Ve
lâ tekûlu limen yuktelu fiy sebiylillahi emvât, bel ehyâun ve lâkin
la teº'urun. (2/154)
Allah
yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin!. Hayır, onlar
diridirler.. Fakat, siz farkında olmazsınız...
Ve
leneblüvennekum biºey'in minelhavfi velcui ve naksim minel emvâli
vel enfüsi vessemerât ve beººirissabiriyn. (2/155)
Yemin
olsun ki, sizi korku ve açlıktan bir şey ile, mallardan canlardan
ve ürünlerden noksanlaştırma ile imtihan ederiz.. Bunlara
katlanabilenleri müjdele!..
Elleziyne
iza esabethüm musiybetün kalû inna lillâhi ve inna ileyhi raciûn,(2/156)
Onlar
ki, bir musibete uğradıkları zaman; "Biz Allah'tanız ve O'na
dönücüyüz" derler
Ülâike
aleyhim salavatun min rabbihim ve rahmetun ve ülâike humul muhtedûn.
(2/157)
İşte
onlara, Rablerinden mağfiret ve rahmet vardır. Ve onlar, hidayete
erenlerdir.
ve
iza kıyle lehümüttebiû ma enzelallahu kalû bel nettebiu ma
elfeyna aleyhi abaena evelev kâne abauhum la ya'kilûne şey'en ve la
yehtedûn. (2/170)
Onlara
(müşriklere) "Allah'ın inzal ettiğine tabi olun!"
denildiğinde: "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz
yola uyarız" derler.. Peki, ya ataları bir şeye akledememiş
ve doğruyu da bulamamış idiyseler de mi?..
Ve
izâ seeleke ibadiy anniy feinniy kariyb üciybu da'veted dai iza
deani.... (2/186)
Eğer
kullarım sana beni sorarlarsa, ben yakınım. Bana dua edenin duasına
icabet ederim.
Vezkuruhu
kema hedakum. (2/198)
Hidayet edildiğiniz üzere, O'nu zikrediniz.
Ve
minhum men yekulü rabbena atina fiyddunya haseneten ve fiyi ahireti
haseneten vekına azaben nar. (2/201)
Onlardan
bir kısmı da: "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette
de iyilik ver. Ve bizi, ateşin azabından koru.." derler.
Ülâike
lehüm nasîbun mimmâ kesebû vallâhu serîul hisab. (2/202)
İşte onlar için
kazandıklarından
büyük bir
nasip vardır.
Allah, hesabı
anında görendir.
Vallâhu
yerzuku men yeşâu bi gayri hisab. ((2/212)
Allah dilediğine hesapsız rızk verir.
Em
hasibtum en tedhulul cennete ve lemma ye'tikum meselülleziyne halev
min kablikum.... (2/214)
Siz,
sizden önce gelip geçmiş olanların başına gelenler size de
gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?..
...veasa
en tekrehû şey'en ve huve hayrun lekum ve asâ en tuhibbû şey'en
ve huve şerrün lekum, vallahu ya'lemu ve entüm la ta'lemûn.
(2/216)
Olabilir
ki, bir şey sizin için hayırlı olduğu halde, siz onu kerih
(tiksindirici) görürsünüz.. Ve bir şey sizin için şer olduğu
halde onu sevebilirsiniz.. Allah bilir, siz bilemezsiniz!..
Hâfizu
alessalavâti vessalâtilvüstâ ve kûmû lillâhi kânitîyn.
(2/238)
Namazlara (salavata)
ve orta
namaza devam
edin ve
Allah'a itaat
edici ve
boyun eğici olarak durunuz!..
Kezâlike
yubeyyinullahu lekum âyâtihi leallekum ta'kılûn. (2/242)
Allah böylece size ayetlerini açıklar ki, düşünüp hakikati
anlayasınız!..
Elem tere ilelmelei
min benî
isrâîle min
ba'di Musa
iz kalû
linebiyyin lehümüb'as
lenâ meliken
nukâtil fiy
sebiylillah, kale hel
aseytüm in
kütibe aleykümülkıtâlu
ellâ tükâtilu kâlû ve mâ lenâ
ellâ nukâtile
fiy sebiylillâhi ve kad
uhricnâ min diyârinâ ve
ebnâina felemmâ
kütibe aleyhimül
kıtâlu tevellev
illâ kalîylen minhum, vallâhu aliymun bizzâlimiyn. (2/246)
Musa'dan
sonra, Benîisrail'den ileri gelen kimseleri görmedin mi?.
Kendilerine gönderilmiş bir peygamber'e: "Bize bir hükümdar gönder
ki, Allah yolunda savaşalım" dediler.
Peygamber:
"Ya size savaş yazılır da savaşmazsanız?.." dedi
-"Yurtlarımızdan çıkarılmış,
çocuklarımızdan uzaklaştırılmış
olduğumuz halde, Allah yolunda neden savaşmayalım?.."
dediler.
Kendilerine
savaş yazılınca da, içlerinden pek azı hariç, geri dönüp kaçtılar.
Allah, zalimleri iyi bilir.
