Yâ
kavmenâ ecîbû dâiyellâhi ve âminû bihî yağfir leküm min zünûbiküm
ve yücirküm min azâbin elîm. (46/31)
Ey
kavmimiz , Allah'ın davetçisine uyun!. O'na iman edin ki, günahlarınızdan
bağışlasın ve sizi çok elem verici bir azaptan kurtarsın.
...
keennehüm yevme yerevne mâ yûadûne lem yelbesû illâ sâaten min
nehâr...
(46/35)
...sanki
dünyada sadece gündüzün bir saati kadar bir zaman kaldıklarını
sanırlar...
M
U H A M M E D
S Û R E S İ
...vellezîne
kutilû fî sebîlillâhi felen yudille a'mâlehüm. (47/4)
...Allah
yolunda öldürülenlerin, amelleri boşa çıkmaz!..
...
vellezîne keferû yetemetteûne ve ye'kulûne kemâ te'külül en'âmu
ven nâru
mesven
lehüm. (47/1 2)
...Kâfir
olanlar ise, dünya nimetlerinden istifade eder, hayvanlar gibi
yerler. Onların varacakları yer ateştir.
Efemen
kâne alâ beyyinetin min rabbihî kemen züyyine lehû sûü amelihi
vettebeû ehvâehüm. (47/14)
Rabbinden
apaçık bir delil üzere olan kimse, kötü işi kendilerine güzel görünen
ve hevâlarına uyan kimseler gibi olur mu?
Ülâikellezîne
leanehümüllâhü feesammehüm ve a'mâ ebsârahüm. (47/23)
işte
bunlar, Allah'ın
kendilerini lanetlediği,
sağır kıldığı
ve gözlerini
kör ettiği kimselerdir.
Efelâ
yetedebberûnel Kur'âne em alâ kulûbin ekfâlühâ. (47/24)
Bunlar,
Kur'anı anlamıyorlar mı? Yoksa, kalpleri kilitli mi?.
İnnellezîner
teddû alâ edbârihim
min ba'di mâ
tebeyyene lehümül hüdeşşeytânü sevvele lehüm
, ve emlâ lehüm. (47/25)
Şüphesiz
ki kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarını dönenleri
şeytan aldatmış ve kendilerine ümit vermiştir.
Zâlike
biennehümüt tebeû mâ eshatallâhe ve kerihû rıdvânehû feehbeta
a'mâlehüm. (47/28)
Bu
muameleye duçar olmaları, onların, Allah'ı gazaplandıran şeylerin
ardınca gitmeleri ve O'nu razı edecek şeylerden hoşlanmamalarıdır.
O da onların bütün amellerini boşa çıkarmıştır.
Em
hasibellezîne fî kulûbihim meredun en len yuhricellâhü adğânehüm.
(47/29)
Kalplerinde
hastalık olanlar, yoksa Allah'ın kinlerini
meydana çıkarmayacağını mı sandılar?..
Velev
neşâu leereynâkehüm fele araftehüm bisîmâhüm vele ta'rifennehüm
fî lahnil kavl , vallâhü ya'lemü a'mâleküm. (47/30)
Biz
dileseydik, onları sana gösterirdik de onları yüzlerinden tanırdın.
Muhakkak ki sen onları sözlerinin üslûbundan tanırsın, Allah yaptıklarınızı
bilendir.
Vele
neblüvenneküm hattâ na'lemel mücâhidîne minküm....
(47/31)
İçinizden
cihad edenlerle
sabredenleri belirleyinceye
ve haberlerinizi
açıklayana kadar sizi belâlarla imtihan edeceğiz.
İnnemel
hayâtüd dünyâ leibün ve lehvün
, vein tu'minû ve tettekû yu'tiküm ücûraküm velâ yes'elküm emvâleküm
(47/36)
Dünya
hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir, iman eder ve sakınırsanız,
Allah size mükâfatınızı verir. O, sizden mallarınızın (tamamını)
istemez!..
İn
yes'elkümûhâ feyuhfiküm tebhalû ve yuhric edğâneküm. (47/37)
Eğer
onları isteyip
zorlasaydı cimrilik
ederdiniz. Ve bu,
sizin kininizi
ortaya çıkarırdı.
Hâ
entüm hâ ülâi tüd'avne li tünfikû fî sebîlillâh , feminküm
men yebhalû , ve men yebhal feinnemâ yebhalu an nefsih ...
(47/38)
Siz,
Allah yolunda harcamaya davet ediliyorsunuz da, yine içinizde
cimrilik edenler var. Halbuki kim cimrilik ederse kendi aleyhine etmiş
olur...
F
E T H S Û R E S İ
İnnâ
fetahnâleke fethan mübîna. (48/1)
Sana
öyle bir fetih verdik ki, bu kesin ve apaçık fethe eriştir!..
01/01/2003
http://sufizmveinsan.com
|