Ayetler ve Mealleri - 3

 

İnne fiy halkis semavati vel ardı vahtilafil leyli ven nehâri leâyâtin liüliyl elbab (3/190)

Semaların ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün biribirini takibedişinde

Elleziyne yezkürûnallahe kıyâmen ve kuûden ve alâ cünûbihim ve yetefekkerûne fiy halkis semâvâti vel'ard, rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtıla, subhâneke fekınâ azâbennâr. (3/191)

Onlar ki, Allah'ı ayakta iken, otururlarken ve yanları üzerine uzanıp yatarken zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler:

"Rabbimiz, bunları boşuna yaratmadın. Sen Sübhan'sın. Bizi ateşin azabından koru." (derler)

Rabbenâ inneke men tudhilinnâre fekad ahzeyteh ve mâ lizzâlimiyne min ensar (3/192)

Rabbimiz, sen ateşe soktuğunu muhakkak rüsvay edersin. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.

Rabben innenâ semi'nâ münâdiyen yunâdiy lil'iymâni en âminu birabbikum feâmenna rabbenâ fağfir lenâ zunubenâ ve keffir annâ seyyiatinâ ve teveffenâ meal'ebrar. (3/193)

Rabbimiz, gerçek ºu  ki, biz;

"Rabbinize iman ediniz" diye imana davet edeni duyduk, iman ettik. Rabbimiz,    bizim kusurlarımızı  bağışla,  günahlarımızı  sil ve bizi  EBRAR ile birlikte (aynı  idrakte) vefat ettir.

Rabbenâ ve âtinâ mâ veadtena âlâ rusulike ve lâ tuhzinâ yevmel kıyameh, inneke lâ tuhliful miy'ad. (3/194)

Rabbimiz, resullerine bizim için vaâd ettiklerini ihsan buyur, kıyamet günü mahcub olmaktan bizi koru. Muhakkak ki sen sözünden caymazsın..

Yâ eyyuhelleziyne âmenusbirû ve sabirû ve rabitû vettekullâhe leallekum tuflihûn. (3/200)

Ey    iman    edenler,    sabredin    ve    sebat    gösterin.    Rabıta    yapın,    Allah'tan sakınınız (sistemini farkediniz) ki, kurtuluşa eresiniz!.. N i S A         ;

.... halekakum min nefsin vâhidetin.... (4/1) .... Sizi bir Nefs'den yaratan... .... ve hulikal'insânu daiyfa. (4/28) İnsan, zayıf olarak yaratılmıştır.

Ya eyyuhelleziyne âmenu lâ te'külû emvâleküm beyneküm bilbâtıli illâ en tekûne ticâreten an terâdın minküm ve lâ taktulû enfüseküm.... (4/29)

Ey iman edenler, karşılıklı rızaya dayanan ticaret hali müstesna, mallarınızı bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin ve kendinizi öldürmeyin!..

Ve la tetemennev mâ faddalallâhu bihî ba'deküm âlâ ba'd.... (4/32) Allah'ın   sizi,   birbirinizden   üstün   kıldığı   şeyleri   (başkasında   olup   da   sizde olmayan) hasretle arzu etmeyin!..

Erricâlu kavvâmûne alen nisâi....  (4/34) Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. innallâhe lâ yezlimu miskâle zerren.... (4/40) Şüphesiz ki Allah, bir zerre ağırlığında dahi zulmetmez..

innallâhe lâ yağfiru en yuşreke bihî, ve yağfiru mâ dûne zâlike limen yeşâ'!. (4/48)

Allah, kesinlikle kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz!.. Fakat, bunun dışındakiler! dilediğine bağışlar...

.... belillâhu yuzekkiy men yeşâu.... (4/49) Allah, dilediğini arındırır.

innelleziyne keferû  biâyâtina sevfe nusliyhim  nâra,  küllemâ  nedicet cülûdühüm beddelnâhüm cülûden ğayrehâ liyezûkul azâb....  (4/56) Ayetlerimizi inkâr edenleri ateşe sokacağız.

Azabı tadıp durmaları için, derileri kavruldukça yenileri ile değiştiririz. Yâ eyyühelleziyne    âmenû etiy'ullâhe ve etiy'urrasûle ve ulul'emri minküm fein tenâze'tüm fiy şey'in ferudduhu ilallâhi verrasul....  (4/59)

Ey mü'minler, Allah'a ve Rasul'e ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin. Eğer   bir   şey   hakkında   anlaşmazlığa   düşerseniz,   onu   Allah'a   ve    Rasul'e döndürün!..

Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe. Birr'e eremezsiniz...

Va'tesimû bihablillâhi cemiy'an ve lâ teferraku.... (3/103)Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı sarılın, bölünmeyin. .... ve mâ zalemehümullâhü ve lâkin enfüsehüm yezlimun. (3/117)

Allah, onlara zulmetmedi ve lâkin, kendi nefislerine kendileri zulmettiler. Leyse leke minel'emri şey'ün.... (3/128)

"Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur."