....
vallhu yu'tiy mülkehu men yeşa'.... (2/247)
Allah, mülkünü dilediğine verir.
....
rabbena efriğ
aleyna
sabren ve
sebbit
akdamena vansurna alelkavmilkâfiriyn. (2/250)
Rabbimiz,
üzerimize sabır
yağdır ve
direncimizi sabit
kıl, kâfirlerin
kavmine karşı bize yardım et!..
....
âtâhullâhul mülke velhikmete ve allemehu mimmâ yeşa'.... (2/251)
Allah O'na (Davud'a) hükümdarlık ve
hikmet verdi, dilediği
ilimlerden O'na öğretti.
....
ve lev şâallâhu maktetelû ve lâkinallâhe yef alu mâ yuriyd.
(2/253)
Allah dileseydi, onlar savaşmazlardı. Lâkin, Allah dilediğini
yapar.
Allahu la ilahe illâ
huvel hayyul kayyûm la
te'huzühu sinetun velâ nevm, lehû ma
fiyssemâvâti va
mâ fiyl'ard men
zelleziy yeşfeu
indehû illâ
biiznih, ya'lemu mâ
beyne eydiyhim ve ma
halfehum ve lâ yuhîytûne
bişey'in min ilmihî illâ bimâ şâ,
vesia kürsiyyuhus
semâvâti vel
arda ve
la yeûduhu
hıfzıhümâ ve
huvel Aliyyül Azîym. (2/255)
ALLAH
ki, tanrı yoktur ancak O vardır, diridir ve kendi kendine kaimdir.
Ne uyuklaması ne de uyuması söz konusu değildir. Yerde ve göklerde
ne varsa O'nundur.
O'nun
katından izin
olmadan, kim
şefaat edebilir
ki?.
Önlerinde ve
arkalarında olanların hepsini bilir.
İzni
olmadan ilminden bir şeyi ihata etmek mümkün değildir. Kürsüsü,
semâları ve
yeri içine
almıştır. Onların
muhafazası O'na ağır
gelmez.
Yüce
ve azamet sahibidir.
La ikrâhe fiyddiyn.... (2/256)
Din'de, zorlama yoktur.
Eşşeytânu
yeidukümül fakre ve ye'murukum
bil fahşâ.... (2/268)
şeytan, sizi fakirlikle korkutur ve size kötülükleri emreder.
Yu'tiyl hikmete men yeşâ', ve men yu'tel hikmete fekad ûtiye hayren
kesîyra ve mâ yezzekkeru illâ ulül'elbab. (2/269)
Allah,
hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır
verilmiş demektir. Bunu, ancak, kalb sahipleri düşünür.
Leyse
aleyke hüdahum ve lâkinallahe yehdiy men yeşâ'. (2/272)
Onlara hidayet
etmek sana
ait değildir. Lâkin,
Allah dilediğine hidayet eder.
....
tüveffa küllü nefsin ma kesebet ve hum
la yuzlemûn. (2/281)
Herkese hak
ettiğinin eksiksiz
verileceği
ve kimsenin haksızlığa uğratılmayacağı günden
sakının.
Lillâhi
mâ fiyssemâvâti va mâ fiyl'ard ve in tübtû mâ fîy enfüsikum
ev tuhfûhü yuhâsibkum bihillah feyağfiru limen yeşâu ve yuazzibu
men yeşâ', vallahu âlâ külli şey'in kadiyr. (2/284)
Semalarda
ve yerdekilerin hepsi Allah'ındır. İçinizde olanı açıklasanız
da gizleseniz de onunla Allah sizi hesaba çeker. Dilediğini bağışlar,
dilediğine azap verir. Allah
kadirdir, her şeye gücü yeter.
Amenerrasûlü
bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu'minun küllün âmene billâhi
ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulih, lâ nuferriku beyne ehadin
min rusulih ve kâlâ semi'nâ ve eta'nâ ğufrâneke rabbenâ ve
ileykelmasiyr. (2/285)
Rasul,
rabbinden kendisine inzal olana iman etti. Ve, mü'minlerin hepsi de,
"b"nin sırrını müdrik olarak Allah'a ve, O'nun
meleklerine, kitaplarına, resullerine iman ettiler...
"Resullerinden hiç birini ayırdetmeyiz..işittik ve itaat
ettik, mağfiretini isteriz Rabbimiz.. Dönüşümüz sanadır!."
dediler...
La
yukellifullâhu nefsen illâ
vüs'aha lehâ
mâ kesebet
ve aleyhâ
mektesebet Rabbenâ lâ tuahiznâ innesiynâ ev ahta'nâ rabbenâ
ve lâ tahmil aleynâ isran kemâ hamel tehu alelleziyne min kablinâ;
rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ
lâ tâkate lenâ bih, va'fu annâ vağfir lenâ verhamnâ ente mevlâna
fensurna alelkavmil kâfiriyn. ,2 286)
Allah,
kimseye teklif etmez kapasitesi dışındakini. Yaptıklarınızın
kazancı da size aittir, kaybı dal..
