Bazı Ayetler ve Anlamları -7-



ya'lemü mâ yusirrûne vemâ yu'linûn, innehû Alîymun bizâtis sudûr. (11/5)
Allah,   gizledikleri   ve   açığa   vurdukları   şeyleri   bilir.   Çünkü  
O,   kalplerde olanı bilendir.

Vemâ min dâbbetin fil ardı illâ alellâhi rızkuhâ.... (11/6)
Yeryüzünde    yürüyen    hiçbir    canlı    yoktur    ki,    onun    rızkı  
  Allah    üzerine olmasın!..

Ve hüvellezî halekas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin ve kâne arşühü
alel mâi....  (1 1/7)
O, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır.

Men   kâne   yurîdül   hayâted   dünyâ   ve   zînetehâ   nüveffi   ileyhim  
  a'mâlehüm fî hâ....  (1 1/15)

Dünya   hayatını   ve   onun   ziynetini   isteyene,   amelinin   karşılığı 
  olarak   onu tamamen veririz.

Ve nâdâ Nûh'un rabbehu fe kâle, rabbi innebnî min ehlî.... (11/45)
Nuh, Rabbine dua edip:
"Ey Rabbim, elbette oğlum ailemdendir." dedi..

Kâle, yâ Nûh'u  innehû leyse min ehlik, innehû  amelün ğayrü sâlih.... 
(14/46)

Allah:
"Ey Nuh!..  O,  senin  ailenden değildir ..  Zira  onun  yaptığı  iş,  sâlih
  olmayan bir ameldir.

Kâle, rabbi innî eûzü bike en es'eleke mâ leyse lî bihî  ılm.  Ve illâ
tâğfirlî ve terhamnî ekün minel hâsirîn.  (11/47)

Nuh:
"Ey   Rabbim,   bilmediğim   şeyi   senden   istemekten   sana   sığınırım. 
  Eğer  beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, ziyan edenlerden olurum."
dedi..

İnnî tevekkeltü  alellâhi  rabbî ve  rabbiküm . Mâ  min  dâbbetin  illâ 
hüve  âhizün binâsıyetihâ. İnne rabbî âlâ sırâtın müstekîm. (11/56)

Şüphesiz   ben,    Rabbim   ve   Rabbiniz   olan   Allah'a  tevekkül  ettim
.. Hiç   bir canlı yoktur ki,  Rabbim, alnında çekip götürmesin!..

Kâlû  yâ  Şuaybü     e   salâtüke  te'müruke   en   netruke   mâ   ya'büdü  
âbâünâ   ev   en nef'ale fî emvâlinâ mâ neşâ'....  (11/87)
Dediler ki;
"Ey   Şuayb,    babalarımızın   taptıklarını   terk   etmemizi   ya   da,   
mallarımızda istediğimiz gibi tasarruf etmemeyi  dinin  mi emrediyor?..."

Ve mâ zalemnâhüm  ve lâkin    zalemû  enfüsehüm .... (11/101)
Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendi nefslerine zulmettiler.. ....

Feminhüm şakiyyün ve saîd.  (11/105)
Orada toplananlardan  kimisi şaki,  kimisi de saîd'dir.

Feemmellezîne şekû fe finnâri....  (11/106)
Şaki  olanlar cehennemdedirler... ....

İnne rabbeke fa'alün limâ yürîd.  (11/107)
Muhakkak ki,  Rabbin, dilediğini yapandır... ....

Leyüveffiyennehüm  rabbüke a'mâlehüm ....  (11/111)
Rabbin, onlara amellerinin cezasını verecektir.

Festakim kemâ ümirte.... (11/112)
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!..

Ve lâ terkenû ilellezîne zalemû....  (11/113)
Zulmedenlere meyletmeyin!..

Ve lev şâe rabbüke le cealen nâse ümmeten vâhideten.... (11/118)
Rabbin dileseydi,  bütün  insanları bir tek ümmet kılardı..


YÛSUF

İnnâ enzelnâhü Kur'ânen arabiyyen lealleküm ta'kilûn. (12/2)
Biz O'nu akledip anlayasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak inzal ettik ..

.... bel sevvelet le küm enfüsüküm emrâ. Vellâhülmüsteânü.... (12/18)
Yakup :
"Nefsiniz sizi aldatıp bir iş yaptırdı.... Allah'ın yardımına sığınırım ..

Ve lekad hemmet bihî ve hemme bihâ levlâ en raâ bürhâne rabbih. Kezâlike li
nasrife anhüssûe vel fahşâ'.... (12/24)
Kadın, Yusuf'a meyletmişti, Rabbinin ikaz ve işaretini görmeseydi, O da
kadına meyletmişti. Bu şekilde O'ndan fenalığı ve fuhşu çevirdik.

.... innehû min keydikünne inne keydekünne azîm. (12/28)
Hakikaten siz kadınların hilesi çok büyüktür.