Em    hasibtüm    en    tedhulül    cennete    ve    lemmâ    ya'lemillâhülleziyne    câhedû minküm ve ya'lemessabiriyn.   (3/142)

Allah'ın, sizden cihad edenleri ve sabredenleri bilmeyeceğini ve siz sadece iman ettik demekle cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz?..

Ve mâ Muhammedün illâ rasul kad halet min kablihirrüsul, efein mâte ev kutilen kalebtum alâ ağkâbiküm ve men yenkalib alâ akıbeyhi felen yadurrallâhe şey'en ve seyeczillahuş şakiriyn. (3/144)

Muhammed  ancak  bir  Rasul'dür.   Ondan  önce  de  Rasuller gelip  geçmiştir. Şimdi  o,   vefat  eder veya  öldürülürse  gerisin   geriye  mi  döneceksiniz?..   Kim geri   dönerse,   Allah'a   hiç   bir   şekilde   zarar   veremez!..   Allah,   şükredenleri mükâfatlandırır.

....   rabbenağfir   lenâ   zunûbenâ   ve   isrâfenâ   fiy   emrinâ   ve   sebbit   akdâmenâ vensurnâ alel kavmil kâfiriyn. (3/147)

Rabbimiz,  günahlarımızı ve  işimizdeki  israfımızı  bağışla,  direncimizi  sabit kıl ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardımcı ol..

Senulkıy   fiy   kulûbilleziyne   keferurru'be   bimâ   eşrakû   billâhi      lem   yünezzil bihi sultânen.... (3/151)

......    Allah'ın    hakkında    hiç    bir    delil     indirmediği    şeyleri    O'na    ortak

koşmaları sebebiyle, kâfirlerin kalplerine korku salarız.

  eyyühelleziyne   âmenû     tekûnû   kelleziyne  keferû  ve  kâlû   liihvânihim   izâ darebû    fil    ardı    ev    kânû    ğuzzen    lev    kânû    indenâ        mâtû    ve        kutilû liyec'alellâhu zâlike hasreten fiy kulûbihim .... (3/156)

Ey iman edenler!. Sizler, inkâr edenler ve sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında, "eğer yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın!. Allah, bu zannı onların kalplerinde hasret sebebi kıldı..

...sümme tüveffâ küllü nefsin mâ kesebet ve hüm lâ yüzlemun (3/161) Sonra, herkese kazandığının karşılığı ödenir ve asla zulmedilmez!.. Ve       tahsebennel'leziyne    kutilû    fiy    sebiylillâhi    emvâta,    bel    ahyâun    inde rabbihim yurzekun.  (3/169)

Allah  yolunda  öldürülenleri  ölüler  sanma  sakın!..   Hakikatte  onlar    rabları katında diridirler, (Cennet meyvelerinden) rızıklanmaktadırlar. Ve   hâfûni in küntüm mü'minin.  (3/175) Benden korkun,  eğer mü'mim iseniz!..

Ve lâ yahzünkelleziyne yusâriûne fiylküfri innehüm len yedurrullâhe şey'en yuriydullâhu ellâ yec'ale lehüm hazzen fiyl'âhireh... (3/176)

Küfre koşanlar seni mahzun etmesin. Çünkü onlar Allah'a hiç bir zarar veremezler. Allah, onlara ahirette bir nasip vermemeyi dilemiştir.

Lekad semi'allahu kavlelleziyne kâlû innallâhe fakîyrun ve nahnu ağniyâ', senektübü mâ kâlû ve katlehümül enbiyâe biğayri hakkın ve nekûlü zûkû azabel hariyk. (3/181)

"Gerçekten Allah fakir, biz ise zenginiz." diyenlerin sözünü Allah işitmiştir. Dedikleri bu sözü ve haksız yere peygamberleri öldürdüklerini yazacağız ve "tadın yakıcı azabı!.."diyeceğiz...

Zâlike bimâ kaddemet eydîyküm ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil'abiyd. (3/182)

Bu, sizin elleriniz ile kazandığınızın karşılığıdır. Yoksa, Allah kullarına zulüm edici değildir.

Küllü nefsin zâikatü'lmevt!. ve melhayâtüd'dünyâ illâ metâul ğurûr (3/185) Her nefs ölümü tadacaktır. Ve bu dünya hayatı ise ancak aldatıcı şeylerdir. Letüblevünne    fiy    emvâliküm    ve    enfusiküm    ve    letesmeunne    minelleziyne ûtülkitâbe  min   kabliküm   ve  minellezîyne  eşrekû   ezen  kesîyren  ve   in  tasbirû   ve tettekû feinne zâlike min azmil umur. (3/186)

Mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan olunacaksınız. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok ağır sözler işiteceksiniz. Eğer bunda sabreder ve takva gösterirseniz, muhakkak ki bu, işlerin en değerlisidir.

Felâ   ve   rabbike      yu'minûne   hattâ   yuhakkimûke   fiyma   şecere   beynehüm sümme      yecidû   fiy   enfüsihim   harecen   mimmâ   kadayte   ve   yusellimû   teslîma. -.65)

Aralarında   çıkan   olayda   seni   hakem   yapıp   da   verdiğin   hükme,   yürekleri burukluk   duymadan   teslim   olmadıkça,   Rabb-in   hakkı   için,   onlar  iman   etmiş olmazlar.

