"Kim ki Allah rızası için
(malından iki sığır, iki koyun, iki dirhem) çift sadaka verirse,
Cennet kapılarından, ‘Ey Allah’ın (sevgili) kulu (buraya gel)!
Bu kapıda büyük hayır ve bereket vardır’ diye çağrılır.
Sehl ibni Sa’d Radiyallâhu
Anh, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin şöyle
buyurduğunu rivayet ediyor:
"Cennette Reyyan denilen bir
kapı vardır. Kıyamet Gününde o kapıdan ancak oruç tutmuş olanlar
girer, onlarla birlikte o kapıdan başka hiç kimse giremez.
O vakit, ‘Dünyada iken oruç
tutmuş olanlar nerededir?’ diye bir ses yükselir. Onlar gelir,
Cennete o kapıdan girerler. Oruçluların en son kalanı da girince
kapı kapatılır, artık başka hiç kimsenin girmesine müsaade
edilmez. O kapıdan kim Cennete girerse ebedi olarak susuzluk
çekmez."
(Buhari, Savm: 4, Bed’ü’l-Halk:
9; Müslim, Sıyâm: 166; Tirmizî, Savm: 55)
Bir başka hadiste de her
mü’minin işlediği amele ve ibadete göre Cennetin değişik
kapılarından çağrılacağı bildirilir:
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın
rivayetine göre Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle
buyurmuştur:
"Kim ki Allah rızası için
(malından iki sığır, iki koyun, iki dirhem) çift sadaka verirse,
Cennet kapılarından, ‘Ey Allah’ın (sevgili) kulu (buraya gel)!
Bu kapıda büyük hayır ve bereket vardır’ diye çağrılır.
Çok namaz kılan da (Cennetin)
namaz kapısından çağrılır.
Mücahitler cihat kapısından
çağrılır.
Oruçlular da ‘Reyyan’
kapısından çağrılır.
Sadaka sahipleri de sadaka
kapısından davet edilirler."
Ebu Bekir Radiyallâhu Anh:
"Babam, anam sana feda olsun
ya Resulallah! Bir mü’minin bu kapıların hepsinden davet
olunması müşkül müdür, bir kişi bu kapıların hepsinden davet
olunur mu?" diye sordu.
Resulullah Sallallâhu Aleyhi
Vesellem cevaben, “Evet, hepsinden davet olunur. Ey Ebu Bekir,
umarım ki, sen de o bahtiyarlardan olasın” buyurdu. (Sahih-i
Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, Hadis no: 895.)
İbni Abbas Radiyallâhu
Anhüma, Hz. Peygamber Sallallâhu Aleyhi Vesellemden şöyle
işittiğini rivayet ediyor:
"Şüphesiz ki, Cennet, bir
sene boyunca Ramazan ayının girmesi için süslenir.
Ramazan’ın ilk gecesi olunca
“Müsire” denilen bir rüzgar, Arş’ın altından eser.
Cennet ağaçlarının yaprağı ve
kapılarının halkaları şiddetle sallanır ve bundan dolayı tatlı
bir ses işitilir ki, dinleyiciler bundan daha güzelini hiç
işitmemişlerdir.
Böylece Cennet hurileri
meydana çıkıp Cennetin en yüksek yerinde dururlar ve şöyle
seslenirler:
“Evlenmek isteyen yok mu?”
Allah onu evlendirir.
Sonra huriler derler ki:
“Ey Cennetin bekçisi! Bu gece
nedir?” Bekçi saygıyla cevap verir:
“Bu gece, Ramazan ayının ilk
gecesidir. Muhammed’in Sallallâhu Aleyhi Vesellem ümmetinden
oruç tutanlar için Cennetin kapıları açıldı.”
Sonra Resulullah Sallallâhu
Aleyhi Vesellem buyurdu ki:
Allah (Azze ve Celle) şöyle
buyurur:
“Ey Rıdvan (Cennetin
bekçisi)! Cennetlerin kapılarını aç ve ey Malik (Cehennemin
bekçisi)! Cehennemin kapılarını Muhammed Sallallâhu Aleyhi
Vesellemin ümmetinden oruç tutanlara kapat!
“Ey Cebrail! Yeryüzüne in,
şeytanların azgınlarına kelepçe vurup zincirlerle bağla, sonra
onları denize at ki, Sevgili Habibim Muhammed’in (Sallallâhu
Aleyhi Vesellem) ümmetinin oruçlarını ifsat etmesinler.”
Resulullah Sallallâhu Aleyhi
Vesellem daha sonra şöyle buyurdu:
Allah (Azze ve Celle) Ramazan
ayının her gecesinde, bir münâdiye (çağrıcıya) üç defa şöyle
nidâ etmesini (seslenmesini) söyler:
“Bir şey isteyen yok mu,
isteğini vereyim.