.... illâ tasrif annî keydehünne asbü ileyhinne ve ekün minel câhilîn.
(12/33)
Eğer onların hilelerini benden çevirmezsen, onlara meyleder ve cahillerden
olurum.

Mâ   ta'büdûne   min   dûnihî   illâ   esmâen   semmeytümûhâ   entüm   ve  
âbâüküm....(12/40)

Allah'ı    bırakıp    da    taptıklarınız,    sizin    ve    atalarınızın   
taktığı    birtakım isimlerden başka bir şey değildir..

Ve mâ überriu  nefsî innennefse leemmâretün  bissûi  illâ mâ  rahime
rabbî.... (12/53)

Bununla    beraber,    ben,    nefsimi    temize    çıkarmıyorum.    Çünkü   nefs,    var şiddetiyle kötülüğü emreder. Meğer ki, Rabbimin esirgediği
bir nefs ola

.... nusîbu bi rahmetinâ men neşâu.... (12/56)
Rahmetimizi dilediğimize nasibederiz ...

.... ve mâ uğnî anküm minellâhi min şey', inilhükmü illâ lillâh.... (12/67)
Ben sizi Allah'ın kazasından men  edemem. Muhakkak hüküm Allah'a aittir

.... ve fevka külli zî ılmin alîm. (12/76)
Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen vardır.

.... fâtırassemâvâti vel ardı ente veliyyî fiddünyâ vel âhireh, teveffenî
müslimen ve elhıknî bissâlihîn. (12/101)
Semaların   ve  yeryüzünün   Fatır'ı   olan   Sen, dünyada  da   ahirette 
de   benim velim sensin. Beni Müslüman olarak vefat ettir,  beni salihler
zümresine kat...

Ve mâ ekserünnâsi velev hareste bi mü'minîn.  (12/103)
Sen ne kadar gayret etsen, yine insanların çoğu iman etmezler ..

Kul hêzihî sebîlî ed'û ilellâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî ve
sübhanellâhi ve mâ ene minel müşrikîn..... (12/108)
De ki, "bu benim yolumdur. Ben, Allah'a basîret üzre davet ediyorum. Ben ve
bana tabî olanlar böyleyiz .. Allah'ı bütün noksanlardan tenzih ederim. Ben
müşriklerden değilim..."

....  fenücciye men neşâ'....  (12/110)
Dilediğimiz kimseler kurtuluşa erdirilmiştir.


R A ' D

...  ve  küllü   şey'in  ındehû   bimikdâr.   (13/8)
Her şey, O'nun indinde bir ölçü iledir. ....

Kul  hel yestevil a'mâ vel basîr.    (13/16)
De ki:  "Hiç görenle görmeyen  bir olur mu?

Efemen ya'lemu  ennemâ ünzile  ileyke min  rabbikel  hakku  kemen hüve a'mâ
innemâ yetezekkerû ulül elbâb. (13/19)

Rabbinden  sana  indirilenin   hak   olduğunu   bilen   kimse,   kör  kimse 
gibi   olur mu?.   Bunu  ancak  akıl  sahipleri  anlar ..

....  kul innellâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb. (13/27)
De   ki:   "Şüphesiz  Allah,   dilediğini   dalâlete   düşürür , kendisine  
yöneleni   de hidayete erdirir"

Ellezîne âmenû ve tatmeinnü kulûbühüm  bi zikrillah. Elâ  bi zikrillâhi
tatmeinnül kulûb.  (13/28)
Bunlar,    iman    edenler    ve    kalpleri    Allah'ın    zikriyle   
tatmin    olanlardır. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ın zikri ile tatmin
bulur.

....  kul hüve rabbî lâ ilâhe illâ hû,  aleyhi tevekkeltü ve ileyhi metâb.
(13/30)
De ki:  "O, benim  Rabbimdir. İlâh  değil, sadece O vardır. O'na tevekkül 
ettim ve dönüşüm O'nadır .."

.... lev yeşâullâhü le heden'nâse cemî'a.... (13/31)
Eğer Allah dileseydi, elbette bütün insanlar hidayete ererdi.

Efemen  hüve  kâimün  alâ   külli  nefsin   bimâ  kesebet...   ve  men
Yudli lillâhi  femâ lehû min hâd.(13/33)
Her   nefs'in   kazandığı   hayrı   ve   şerri   bilendir....   ve,   Allah'ın   şaşırttığına hidayet edecek yoktur...

Ve le initteba'te ehvâehüm  ba'de mâ câeke minel ılmi mâ leke minellâhi min veliyyin ve lâ vâk . (13/37)
Sen'de    bu    ilim    hasıl    olduktan    sonra,    onların    hevasına   tabi    olursan, Allah'tan başka sana ne bir dost ve yardımcı ne de bir koruyucu
vardır. ...

Li külli ecelin kitâb . (13/38)
Her  ecel  ve vâde  yazılıdır.

 

07/02/2002
http://sufizmveinsan.com

Ön sayfa