Ayetler ve Mealleri - 2

 

Ve lâ tekûlu limen yuktelu fiy sebiylillahi emvât, bel ehyâun ve lâkin la teº'urun. (2/154)

Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin!. Hayır, onlar diridirler.. Fakat, siz farkında olmazsınız...

Ve leneblüvennekum biºey'in minelhavfi velcui ve naksim minel emvâli vel enfüsi vessemerât ve beººirissabiriyn. (2/155)

Yemin olsun ki, sizi korku ve açlıktan bir şey ile, mallardan canlardan ve ürünlerden noksanlaştırma ile imtihan ederiz.. Bunlara katlanabilenleri müjdele!..

Elleziyne iza esabethüm musiybetün kalû inna lillâhi ve inna ileyhi raciûn,(2/156)

Onlar ki, bir musibete uğradıkları zaman; "Biz Allah'tanız ve O'na dönücüyüz" derler

Ülâike aleyhim salavatun min rabbihim ve rahmetun ve ülâike humul muhtedûn. (2/157)

İşte onlara, Rablerinden mağfiret ve rahmet vardır. Ve onlar, hidayete erenlerdir.

ve iza kıyle lehümüttebiû ma enzelallahu kalû bel nettebiu ma elfeyna aleyhi abaena evelev kâne abauhum la ya'kilûne şey'en ve la yehtedûn. (2/170)

Onlara (müşriklere) "Allah'ın inzal ettiğine tabi olun!" denildiğinde: "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" derler.. Peki, ya ataları bir şeye akledememiş ve doğruyu da bulamamış idiyseler de mi?..

Ve izâ seeleke ibadiy anniy feinniy kariyb üciybu da'veted dai iza deani.... (2/186)

Eğer kullarım sana beni sorarlarsa, ben yakınım. Bana dua edenin duasına icabet ederim.

Vezkuruhu kema hedakum. (2/198)
Hidayet edildiğiniz üzere, O'nu zikrediniz.

Ve minhum men yekulü rabbena atina fiyddunya haseneten ve fiyi ahireti haseneten vekına azaben nar. (2/201)

Onlardan bir kısmı da: "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Ve bizi, ateşin azabından koru.." derler.

Ülâike lehüm nasîbun mimmâ kesebû vallâhu serîul hisab. (2/202)
İşte   onlar   için    kazandıklarından    büyük    bir   nasip   vardır.   Allah,    hesabı anında görendir.

Vallâhu yerzuku men yeşâu bi gayri hisab. ((2/212)
Allah dilediğine hesapsız rızk verir.

Em hasibtum en tedhulul cennete ve lemma ye'tikum meselülleziyne halev min kablikum.... (2/214)

Siz, sizden önce gelip geçmiş olanların başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?..

...veasa en tekrehû şey'en ve huve hayrun lekum ve asâ en tuhibbû şey'en ve huve şerrün lekum, vallahu ya'lemu ve entüm la ta'lemûn. (2/216)

Olabilir ki, bir şey sizin için hayırlı olduğu halde, siz onu kerih (tiksindirici) görürsünüz.. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde onu sevebilirsiniz.. Allah bilir, siz bilemezsiniz!..

Hâfizu alessalavâti vessalâtilvüstâ ve kûmû lillâhi kânitîyn. (2/238)
Namazlara  (salavata)  ve  orta  namaza  devam  edin  ve  Allah'a  itaat  edici   ve boyun eğici olarak durunuz!..

Kezâlike yubeyyinullahu lekum âyâtihi leallekum ta'kılûn. (2/242)
Allah böylece size ayetlerini açıklar ki, düşünüp hakikati anlayasınız!..
Elem    tere   ilelmelei    min    benî   isrâîle   min    ba'di   Musa    iz   kalû    linebiyyin lehümüb'as   lenâ   meliken   nukâtil   fiy   sebiylillah,    kale   hel   aseytüm    in   kütibe aleykümülkıtâlu  ellâ tükâtilu  kâlû ve mâ  lenâ  ellâ  nukâtile fiy sebiylillâhi  ve kad uhricnâ   min   diyârinâ   ve   ebnâina   felemmâ   kütibe   aleyhimül   kıtâlu   tevellev   illâ kalîylen minhum, vallâhu aliymun bizzâlimiyn. (2/246)

Musa'dan sonra, Benîisrail'den ileri gelen kimseleri görmedin mi?. Kendilerine gönderilmiş bir peygamber'e: "Bize bir hükümdar gönder ki, Allah yolunda savaşalım" dediler.

Peygamber: "Ya size savaş yazılır da savaşmazsanız?.." dedi -"Yurtlarımızdan   çıkarılmış,   çocuklarımızdan       uzaklaştırılmış    olduğumuz halde, Allah yolunda neden savaşmayalım?.." dediler.

Kendilerine savaş yazılınca da, içlerinden pek azı hariç, geri dönüp kaçtılar. Allah, zalimleri iyi bilir.