.... yeşrûnel hayâted dünyâ bil'ahireh.... (4/74)

Dünya hayatını vererek, ahireti satın alanlar..

... vec'al lenâ min ledünke veliyyen vec'al lenâ min ledünke nasîyra (4/75) Bize indinden bir Dost ve indinden bir Yardımcı kıl...

Elem    tere    ilellezîyne    kîyle    lehum    küffû    eydiyeküm    ve    ekiymussalâte    ve âtüzzekât,  felemmâ  kutibe aleyhimül  kıtâlü  izâ  ferîykun  minhüm  yahşevnen  nâse kehaşyetillâhi   ev   eşedde   haşyeh,   ve   kâlû   rabbenâ   lime   ketebte   aleynel   kitâle levlâ   ehhartenâ   ilâ   ecelin   kariyb,   kul   metâud'dünya   kaliyl,   vel'âhiretü   hayrun limenittekâ ve lâ tuzlemûne fetîyla. (4/77)

Görmez  misin  şunları   ki,   onlara   "   Ellerinizi   çekiniz  ve  namazı   kılıp  zekât veriniz" denildi.Onlara     muharebe    farz    kılındığında    içlerinden    bir    kısmı    insanlardan, Allah'tan korktukları gibi hatta   daha fazla korktular. Ve, "Rabbimiz,    savaşı    niçin    bize    takdir    ettin?.    Ecelimizi    ertelesen    olmaz mıydı?. " dediler.. Deki:"Dünyanın  faydası  azdır,  sakınanlar için   ahiret  daha  hayırlıdır ve  size  bir kıl payı kadar zulmedilmez!.."

Ve in tusibhüm  hasenetün yekûlü hâzihi min indillahi,  ve in tusibhüm seyyietün yekûlû hâzihî min indike, Kul küllün min indillah(4/78)

Eğer, onlara bir hayır isabet ederse, "Bu, Allah'tandır" derler... Eğer onlara bir şer isabet ederse, "Bu sen'dendir" derler... De ki: Hepsi Allah'tandır.

   esâbeke   min   hasenetin   feminallâhi   ve      esâbeke   min   seyyietin   femin nefsik.... (4/79)

Sana      gelen      iyilik,      Allah'tandır..      Sana      isabet      eden      kötülük      ise, nefsin dendir!..

Efelâ yeteddeberûnel kur'an.... (4/82)

Kur'anı gereği gibi düşünmezler mi?

....   eturîydûne  en  tehdû   men   edallellah   ve   men   yudlilillâhü  felen   tecide  lehû sebîyla. (4/88)

Allah'ın saptırdığını doğru yola mı getirmek istiyorsunuz?..

Allah'ın saptırdığını hidayete yol yoktur!..

Feizâ kadaytümüs salâte fezkurallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cünûbiküm....

(4/103)

........Allah'ı, ayakta, otururken ve yanlarınız üzere yatarken zikredin!..

Ve men yeksib ismen feinnemâ yeksibuhu alâ nefsih.... (4/111)

Günah kazanan onu kendi nefsi aleyhine kazanır.

....  ve enzelallâhu aleykel kitâbe vel hikmete ve allemeke ma l e m  tekün ta'lem

ve kâne fadlullâhi aleyke azîyma. (4/113)

Allah, sana Kitab'ı ve hikmeti indirdi ve bilmediğin şeyleri öğretti. Allah'ın fazl'ı senin üzerine çok büyüktür.

innallâhe la yağfiru  en  yuşreke  bihî,  ve  yağfiru  mâ dûne zâlike limen  yeşâ'....

(4/116)

Allah,    kendisine   şirk   koşulmasını    asla    bağışlamaz!..    Bundan    başkasını dilediğine bağışlar..

İn yed'ûne min dûnihî illâ inâsâ, ve in yed'ûne illâ şeytânen merîyden. (4/117) Şirk  ehli,  Allah'ı  bırakıp  bir takım  dişi  tanrılardan  isterler ve  onlar  ancak inatçı şeytandan istekte bulunurlar.

Leanehullah, ve kâle leettehizenne min ibâdike nasîyben mefrûdan. (4/118) Allah ona lanet etti.. O da dedi ki:  "Kullarından belli bir kısmını alacağım.

Ve  le  udillennehüm     ve     le     ümenniyennehüm     ve     le     âmürennehüm     fele yübettikünne   âzânelen'âmi   ve   le   âmürennehüm   fele   yuğayyirunne   halkallah   ve men   yettehizeş   şeytâne   veliyyen   min   dûnillahi   fekad   hasire   husrânen   mübînâ (4/119)

Boş umutlara, varsayımlara boğacağım. Onlara hükmedeceğim de, davarların kulaklarını kesip yaracaklar. Onlara elbette hükmedeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler.

01/01/2002

Ön sayfa