Bazı Ayetler ve Anlamları -9-


Ve in min şey'in illâ ındenâ hazâinühû ve mâ nünezzilühû illâ bi kaderin ma’lûm (15/21)
Hiç   bir   şey   yok   ki,    hazineleri    indimizde   olmasın!..   Ve,   biz   onu   ancak mâ'lûm bir kader (ölçü) ile indiririz .

Ve lekad halaknel insâne min salsâlin min hamein mesnûn. (15/26)
Yemin   olsun   ki,   biz   insanı    kuru   bir   çamurdan,   şekillenmiş   bir   balçıktan yarattık

Vel'cânne halaknâhü min kablü min nârissemûm. (15/27)
Cinleri  de  (insandan)  daha  önce  nar-ı  semum'dan  (mesamata,   gözeneklere nüfuz edici ve zehirleyici ateşten) yarattık.

Feizâ sevveytühû ve nefahtü fîhi min rûhî fekaû lehû sacidîn. (15/29)
Onu   şekillendirdiğim   ve   ruhumdan    üflediğim   zaman,       onun   için   secde edin!..

Fesecedel melâiketu küllühüm ecmeûn. (15/30)
Bunun üzerine bütün melekler secde ettiler.

 illâ iblîs....  (15/31)
Ancak,iblis hâriç ..

Gâle   rabbi   bimâ   ağveytenî   leüzeyyinenne   lehüm   fil ardı   ve le üğviyennehüm ecmeîn.  (15/39)
Dedi  ki: "Rabbim!.   Bana   yolumu    şaşırtmana    karşılık,    ben    de    onların    tamamını yeryüzünde günahlarla bezeyip saptıracağım!.

İllâ ıbâdeke minhümül muhlesîn. (15/40)
Ancak, kurtuluşa ermiş kulların hariç... 

İnne ıbâdî leyse leke aleyhim sultânun illâ menittebeake minel ğâvîn. (15/42)
Benim kullarım üzerinde senin tahakküm kudretin yoktur. Ancak, sana tâbi olmuş azgınlar hariç... 

Kâle femâ hatbüküm eyyühel mürselûn.  (15/57)
"Ey elçiler!,  göreviniz nedir?.." dedi..

İllemraetehü kaddernâ innehâ leminel ğabirîn. (15/60)
"O'nu, (Lût'un karısı) helak olacaklardan takdir ettik" dediler.  

Ve mâ halaknes semâvâti vel arda ve mâ beynehümâ illâ bilhakk.... (15/85)
Semâları ve arzı ve aralarındakileri yalnızca HAK olarak halkettik.

Ve lekad na'lemü enneke yedîgu sadruke bimâ yekûlûn. (15/97)
Yemin    olsun    ki,    onların    söylediği    şeylerden    dolayı    canının    sıkıldığını biliyoruz. 

Fesebbih bihamdi rabbike ve kün mines sâciddîn. (15/98)
O halde sen, Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!..

Va'büd rabbeke hattâ ye'tiyekel yakîn. (15/99)
Kulluk et Rabbine, yakîn gelene kadar...

NAHL  SÛRESİ

Halakasemâvâti vel arda bilhakk.... (16/3)
Allah, semaları ve yeri Hak olarak yarattı.

.... ve lev şâe lehedâküm ecmeîn. (16/9)
Eğer dileseydi hepinizi hidayete erdirirdi..

Vennücûmü müsahharâtün biemrih.  (16/12)
Bütün yıldızlar emriyle faaliyettedirler.

... ve binnecmi hüm yehtedûn. (16/16)
Yıldız ile hidayete ererler.

Efemen yahlügü kemen lâ yahlüku efelâ tezekkerûn. (16/17)
Yaratan (Allah), yaratmayan gibi olur mu?.. Düşünmez misiniz?..

Vallâhü ya'lemu mâ tusirrûne ve mâ tu'linûn. (16/19)
Allah, gizlediğiniz veya açıkladığınız şeyleri bilir..

Emvâtun ğayru ahyâ.... (16/21)
Onlar diri değil, ölülerdir ..

... ve mâ zalemehümüllâhü ve lâkin kânû enfüsehüm yezlimûn. (16/33) Allah, onlara zulmetmedi, ve lâkin onlar, kendilerine zulmettiler.

İn   tahris  alâ hüdâhüm   feinnellâhe  lâ yehdî men yudillu   ve   mâ   lehüm min nâsirîn. (16/37)
(Ey    Resulüm!..)    Sen,     onların    hidayet    bulmalarını    şiddetle     arzularsın. Halbuki Allah, dalâlete düşürdüğüne hidayet etmez!..

İnnemâ gavlünâ li şey'in izâ erednâhü en negûle lehû kün feyekûn    (16/40)
Bir şeyin olmasını dilediğimiz zaman, o şeye "ol!." deriz, olur..

21/02/2002
http://sufizmveinsan.com

Ön sayfa