“Hiç tövbe eden yok mu,
tövbesini kabul edeyim.
“Mağfiret dileyen yok mu,
bağışlayayım.
“Kim fakire değil, zengine;
zalime değil, vefakâra borç verecek?”
Resul-i Ekrem Sallallâhu
Aleyhi Vesellem devamla şöyle buyurdu:
Ramazan ayının her gününde
iftar anında Allah (Azze ve Celle) hepsi de Cehennemi hak etmiş
olan bir milyon kişiyi Cehennemden kurtarır. Ramazan ayının son
günü olunca Allah Teâlâ ayın başından sonuna kadar Cehennemden
kurtardığı kimselerin toplamı kadarını daha kurtarır.
Kadir Gecesi olunca Allah
(Azze ve Celle) Cebrail’e (Aleyhisselâm) emreder. Cebrail
Aleyhisselâm meleklerle beraber yanlarında yeşil bir sancakla
yeryüzüne inerler. Sancağı Kâbe’nin üzerine dikerler. Bu
sancağın yüz kanadı vardır. Bunlardan ikisi bu gecenin dışında
açılmaz.
Cebrail Aleyhisselâm o iki
kanadı bu gece açar ki, bunlar doğudan batıya ulaşır. Cebrail
Aleyhisselâm bu gece melekleri teşvik eder. Onlar da her ayakta
durana, oturana, namaz kılana ve zikredene selâm verirler ve
onlarla musafaha ederler, tokalaşırlar. Yaptıkları dualara
“Âmin” derler.
Bu iş, tan yeri ağarıncaya
kadar devam eder. Tan yeri ağarınca Cebrail Aleyhissalâm:
“Ey melekler topluluğu!
Gitmeye hazırlanınız” der.
Melekler:
“Ya Cebrail, Allah Teâlâ
Muhammed’in (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) ümmetinden olan
mü’minlerin ihtiyaçlarını ne yaptı?” derler.
Cebrail Aleyhisselâm şöyle
cevap verir:
“Allah Teâlâ, bu gece onlara
rahmet nazarıyla baktı ve onları affedip bağışladı. Ancak dört
grup hariç.”
Râvi der ki:
“Ya Resulallah! Onlar kim?”
dediğimizde, buyurdu ki:
“İçki içmeye devam eden,
anababasına âsi olan, akrabalık bağlarını gözetmeyen ve
müşahin.”
“Ya Resulullah! ‘Müşahin’
nedir?” dedik:
“İnsanlar arasındaki dostluk
bağlarını kesen, fitne ve fesat çıkartan kimsedir” buyurdu.
Bayram gecesi olunca, bu
geceye mükâfat gecesi ismi verilir. Bayram sabahı olunca Allah
(Azze ve Celle) melekleri her memlekete gönderir. Yeryüzüne
inerler, sokak başlarını tutup insanların ve cinlerin dışındaki
bütün yaratıklara işittirecek bir sesle bağırıp:
“Ey Muhammed ümmeti! Çok
ihsan eden ve büyük günahlarınızı bağışlayan Rabbinizin huzuruna
çıkınız” derler.
Onlar namazgâhlarına çıkınca
Allah (Azze ve Celle) meleklere:
“İşini yapan işçinin mükâfatı
nedir?” diye sorar.
Melekler:
“Ey yüce Allah’ımız ve
Mevlâmız! Onun mükâfatı ve ücretini tam olarak vermendir”
derler.
Bunun üzerine Allah Teâlâ:
“Ey meleklerim! Sizi şahit
tutuyorum ki, Ben onlara Ramazan ayındaki oruçlarının ve
namazlarının sevabı olarak rızamı ve mağfiretimi verdim” dedi ve
sonra şöyle buyurdu:
“Ey kullarım! Benden
isteyiniz. İzzetim ve Celalim hakkı için bugün Benden âhiretiniz
için biriktirmek üzere ne isterseniz mutlaka veririm. Dünyanız
için istediğiniz şeyde de size bakarım.
“İzzetim hakkı için siz Benim
rızamı gözettiğiniz müddetçe, Ben de sizin hatalarınızı örterim.
“İzzetim ve Celalim hakkı
için hak sahipleri ve idareciler önünde sizi rezil ve rüsvay
etmem.
“Siz Beni razı ettiniz, Ben
de sizden razı olduğum halde bağışlanmış olarak dönünüz.”
Bu sebeple melekler sevinir
ve Ramazan sonunda iftar ettiklerinde Allah’ın (Azze ve Celle)
bu ümmete vereceği mükâfatı müjdelerler. (et-Tergîb ve’t-Terhîb,
2:439)
|