mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

AYININ VEFASI

Bir yiğit giderken kulağına garip , canhıraş sesler erişti. O tarafa yöneldi.  Ejderhanın bir ayıyı yakalamış olduğunu gördü.

Âlemde mazlumların seslerini her yerden işiten , düşkünlere yardımcı erler vardır. Muhabbetin , adaletin , rahmetin ta kendileridir!... Su , neresi alçaksa oraya akar ya!..  Onlar da nerede bir dert varsa orada bitiverir , deva olurlar.

Hile ile babayiğitlik birleşti , o yiğit kişi ejderhayı alt edip öldürdü.  Ayı kurtulunca sıkıntısından , Eshab-ı Kehf’in  köpeği gibi peşine takıldı. Ayrılmadı yanından , arkasından . Günün birinde yiğit hastalandı . Ayı gönül verdiğinden bırakmadı , beklemeye başladı baş ucunda.  Birisi yanına uğradı , halini hatırını sordu , ekledi :

-Kardeş bu ayıyla ne işin var ?

Yiğit , ejderha hikayesini nakletti . Adam da :

-Ahmağın dostluğu düşmanlıktan beterdir. Ayıya sakın güvenme. Neye mal olursa olsun , yanından uzaklaştır , dedi.

Yiğit dedi ki :

-Vallahi sen bunu hasedinden söylüyorsun!... Yoksa sen ayıya ne bakıyorsun ?... Sevgilisine bak!...

-Ahmakların sevgisi aldatıcı olur. Bil ki , benim bu hasedim , onun sevgisinden iyidir. Gel benimle bir ol , o ayıyı def et , sür gitsin!... Hemcinsini bırakıp ta ayıya güvenme , dediyse de , yiğit :

-Git hasetçi herif , git kendi işine bak!... dedi.

Adam :

-İşim buydu ama sana nasip değilmiş. Bil ki ben bir ayıdan daha aşağı değilim ki!... Başına bir şey gelecek diye içerim titriyor. Bırak onu da eşin , dostun ben olayım.

Bu sözler yiğidin kulağına girmedi. Su-i zan kabul etti. Ayının elini tuttu, adamın elini bıraktı. Adam da :

-Senin aklın başında değil , gidiyorum  dedi .

Yiğit :

-Git. Benim kaydımda kalma. Boşboğaz herif. Bir daha da öyle bilgiçlik satma , dedi.

Adam :

-Ben senin düşmanın değilim. Peşimden gelirsen kendine lütfetmiş olursun , dediyse de , yiğit :

-Beni bırak , işine git!... Uykum geldi artık , dedi.

Adam son bir ümitle :

-Yahu , ne olur , bir dosta uy da , akıllı birisinin himayesinde , bir dostun civarında uyu , dedi.

Babayiğit o adamın ısrarından  sıkıldı , kızdı , yüzünü çevirdi kendi kendine söylendi :

-“Bu galiba ya bir katil , bana kastetmeye  geldi. Yahut da bir şeyler umuyor... Dilenci , külhani kılıklı herif!...  Belki de  bu ayıyla beni korkutma hususunda önceden arkadaşlarıyla bahse girişmiş olmalı!... “

İçinin kötülüğünden aklına iyi bir şey gelmiyordu. Ayıyla aynı cinstenmiş gibi , bütün hüsnü zanları ona idi.

Nihayet adam kızarak ve içinden “lâhavle” çekerek ahmağı bırakıp  giderken içinden söyleniyordu :

-“Benim ona ciddiyetle nasihat vermemden , üstüne düşmemden gönlünde ki hayalleri arttı. Büsbütün vehimlendi. Demek ki , nasihat yolu kapandı !...” dedi.

Adam uyudu. Ayı baş ucunda sinekleri kovalamaktaydı.  Kovalanan sinek kalkıyor , havada bir daire çizdikten sonra gelip yine yiğidin yüzüne konuyordu.  Ayı sineğe kızdı , gitti dağdan kocaman bir taş alıp geldi. Sinek yine yüzde duruyordu.  O kocaman değirmen taşını  kaldırdı , sineği öldürmek için bütün gücüyle indirdi yiğidin suratına.  Taş uyuyan adamın suratını paramparça etti.  Bu mesele de âleme yayıldı.

Mesnevi : 2. Cilt - Sayfa : 148 - ....- 163
Hamdi CENİK/İSTANBUL

ANASAYFA