.... vallhu yu'tiy mülkehu men yeşa'.... (2/247)
Allah, mülkünü dilediğine verir.

....      rabbena      efriğ      aleyna      sabren      ve      sebbit      akdamena      vansurna alelkavmilkâfiriyn. (2/250)

Rabbimiz,    üzerimize    sabır    yağdır    ve    direncimizi    sabit    kıl,    kâfirlerin kavmine karşı bize yardım et!..

.... âtâhullâhul mülke velhikmete ve allemehu mimmâ yeşa'.... (2/251)
Allah O'na (Davud'a) hükümdarlık ve  hikmet verdi,  dilediği ilimlerden  O'na öğretti.

.... ve lev şâallâhu maktetelû ve lâkinallâhe yef alu mâ yuriyd. (2/253)
Allah dileseydi, onlar savaşmazlardı. Lâkin, Allah dilediğini yapar.
Allahu  la ilahe illâ huvel hayyul kayyûm  la te'huzühu  sinetun velâ  nevm,  lehû ma fiyssemâvâti  va  mâ fiyl'ard  men  zelleziy  yeşfeu   indehû   illâ  biiznih,  ya'lemu mâ beyne eydiyhim  ve ma halfehum  ve lâ yuhîytûne bişey'in min  ilmihî  illâ  bimâ şâ,   vesia   kürsiyyuhus   semâvâti   vel   arda   ve   la   yeûduhu   hıfzıhümâ   ve   huvel Aliyyül Azîym.  (2/255)

ALLAH ki, tanrı yoktur ancak O vardır, diridir ve kendi kendine kaimdir. Ne uyuklaması ne de uyuması söz konusu değildir. Yerde ve göklerde ne varsa O'nundur.

O'nun    katından    izin    olmadan,    kim    şefaat    edebilir    ki?.       Önlerinde    ve arkalarında olanların hepsini bilir.

İzni olmadan ilminden bir şeyi ihata etmek mümkün değildir. Kürsüsü,   semâları   ve   yeri   içine   almıştır.   Onların   muhafazası   O'na   ağır gelmez.

Yüce ve azamet sahibidir.
La ikrâhe fiyddiyn.... (2/256)
Din'de, zorlama yoktur.

Eşşeytânu yeidukümül fakre ve ye'murukum  bil fahşâ....  (2/268)
şeytan, sizi fakirlikle korkutur ve size kötülükleri  emreder.
Yu'tiyl hikmete men yeşâ', ve men yu'tel hikmete fekad ûtiye hayren kesîyra ve mâ yezzekkeru illâ ulül'elbab. (2/269)

Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Bunu, ancak, kalb sahipleri düşünür.

Leyse aleyke hüdahum ve lâkinallahe yehdiy men yeşâ'. (2/272)
Onlara   hidayet   etmek   sana   ait   değildir.    Lâkin,   Allah   dilediğine   hidayet eder.

.... tüveffa küllü nefsin ma kesebet ve hum  la yuzlemûn. (2/281)
Herkese     hak     ettiğinin      eksiksiz     verileceği     ve     kimsenin      haksızlığa uğratılmayacağı günden sakının.

Lillâhi mâ fiyssemâvâti va mâ fiyl'ard ve in tübtû mâ fîy enfüsikum ev tuhfûhü yuhâsibkum bihillah feyağfiru limen yeşâu ve yuazzibu men yeşâ', vallahu âlâ külli şey'in kadiyr. (2/284)

Semalarda ve yerdekilerin hepsi Allah'ındır. İçinizde olanı açıklasanız da gizleseniz de onunla Allah sizi hesaba çeker. Dilediğini bağışlar, dilediğine azap verir. Allah    kadirdir, her şeye gücü yeter.

Amenerrasûlü bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu'minun küllün âmene billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulih, lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih ve kâlâ semi'nâ ve eta'nâ ğufrâneke rabbenâ ve ileykelmasiyr. (2/285)

Rasul, rabbinden kendisine inzal olana iman etti. Ve, mü'minlerin hepsi de, "b"nin sırrını müdrik olarak Allah'a ve, O'nun meleklerine, kitaplarına, resullerine iman ettiler... "Resullerinden hiç birini ayırdetmeyiz..işittik ve itaat ettik, mağfiretini isteriz Rabbimiz.. Dönüşümüz sanadır!." dediler...

La   yukellifullâhu   nefsen   illâ   vüs'aha   lehâ      kesebet  ve   aleyhâ   mektesebet Rabbenâ lâ tuahiznâ innesiynâ ev ahta'nâ rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ isran kemâ hamel tehu alelleziyne min kablinâ; rabbenâ ve lâ tuhammilnâ  mâ lâ tâkate lenâ bih, va'fu annâ vağfir lenâ verhamnâ ente mevlâna fensurna alelkavmil kâfiriyn. ,2 286)

Allah, kimseye teklif etmez kapasitesi dışındakini. Yaptıklarınızın kazancı da size aittir, kaybı dal..

