ilel ardıl cürüzi fenuhricü bihî zer'an
te' külü minhü en'âmühüm ve enfüsühüm , efelâ yubsirûn.
(32/27)
Bizim, çorak yerlere suyu ulaştırdığımızı,
onunla hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri ekinleri çıkardığımızı
görmediler mi?.. Basiretleri yok mu?..
Ve
yegûlûne metâ hâzel fethu in küntüm sâdigîn. (32/28)
Ve, "Eğer doğru sözlü iseniz,
bu fetih günü ne zaman?.." derler..
Kul
yevmel fethi lâ yenfeullezîne keferû îmânühüm ve lâ hüm yünzarûn.
(32/29)
De ki: "Fetih günü, o, gerçeği
örtenlere imanları fayda vermeyecek, kendilerine mühlet de tanınmayacaktır.
Fea'rıd
anhüm ventazır innehüm müntezırûn. (32/30)
Artık sen, onları bırak ve bekle!.
Zaten onlar da beklemektedirler..
AHZÂB
SÛRESİ
Mâ cealellâhü
li racülin min galbeyni fî cevfihî.... (33/4)
Allah,
bir erkeğin içinde iki kalp yaratmadı...(Aslolan senin var sandığın
izafi benliğin değil, mutlak Ben'liğindir)
Ennebiyyü
evlâ bilmü'minîne min enfüsihim.... (33/6)
"B"nin sırrına sahip mü'minlere,
nebiler (nübüvvet boyutu) kendi nefslerinden daha yakındır.
Gul
men zellezî ya'simüküm minellâhi in erâde biküm sûen ev erâde
biküm rahmeh... (33/17)
De ki:"Allah, size bir kötülük
veya bir rahmet dilemiş ise, bunun size ulaşmasını kim
engelleyebilir.
Ülâike
lem yu'minû feahbetallâhü a'mâlehüm. (33/19)
Onlar iman etmemişlerdir.. Bu nedenle
de Allah, onların amellerini boşa çıkarmıştır..
Vezkürne
mâ yütlâ fî büyûtikünne min âyâtillâhi vel hıkmeh....
(33/34)
Oturunuz da evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti anın.
Vemâ kâne limü'minin velâ mü'minetin izâ kadallâhü ve rasûlühû
emran en yekûne lehümül hıyeretü min emrihim , ve men ya'sillâhe
ve rasûlehû fegad daIIe dalâlen mübînâ. (33/36)
Allah
ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman mü'min bir erkek ve kadına
o işte muhayyerlik yoktur.
Her kim, Allah ve Rasûlüne âsi olursa, çok açık bir hataya düşmüş
olur.
....
Ve kâne emrullâhi kaderen makdûra. (33/38)
Allah'ın emri, takdir olunmuş kat'i
bir hükümdür.
Ve
lâkin Rasûlellâhi ve hâtemennebiyyîn. (33/40)
Ancak Muhammed Allah Rasulü ve
nebilerin hatemidir.
Ya
eyyühellezîne âmenüzkürullâhe zikren kesîrâ. (33741)
Ey iman edenler!. Allah'ı çok
zikredin!.
Ve
sebbihû hü bükraten ve esîlâ. (33/42)
Allah'ı çok çok zîkredin!..
Yâ
eyyühennebiyyü innâ erselnâke şâhiden ve mübeşşiren ve nezîrâ.
(33/45)
Ey Nebi!. Biz seni şahid, müjdeci ve
uyarıcı olarak irsal eyledik..
...
Lâ müste'nisîne lihadîs inne zâliküm kâne yü'zinnebiyye
feyestehyî minküm. (33/53)
Sohbete dalıp oturmayın!.. Çünkü bu
haliniz Nebî’ye eza vermektedir. Fakat O, sizden (bunu size söylemekten)
utanmaktadır.
İnnellâhe
ve melâiketehû yüsallûne alennebiyy, yâ eyyühellezîne âmenû
sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ. (33/56)
Muhakkak ki, Allah ve melekleri
Nebi’ye salat ederler.. Ey iman edenler!. Siz de O'na teslimiyetle,
salat ve selâm getirin!..
28/05/2002
http://sufizmveinsan.com
|