Bazı Ayetler ve Anlamları -36-

Lâ ilâhe illâ Hüve Yuhyî ve Yumît , rabbüküm ve rabbü âbâikümül evvelîn. (44/8)
Sizin ve sizden önceki ecdadınızın Rabbi olan, Yuhyî (hayat veren) ve Yümît (ölümü tattıran, dönüştüren) kendinden gayrı olmayan ancak, O 'dur ...

Belhüm fî şekkin yel'abûn. (44/9)
Fakat onlar, şüphe içinde oynayıp duruyorlar ..

Fertekib yevme te'tis semâü bidühânin mübîn. (44/10)
Sema'nın, apaçık bir duman olarak, vereceği günü bekle!.

Yağşennâs , hâzâ azâbün elîm. (44/11)
İnsanları kuşatıp sarar.. Bu, acı bir azâbtır.

Rabbenekşif annel azâbe innâ mü'minûn.  (44/12) 
Rabbimiz, kaldır bu azabı. Biz gerçekten mü'minleriz.. 

Ennâ lehümüz zikrâ ve kad câehüm rasûlün mübîn. (42/13) 
Nerede onlarda, idrak etmek?.. Kendilerine apaçık bir resul geldiği halde!.. 

Sümme tevellev anhü ve kâlû müallemün mecnûn.  (44/14)
Sonra O'ndan yüz çevirdiler ve,   "Öğretilmiştir, delidir" dediler. 

İnnâ kâşifül  azâbi kalîlen  inneüm  âidûn.  (44/15)
Biz,  azabı  biraz kaldırırız. Ancak,  siz yine eski  halinize dönersiniz!.. 

Yevme nebtışül betşetel  kübrâ , innâ müntekımûn.  (44/16)
Fakat , büyük bir  şiddetle  çarpıp  helak  edeceğimiz  gün, muhakkak, yaptıklarının  karşılığını vermiş  oluruz!..

Ve lekad fetennâ  kablehüm   kavme Fir’avne ve câehüm  rasûlün kerîm.  (41/17) 
Yemin   olsun   ki,   onlardan   önceki   Firavun   kavmini  de  imtihan  ettik.   Onlara, cömert bir resul geldi ..

En eddû  ileyye  ıbâdallâh , innî leküm rasûlün emîn.  (44/18)

Şöyle sesleniyordu: "Ey Allah'ın kulları, bana gelin!. Ben sizin için güvenilir bir resûlüm." 

Ve en lâ ta'lû alellâh , innî âtîküm bi sultânin mübîn. (44/19)
"Allah'a  karşı üstün  gelmeye  kalkışmayın!. Ben, size  apaçık  bir delil getiriyorum .."

Ve innî uztü birabbî ve rabbiküm en tercümûn . (44/20
"Ben, beni taşlamanızdan,  Rabbim ve Rabbinize sığınırım ..” 

Ve in lem tu'minû lî fe'tezilûn.  (44/21
"Bana inanmadıysanız, bari benden uzak durun!.." 

Fedeâ rabbehû enne hâülâi kavmün mücrimûn.  (44/22) 
Ve Rabbine: "Bunlar  muhakkak ki günahkâr bir kavimdir..." diye yakardı .. 

Feesri bi ıbâdî leylen inneküm müttebeûn.  (44/23)
Allah,  buyurdu:"O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz .." 

Vetrukil bahre rahvâ , innehüm cündün muğrakûn. (44/24)
"Denizi açık bırakl... Çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur .." 

Kem terakû min cennâtin ve uyûn. (44/25) 
Onlar, geride nice bahçeler ve pınarlar bıraktılar. 

Ve zürûin ve mekâmin kerîm. (44/26) 
Nice ekinler,  nice seçkin makamlar.. 

Ve na'metin kânû fîhâ fâkihîn.  (44/27) 
Yararlanacakları nice ni'metler.. 

Kezâlike ve evresnâhâ kavmen âharîn.  (44/28) 
Böylece,  onlara başka bir kavmi mirasçı  bıraktık .. 

Femâ beket aleyhimüs semâü vel ardu ve mâ kânû münzarîn. (44/29)
Ne gök ve nede yer onların ardından ağlamadı. Uyarılmadılar da!.. 

Ve lekad necceynâ benî isrâîle minel azâbil mühîn. (44/30) 
Yemin  olsun, israil oğullarını  alçaltıcı  bir azaptan  kurtardık. 

Min fir'avn , innehû kâne âliyen minel müsrifîn. (44/31) 
Firavun'dan  kurtardık..  Haddi aşan, büyüklük taslayan biriydi. 

Ve lekadıhternâhüm alâ ılmin alel âlemîn. (44/32) 
Yemin olsun,  biz onları  bilerek âlemler üzerine mümtaz kıldık.. 

Ve âteynahüm  minel âyâti mâ fîhi belâün mübîn. (44/33) 
Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan âyetler verdik,

24/12/2002
http://sufizmveinsan.com

Ön sayfa