Rabbimiz!.
Unuttuklarımızdan veya düştüğümüz hatalardan dolayı, bizi
muaheze etme.
Rabbimiz!.
Bizden evvelkilere yüklemiş olduğun ağır yükleri bize yükleme.
Rabbimiz!.
Altından kalkamayacağımız bir mes'uliyeti bize yükleme.
Bizleri affeyla, bağışla, merhamet buyur.
Sen, bizim Mevlâmızsın, gerçeği örtenlerin kavmine karşı bize
yardım ihsan eyle!..
ALİ
İMRAN
....Ve
mâ ya'lemu te'vîlehu illallahu ver râsihûne fil ilmi.... , küllün
min indi rabbin(3/7)
O'nun
(kitabın) te'vilini Allah'dan ve ilimde rasih (İlâhi ihsana nail
olan, ilimde mütehassıs kişi) olanlardan başkası bilemez!....
Hepsi rabbimizin indindendir..
Rabbenâ
lâ tuzığ kulûbenâ ba'de iz hedeytenâ ve heblenâ min ledünke
rahmeh; inneke entel Vahhab. (3/8)
Rabbimiz,
bizi hidayete ulaştırdıktan sonra kalplerimizi eğriltme. Bize
indinden rahmet bağışla. Vahhab olan, (karşılıksız ihsanda
bulunan) ancak sensin...
Rabbenâ
inneke cami'un nasi liyevmin lâ reybe fiyh, innallâhe la yuhliful mîy'ad.
(3/9)
Rabbimiz,
gerçekleşmesi kesin olan günde insanları toplayacak olan, mutlaka
sensin, Kesinlikle Allah vâ'dinden dönmez!..
Elleziyne
yekulune rabbenâ innenâ amenna fağfirlenâ zunubenâ vekınâ azâbennar.
(3/1 6)
Onlar
ki, "Rabbimiz, iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi
ateşin azabından koru." derler
Es
sâbiriyne ves sâdikıyne vel kânıtiyne vel münfikiyne vel müstağfiriyne
bil eshar. (3/17)
Onlar.sabreden,
sadık olan, huzurda boyun büken, infakta bulunan ve seher
vakitlerinde istiğfar edenlerdir.
Şehidallahu
ennehu lâ ilahe illâ Hu, vel melâiketu ve ulul ilmi kaimen bilkıst,
lâ ilahe illâ huvel Aziyzul Hakiym. (3/18)
Şehadet
eder Allah kesinlikle, tanrı yoktur ancak kendisi vardır... Melekler
ve ilim sahipleri de, Azîz ve Hakim olan Allah'dan başka bir varlık
olmadığına şehadet ederler.
İnneddiyne
indallâhilislam.... (3/19)
Kesinlikle Allah indinde din.islâmdır.
Kul lilleziyne ûtül kitâbe vel ümmiyîne. (3/20)
Ehli Kitaba ve ümmi araplara sor!.
Kulillahümme
malikelmülki tu'tiyl mülke men teşâu ve tenziül mülke mimmen teşa',
ve tuizzü men teşâu ve tuzillu men teşa', biyedik'el hayr, inneke
âlâ külli şey'in Kadiyr.
De
ki: "Mülkün sahibi olan Allahım, mülkünü istediğine
verirsin, istediğinden de alırsın, kimi istersen şânını yükseltir,
kimi istersen de zelîl edersin, hayır senin yedindedir. Şüphesiz gücün
her şeye yeter."
Tuliccül
leyle fiynnehâri ve tulicün nehâre fiylleyli ve tuhricul hayye
minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayyi ve terzuku men teşau biğayri
hisab. (3/26-27)
Geceyi
gündüze çevirir, gündüzü geceye sokarsın; Ölüden diri,
diriden ölü çıkartırsın. Dilediğine, hesapsız şekilde rızık
ihsan eylersin.
....
ve yuhazzirükumullâhu nefseh ve ilâllahil masiyr. (3/28)
Allah,
kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırır.
Ve
dönüş, ancak Allaha'dır.
Kul
in kuntum tuhibbûnallahe fettebiûniy
yuhbibkumullâhu. (3/31)
(Rasulüm!..)
De ki: "Allah'ı seviyorsanız, bana uyunuz ki, Allah da sizi
sevsin."
Rabbenâ
amennâ bimâ enzelte vetteba'nerrasûle fektubnâ maaşşahidiyn.
(3/53)
(Havariler):"Rabbimiz
indirdiğine inandık ve peygamber'e uyduk. Bizi şahitlerden
yaz."
iz
kalallâhu ya İsa inniy müteveffîyke ve râfiuke ileyye ve
mutahhiruke minelleziyne keferu.... (3/55)
Allah
buyurmuştu ki: "ya isa!. seni vefat ettireceğim, ve nezdime yükselteceğim,
seni inkâr edenlerden arındıracağım."
Ve
men yebteği ğayrel'İslâmi diynen felen yukbele minh.... (3/85)
İslâm'ın
dışında din arayandan bu kabul edilmez.
25/12/2001
|