Bazı Ayetler ve Anlamları -48-

Ve hüve bil ufikul a’lâ. (53/7)

O en yüksek ufuktadır.

Sümme denâ fetedellâ . (53/8)

Sonra iyice yaklaştı ve sarktı.

Fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ . (53/9)

Kabe Kavseyn makamında idi, ya da daha yakın.

Fe evhâ ilâ abdihî mâ evhâ. (53/10)

Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini..

Mâ kezebel füadu mâ reâ. (53/11)

Gördüğünü kalbi yalanlamadı.

Inde sidretil müntehâ. (53/14)

Sidret-ül Münteha yanında!..

Indehâ cennetül me'vâ. (53/15)

Cennet-ül Me'va da, o'nun (Sidre'nin) yanında..

İz yağşes sidrete mâ yağşâ. (53/16)

Sidreyi kaplayan, kaplamıştı..

Mâ zeğal besaru ve mâ tağâ. (53/17)

Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı..

İn hiye illâ esmâün semmeytümû hâ entüm ve âbâüküm mâ enzelellâhü bihâ min sultân, in yettebiûne illezzanne ve mâ tehvel enfüs , ve lekad câehüm min rabbihimül hüdâ . (53/23)

Bunlar, sizin ve babalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah, onlar hakkında hiç bir delil indirmemiştir. Onlar, ancak zanna ve nefislerinin hoşlandığı şeylere tâbi olurlar. And olsun , kendilerine rablerinden hidâyet gelmiştir.

Ve kem min melekin fis semâvâti lâ tuğnî şefâatühüm şey'en illâ min ba'di en ye'zenellâhü limen yeşâü ve yerdâ . (53/26)

Semalarda nice melekler vardır ki, Allah izin vermedikçe ve ona razı olmadıkça, hiç kimseye şefaat edemezler.

Ve mâ lehüm bihî min ılm , in yettebiûne illezzan , ve innezzane la yuğnî minel Hakkı şey'â. (53/28)

Halbuki onların bu hususta ilimleri yoktur. Onlar sadece zann'a tâbi oluyorlar... Zan ise, Hak'tan hiç bir şey ifade etmez!..

18/03/2003
http://gulizk.com

Ön sayfa