Bazı Ayetler ve Anlamları -35-

Ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ , mâ künte tedrîmel kitâbü ve lel îmânü ve lâkin cealnâhü nûran nehdî bihî men neşâu min ıbâdinâ , ve inneke le tehdî  ilâ sırâtin müstekîm. (42/52)

Böylece  sana,   emrimizden   bir ruh  vahyattik.   Sen,   kitab   nedir,   iman   nedir bilmezdin.      Fakat      biz,      kullarımızdan      dilediğimizi,      O'nunla      hidayete ulaştırdığımız bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen, doğru yola ulaştıransın.

Z U H R U F   S Û R E S İ

İnnâ cealnâhu Kur'ânen arabiyyen lealleküm ta'kilûn. (43/3)
Biz, O'nu anlayasınız diye Arapça bir Kur'an olarak meydana getirdik.

Ve innehû fî ümmil kitâbi ledeynâ lealiyyün hakîm. (43/4)
Ve O, (Kur'an) indimizdeki   Ümmü-l Kitab'da Yüce ve Hakîm'dir..

Ve cealû lehû min ibâdihî cüz'a , innel insâne lekefûrun mübîn. (43/15)
Kullarından bazıları O' na , cüz isnad ettiler. Şüphesiz insan, apaçık gerçeği, örtendir.

Ve men ya'şü an zikrir Rahmâni nükayyıd lehû şeytânen fe hüve lehû karîn. (43/36)
Kim Rahman'ın zikrinden yüz çevirirse ; biz ona şeytanı musallat ederiz! Artık o, O'na arkadaş olur.

Ve innehüm leyesuddûnehüm anissebîli ve yahsebûne ennehüm muhtedûn. (43/37)
Muhakkak ki şeytanlar onları hidayet yolunda saptırırlar.. Onlar ise hâlâ hidayette olduklarını sanırlar.

Ve len yenfeakümül yevme iz zalemtüm  enneküm fil azâbi müşterikûn. (43/39)
Nefsinize zulmettiğiniz günde, hiç bir şeyin size faydası olmaz!..  Şüphesiz, azapta müştereksiniz!..

Efeente tusmiussumme ev tehdil umye ve men kâne fî dalâlin   mübîn . (43/40)
Sağırlara sen mi duyuracak veya körleri ve apaçık sapıklıkta olanlara hidayet mi edeceksin?..

İnnellâhe hüve rabbî Ve rabbüküm , fa'büdûh. (43/64)
Muhakkak ki Allah, benim de, sizin de rabbinizdir. O'na ibadet edin!.

Ve tilkel cennetülletî ûristümûhâ bimâ küntüm ta'melûn.  (43/72)
İşte, yaptıklarınıza karşılık olarak size verilen Cennet, budur.

Ve mâ zalemnâhüm ve lâkin kânû hümüz zâlimîn. (43/76)
Biz onlara zulmetmedik.. Ancak onlar, kendilerine zulmettiler!.. 

Lekad ci'nâküm bilhakkı velâkinne eksereküm lil hakkı kârihûn. (43/78) 
Yemin olsun ki, biz size Hak olarak  geldik. Ancak, çoğunluğunuz   Haktan hoşlanmayanlarsınız.

Fezerhüm yehûdû ve yel'abû hattâ yülâkû yevme hümüllezî yûadûn. (43 / 83)
Bırak onları şimdi , kendilerine söz verilen güne kavuşuncaya kadar oyalansınlar.

Ve tebârekellezî lehû mülküs semâvâti vel ardı ve mâ beynehümâ , ve ındehû ılmüs sâati , ve ileyhi turceûn. (43/85)
Semaların ve yerin, ve her ikisi arasındakilerin mülkü ve tasarrufu yedinde olan Allah, ne yücedir... Kıyamet anı'nın ilmi de, O'nun katındadır. O'na döneceksiniz!..

D U H Â N     S Û R E S İ

Hâ mîm. (44/1)

Vel  kitâbil  mübîn.  (44/2)
Kitab-ı Mübîn hakkı  için.

İnnâ enzelnâhü fî leyletin mübâreketin innâ künnâ münzirîn.  (44/3)
Biz O'nu mübarek bir gecede inzal etlik. Muhakkak  biz, uyarıcıyız... 

Fîhâ yufraku küllü emrin hakîm. (44/4) 
Tüm,  hikmetli  iş ve oluşlar,  O'nda ayırdedilir 

Emren min ındinâ , innâ künnâ mürsilîn. (44/5)
indimizden Emr'i,  muhakkak ki,  irsal ediciyiz,

Rahmeten min rabbike innehû hüves Semîul alîm.  (44/6)
Bu, Rabbin'den bir rahmettir.. Şüphesiz O. Semi' (Yarattıklarının hitabını her Hal ile  algılayan) va Basir (Yarattıklarının her halini değerlendiren) dir. 

Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehümâ in küntüm mûkınîn. (44/7)
İkan sahibi iseniz bilirsiniz ki, O, semaların, yerin ve aralarındakilerin Rabbi’dir.

17/12/2002
http://sufizmveinsan.com

Ön sayfa