Rabbimiz!. Unuttuklarımızdan veya düştüğümüz hatalardan dolayı, bizi muaheze etme.

Rabbimiz!. Bizden evvelkilere yüklemiş olduğun ağır yükleri bize yükleme.

Rabbimiz!.   Altından kalkamayacağımız bir mes'uliyeti bize yükleme.
Bizleri affeyla, bağışla, merhamet buyur.
Sen, bizim Mevlâmızsın, gerçeği örtenlerin kavmine karşı bize yardım ihsan eyle!..

ALİ İMRAN

....Ve mâ ya'lemu te'vîlehu illallahu ver râsihûne fil ilmi.... , küllün min indi rabbin(3/7)

O'nun (kitabın) te'vilini Allah'dan ve ilimde rasih (İlâhi ihsana nail olan, ilimde mütehassıs kişi) olanlardan başkası bilemez!.... Hepsi rabbimizin indindendir..

Rabbenâ lâ tuzığ kulûbenâ ba'de iz hedeytenâ ve heblenâ min ledünke rahmeh; inneke entel Vahhab. (3/8)

Rabbimiz, bizi hidayete ulaştırdıktan sonra kalplerimizi eğriltme. Bize indinden rahmet bağışla. Vahhab olan, (karşılıksız ihsanda bulunan) ancak sensin...

Rabbenâ inneke cami'un nasi liyevmin lâ reybe fiyh, innallâhe la yuhliful mîy'ad. (3/9)

Rabbimiz, gerçekleşmesi kesin olan günde insanları toplayacak olan, mutlaka sensin, Kesinlikle Allah vâ'dinden dönmez!..

Elleziyne yekulune rabbenâ innenâ amenna fağfirlenâ zunubenâ vekınâ azâbennar. (3/1 6)

Onlar ki, "Rabbimiz, iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru." derler

Es sâbiriyne ves sâdikıyne vel kânıtiyne vel münfikiyne vel müstağfiriyne bil eshar. (3/17)

Onlar.sabreden, sadık olan, huzurda boyun büken, infakta bulunan ve seher vakitlerinde istiğfar edenlerdir.

Şehidallahu ennehu lâ ilahe illâ Hu, vel melâiketu ve ulul ilmi kaimen bilkıst, lâ ilahe illâ huvel Aziyzul Hakiym. (3/18)

Şehadet eder Allah kesinlikle, tanrı yoktur ancak kendisi vardır... Melekler ve ilim sahipleri de, Azîz ve Hakim olan Allah'dan başka bir varlık olmadığına şehadet ederler.

İnneddiyne indallâhilislam.... (3/19)
Kesinlikle Allah indinde din.islâmdır.
Kul lilleziyne ûtül kitâbe vel ümmiyîne. (3/20)
Ehli Kitaba ve ümmi araplara sor!.

Kulillahümme malikelmülki tu'tiyl mülke men teşâu ve tenziül mülke mimmen teşa', ve tuizzü men teşâu ve tuzillu men teşa', biyedik'el hayr, inneke âlâ külli şey'in Kadiyr.

De ki: "Mülkün sahibi olan Allahım, mülkünü istediğine verirsin, istediğinden de alırsın, kimi istersen şânını yükseltir, kimi istersen de zelîl edersin, hayır senin yedindedir. Şüphesiz gücün her şeye yeter."

Tuliccül leyle fiynnehâri ve tulicün nehâre fiylleyli ve tuhricul hayye minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayyi ve terzuku men teşau biğayri hisab. (3/26-27)

Geceyi gündüze çevirir, gündüzü geceye sokarsın; Ölüden diri, diriden ölü çıkartırsın. Dilediğine, hesapsız şekilde rızık ihsan eylersin.

.... ve yuhazzirükumullâhu nefseh ve ilâllahil masiyr. (3/28)

Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırır.

Ve dönüş, ancak Allaha'dır.

Kul in kuntum tuhibbûnallahe fettebiûniy   yuhbibkumullâhu. (3/31)

(Rasulüm!..) De ki: "Allah'ı seviyorsanız, bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin."

Rabbenâ amennâ bimâ enzelte vetteba'nerrasûle fektubnâ maaşşahidiyn. (3/53)

(Havariler):"Rabbimiz indirdiğine inandık ve peygamber'e uyduk. Bizi şahitlerden yaz."

iz kalallâhu ya İsa inniy müteveffîyke ve râfiuke ileyye ve mutahhiruke minelleziyne keferu.... (3/55)

Allah buyurmuştu ki: "ya isa!. seni vefat ettireceğim, ve nezdime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden arındıracağım."

Ve men yebteği ğayrel'İslâmi diynen felen yukbele minh.... (3/85)

İslâm'ın dışında din arayandan bu kabul edilmez.

 

25/12/2001

Ön sayfa