mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

ALLAH İLE AZRAİL

Allah, Azrail’e dedi ki:

- Ey Nakib; bu dertli halktan kime acırsın?

Azrail:

- Herkese yüreğim yanar, lakin emri ihmal etmekten korkarım, hatta derim ki;

Allah gençlerin yerine beni feda etse!..

Allah:

- Daha çok kime acırsın, gönlün kime yanar, hangi kula daha ziyade kavrulur?

Azrail:

- Bir gün; bir gemi, koca dalgalar arasında ceviz kabuğu gibi sallanıp dururken emir aldım, gemiyi paramparça ettim.

"Hepsinin canını al, yalnız filan kadınla o çocuğun canını alma"  dedin... Hepsi emrin mucibince deryayı boyladı, ecel şerbetini içtiler, kadınla küçücük çocuğu birer tahta üstünde kaldılar. Dalgalar tahtaları sürüklerken; "ananın ruhunu kabzet, çocuğu yalnız bırak" diye emrettin.  Ruhunu alarak çocuğu anasından ayırdım, ama sen de bilirsin ki, bu bana o kadar acı geldi ki, çok büyük yaslar gördüm, o çocuğun acısı içimden hiç çıkmadı!.. Dedi.

Allah:

- Ben o çocuğu kendi lûtfumla yetiştirdim. Dalgaya: "Onu bir ormana at!.." Dedim. O ormanı; güller, reyhanlar, sümbüller, yenmesi hoş meyvelerle bezedim. Binlerce güzel sesli kuşlar, tatlı pınarlar, güllerden yataklar verdim. Fitneden korudum. Güneşe; ona zarar verme, yele; ona yavaş es, buluta; onun üstüne yağmur yağdırma, şimşeğe; ona o kadar şule verme, kışa; yeşillikleri tamamen tüketme, yaza; bu bahçeyi yakma diye emirler verdim.

Şeybanı Rai gibi. Hani; o da Cuma günü namaz vakti sürüsüne kurtlar saldırmasın diye sürünün çevresine bir çizgi çizerdi. Ne koyunlar o çizgiden dışarı çıkardı, ne de kurt ve hırsız o çizgiden içeri girerdi. Hûd’un okuyup üflediği daire gibi. O’ da bu çizgiyle kendine uyanları kasırgadan korumuştu!.. Onlara:

- Sekiz gün bu çizginin içinde kalın, susun ve sabredin, dışarıda kalanların uğrayacağı işkenceyi seyredin!.. Demişti. Kasırga, çizginin dışında bulunanları havaya kaldırıp, taşlara çalıyor, etini, kemiğini bir birinden ayırıyor, kimileri de havada çarpışıyor, o kahırdan gök bile tir tir titriyordu.

- Ey soğuk rüzgar: Eğer bunları kendiliğinden yapabiliyorsan, haydi, Hûd’un çizdiği çizgiden de içeri gir!.. Ey tabiata inanan:

Ya tabiattan üstün olan şu Sultan’ı gör, inananlara katıl, yahut ta bu ayetleri Kur’an’dan çıkar. Kur’an okuyanları men et okumasınlar, okutanlara yalvar, yakar, para pul ver, öğretmesinler.  Âcizsin!.. Bu aczin nereden diye şaşırmışsın!.. Senin aczin, kıyamet gününden meydana gelmektedir.
Hasılı o mekan ârifler bağı gibi sam yelinden de korunmuştu, kasırgadan da..

Bir kaplan yavrulamıştı. Ona:Çocuğa süt vermesini emrettim, itaat etti. Nihayet çocuk gelişti, irileşti, büyüdü. Bir peri ile ona konuşmasını öğrettim. Yüzlerce inayetlerde bulundum, bu surette benim lûtfumu vasıtasız olarak görsün istedim.
Vasıtasız olarak nasıl besledim; anladı bildi!.. Ey Allah’ın kulu; buna karşılık şükrane olarak Nemrut oldu o,Halil’i yakmaya kalkıştı!.. Nitekim bu şehzade de padişaha şükran olarak ululandı, mevkiinin daha yükselmesini istedi: "Ben neden başkasına tabi olayım, benim de bir ülkem var, ben de yeni bir  ikbale sahibim!.." Dedi. Padişahtan gördüğü lütuflar, ululandığı için gönlünde örtüldü gitti. Nemrut da bunun gibi bilgisizlik ve körlük yüzünden o lütufları ayağının altına aldı. Şimdi kafir oldu, yol kesmede, ululanmada,Tanrılık davasına kalkışmakta!..
İbrahim’i  öldürmek için binlerce suçsuz çocuğu öldürttü. Vahyi
getirecek çocuk yetişti de, başkalarının kanları boynunda kaldı.

Şüphe yok ki kötü arkadaş olan nefis; yırtıcı bir kurttur. Sapıklık aleminde her kele bir külah vardır. Ey yoksul!.. Onun için köpeğin boynundan tasmayı çözme. Bu köpek terbiye edilse bile,  yine de köpektir. "Ne mutlu nefsini aşağılayana!.." Hükmüne uy. Taif sahtiyanı gibi, Süheyl yıldızının etrafında dönersen farzı yerine getirmiş olursun da, o deri şerrinden kurtulursun!.. Bu suretle de sevgilinin ayağına giydiği çedik olursun!..

Mesnevi:6.Cilt-Sayfa:382-......-387

ANASAYFA